Atardamar tıkanıklığı çok ciddiye alınmalı
Güncelleme Tarihi:
Kalp damar cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Tevfik Güneş, bacaklara, kollara, iç organlara kan akışını sağlayan atardamarlarındamar sertliği nedeniyle kısmen veya tamamen tıkanmasıyla oluşan atardamar tıkanıklığı hakkında bilgiler verdi.
ÖZEL Akut Kalp Damar Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tevfik Güneş, vücuttaki birçok damarda sorunlar görülebildiğini belirterek, atardamar tıkanıklığının ise yaygın olarak bacağa giden damarlarda görülen bir hastalık olduğunu söyledi. Periferik arter hastalığının hem oluştuğu bölgeyi hem de ilgili diğer organları ciddi ölçüde etkileyebildiğini kaydeden Güneş, bu nedenle oldukça ciddi bir rahatsızlık olduğunu ve hafife alınmaması gerektiğini vurguladı.
KİMLER RİSK ALTINDA?
Artan yaşla birlikte toplumda görülme sıklığının yüzde 20-30 düzeylerine kadar yükselebildiğini belirten Doç. Dr. Tevfik Güneş, “Özellikle erkeklerde daha sık olarak görülse de 45 yaş üstü erkek ve 55 yaş üstü kadınlarda sıklığı artmaktadır. LDL kolesterol yüksekliği olanlarda, sigara kullananlarda, özellikle şeker hastalığı olanlarda daha sık görülmektedir. Yüksek tansiyonu olanlar, diğer aile bireylerinde damar sertliği hastalığı olanlar, obezler, düzensiz ve yağlı beslenenler de damar tıkanıklığı için adaydır” dedi.
ŞİKAYETLERİ NELER?
Bacak atardamar tıkanıklığı olan hastaların yarısında şikayet olmadığını ifade eden Güneş, “Hastalık belirtisi görülen bireylerde ise en sık görülen yakınma, yürüme ile birlikte bacakta, özellikle de kalçada ve baldırda ağrıdır. İleri hastalık durumunda görülen dinlenme esnasında bacak ağrısı da görülmektedir. Hastalığın çok ciddiye gittiği durumlarda ayakta açık yaraların oluşması ve ayak parmaklarından başlayan gangren görülmesi gibi durumlar oluşabilir” diye konuştu.
CİDDİ darlığı olup aynı zamanda şikayeti de olan hastalarda ilaç tedavisinden balon stent ve ameliyata kadar her türlü tedavinin uygulanabildiğini söyleyen Özel Akut Kalp Damar Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tevfik Güneş, şu bilgileri verdi: “Hastaların tıbbi durumu, damardaki darlığın yeri, yapısı, damarın anatomik yapısı ve çevre dokularla ilişkisi, dolaşım bozukluğu gelişmiş olan dokunun durumu ve hastalığın süresi, daha önce bu bölgeden ameliyat geçirip geçirmemesi gibi birçok etken göz önüne alınarak hangi tedavinin uygulanacağına karar verilir. Günümüzde tıbbi teknolojinin ilerlemesiyle hastaların büyük kısmı ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebilir hale gelmiştir.”