Güncelleme Tarihi:
Dr. Yağız, “Bazı rahatsızlıkların tedavisi için reçetesine söğüt ağacı kabuğundan sağlanan suyu ilaç olarak yazan ilk hekim Hipokrat’tır. Bilinen tarihi ise 4 bin yıl öncesine dayanmaktadır. Söğüt kabuğunun ağrı kesici olan etken maddeleri salisilik asit ve salisindir. Salisilik asit mikrop öldürücüdür ve bazı gıdalara koruyucu olarak katılır. Aspirin’i sentetik olarak üreten ilk kimyager Felix Hoffman’dır. Uzun süre ağrı kesici, ateş düşürücü olarak kullanılan bu ilaç ilk kez 1974’te kalp krizi üzerine olumlu etkisi gösterilmiş olup 40 yıldır kalp-damar hastalıklarında kan sulandırıcı etkisi nedeniyle kullanılmaktadır. Yüksek dozlarda ağrı kesici ve ateş düşürücü olan Aspirin’in düşük dozlarda ise kan sulandırıcı özelliği vardır. Ancak her derde deva gibi bilinçsizce kullanılması da sakıncalıdır” dedi.
KALP HASTALIKLARINDA
Yapılan klinik çalışmaların sonuçlarında kalp-damar hastalığı bulunanlarda Aspirin kullanımının yararlı etkilerinin görüldüğünü kaydeden Dr. İdil Yağız, “Kalp krizi geçirmiş, balon-stent tedavisi yapılmış veya koroner by-pass ameliyatı geçirmiş hastalarda, beyin, bacak ya da şah damarı tıkanıklığı olan veya bu nedenle işlem uygulananlarda Aspirin’in tekrarlayan olayları önlemede yararlı olduğu bilinmektedir. Günümüzde kalp-damar veya tıkayıcı beyin damar hastalığı geçirmiş hastaların herhangi engelleyici durumu yoksa düşük doz Aspirin’i ömür boyu kullanması tavsiye edilir. Bu hastaların Aspirin kullanılması ile damar hastalığına bağlı ölümlerde yüzde 15, öldürücü olmayan kalp krizi ve inme riskinde yüzde 33 azalma olmaktadır” dedi.
KANAMAYA NEDEN OLABİLİR
Aspiri’nin bazı önemli yan etkilere neden olabileceğini de kaydeden Dr. Yağız, şöyle devam etti: “Var olan kalp-damar hastalıklarının yinelenmesini önlemede başarılı sonuçlar alınan Aspir’in kullanımının bu hastalıkları olmayanlarda koruyucu amaçlı sürekli kullanımının bazı riskleri de bulunmaktadır. Aspirin’in en önemli yan etkisi kanamadır. Aspirin bin erkekten 3.3’ünde, bin kadından da 2.5’inde kanamaya yol açmaktadır. Kanamaların çoğu mide ve bağırsak kanamaları olup, nadiren de olsa hayatı tehdit edecek kadar ciddi olabilir. Midede bulunan koruyucu hücrelere olan direkt etkisiyle de Aspirin mide kanamaları konusunda riski artırmaktadır. Aspirin’e bağlı kanama riski en yüksek olanlar daha önce ülser veya kanama geçirenler, yaşı 60’ın üzerindekiler, yüksek doz ilaç alanlar, birlikte kortizon veya ek kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalardır. Bu sebeple uzman bir doktora danışmadan alınmamalıdır.”