Güncelleme Tarihi:
DOKUZ Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özalp Karabay, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kardiyovasküler hastalıkların ölüm nedenleri arasında açık ara ilk sırayı aldığını belirterek, kalp hastalıklarından ölümlerde son 20 yılda kadınlarda belirgin bir şekilde artma eğilimi olduğunu söyledi. Kadınlardaki östrojen hormonunun damarlar üzerinde olumlu etkileri bulunduğunu belirten Prof. Dr. Özalp Karabay, “Östrojen, kolesterol mekanizmasını etkileyerek damar sertliğini azaltıcı etki oluşturmakta ve bu olumlu etkilere bağlı olarak, kadınlarda doğurganlık dönemlerinde, yani östrojen hormonunun yüksek olduğu dönemlerde koroner damar sertliği ve koroner damar tıkanıklıklarıyla ilgili kalp krizi gibi komplikasyonlara çok ender rastlanmaktadır” dedi.
ENDORFİN MİKTARINI ARTIRIYOR
Aşkın ruh sağlığına iyi geldiğini ve fiziksel anlamda da kişiye sağlık açısından önemli faydalar sağladığını ifade eden Karabay, karşılıklı ve iyi yaşanan aşkın, vücutta endorfin denilen mutluluk hormon salınımını artırarak kan dolaşımını hızlandırdığını ve güçlendirdiğine dikkat çekti. Salgılanan maddelerin koroner damarları genişleterek kalbe daha fazla kan pompalanmasına olanak yaratarak kalp krizi riskini ve felce neden olan pıhtı oluşumunu en aza indirdiğini dile getiren Karabay, “Ülkemizde kalp damar hastalıklarına bağlı ölümler ne yazık ki hala ilk sıralardaki yerini açık farkla korumaktadır. Yaşam koşullarının giderek ağır ve yıpratıcı olmasının yanında aşırı rekabetçi, çıkarcı, maddeci ve sevgisiz toplum modeli de bu olumsuzluğa ciddi derecede katkıda bulunmaktadır. Bir çeşit stres olan aşk, tüm vücudu etkileyerek insanın kalbinde heyecan, midesinde ise kelebek hareketleri oluşturan pozitif bir stres ile sağlığımıza olumlu yönde katkıda bulunmaktadır” diye konuştu.
EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRÜR MÜ?
Yapılan çalışmalarda, mutlu olan ve ilişkileri sağlıklı yürüyen 20 yıllık evli çiftlerde seneler içerisinde dopamin düzeylerinin hala yeni aşıklarda olduğu gibi yüksek seviyelerde korunduğunun belirlendiğini belirten Karabay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kişiye sevdiğinin fotoğrafı gösterilip alınan beyin görüntüleri incelendiğinde ve beyinle ilgili bir takım kimyasal incelemeler yapıldığında, sevdiği kişinin fotoğrafını görenlerde, beynin bazı kimyasal maddeleriyle beraber dopamin, adrenalin ve endorfin seviyelerinde ciddi bir artış gözlemlenmiştir. Bu bilimsel araştırmada bulunan başka bir sonuç da 20 yıllık evliliklerin sonunda birbirini sevdiğini söyleyen çiftlerde ve yeni aşık olan kişilerde birbirine çok benzer dopamin aktiviteleri gözlemlenmiş olmasıdır. Sağlıklı ve sosyal altyapısı olan ilişkilerin yürütüldüğü uzun evliliklerde yapılan incelemeler, evliliğin aşkı öldürmediğini öngörü olarak hormon düzey sonuçlarıyla açıklamıştır.”
AŞKIN RENKLERİ
- Tutkulu aşk: Kırmızı
- Oyuna benzetilen aşk: Mavi
- Arkadaşça aşk: Sarı
- Mantıklı aşk: Yeşil
- Sahiplenici aşk: Mor
- Bencil olmayan aşk: Turuncu
BU RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT
PROF. Dr. Özalp Karabay, kalp damar hastalığı gelişimindeki risk faktörlerini şöyle sıraladı:
- Yaş (Erkeklerde 45 ve üzeri, kadınlarda 55 ve üzeri)
- Ailede kalp hastalığı öyküsü (birinci derece akrabalardan erkekte 55, kadında 65 yaşından önce koroner arter hastalığı öyküsü)
- Sigara içmek
- Yüksek kan basıncı
- Yüksek kolesterol
- Şişmanlık
- Stresle baş edememe
- Fazla alkol tüketimi
- Fiziksel aktivitenin az olması
- Menopoz, özellikle erken menopoz
SİGARAYI HEMEN BIRAKIN
YÜKSEK tansiyon, sigara içilmesi veya kolesterol yüksekliği faktörlerinden herhangi birisinin varlığında hastalık riski iki kat artıyorsa, tansiyonu yüksek olan bir kişinin sigara içmesi durumunda risk artışının 4 kattan daha yüksek olduğunu açıklayan Prof. Dr. Özalp Karabay, günde 25 ve daha çok sayıda sigara içenlerin kalp damar hastalığına maruz kalma riskinin sigara içmeyen birine göre yaklaşık 5 kat daha fazla olduğunu bildirdi.
KALP SAĞLIĞINIZ
İÇİN SPOR YAPIN
KORONER kalp hastalığı veya kalp damar hastalıklarından korunmanın en önemli maddelerinden birinin de düzenli egzersiz olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özalp Karabay, şu bilgileri verdi: “Sporun, kilo kaybını sağlaması, kan basıncı kontrolünü kolaylaştırması, diyabette kan şekeri kontrolünü iyileştirmesi, kan lipitlerini olumlu olarak etkilemesi kalp-damar sağlığı açısından yararlı etkilerdir. Bunun en iyi delili ise kalp krizi sonrası izlemeye alınan hastalarda egzersizin ölüm riskinde yüzde 31 azalma sağlamasıdır. Son yıllarda sportif aktiviteler sırasında beklenmedik ani ölümlere sık rastlanılmaktadır. Gençlerde sportif aktivitelerde ortaya çıkan ani ölümler, erkeklerde kadınlara oranla daha fazla. Bu risk yaşla birlikte artmakta ve 30 yaş üstünde 100 kata kadar çıkmaktadır. Özellikle dayanıklılık isteyen sporlara başlamadan önce kalbin kontrol ettirilmesi gereklidir. Önerilen spor türleri tempolu yürüyüş, yüzme, bisiklete binme, hafif tempolu koşma gibi egzersizlerdir.”
GENÇLER DAHA ŞANSSIZ
PROF. Dr. Özalp Karabay, yaşlandıkça damarlar arasında ‘köprü damarları’ oluştuğunu belirterek, bu durumda kalbin, herhangi bir damar tıkanmasında diğer damardan kan alarak beslenmeye devam ettiğini söyledi. Gençlerde böyle bir yapı oluşmadığı için krize hazırlıksız olan kalbin aniden durduğunu ve ölüme sebep verebildiğini kaydeden Karabay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kişiyi hayatta bırakan bu ortamlar 50 yaşından sonda gelişmektedir. Ancak gençlerin kalbi buna hazır olmadığı için kriz ile birlikte ölüm ortaya çıkmaktadır. Kalp krizi olduğu zaman 50 yaşındaki bir insan hastaneye yetiştirilebilirken, daha genç bir kişi hastaneye ulaştırılamadan hayatını kaybetmektedir. Çünkü yaşlıları hayatta bırakan kalbi krize hazırlayan köprü damarları gençlerde bulunmamaktadır. Sonuç olarak sağlık için spor şarttır. Bunu sağlamanın yolu, sporu yaşamımızın bir parçası olarak kabul etmektir. Ama unutmamalıyız ki bunu da ancak sağlıklı bir kalple gerçekleştirebiliriz.”
FAZLA KİLO
KALBİ YORAR
PROF. Dr. Özalp Karabay, şişmanlığın kalp damar hastalıkları için önemli risk faktörü olup aynı zamanda kalp hastalığına da zemin hazırlayan diyabet ve hipertansiyon için önemli risk sayıldığını söyledi. Karabay, “Fazla kiloların verilmesi, kalp hastalıkları oluşma riskini doğrudan etkilemekte ve verilen kilonun miktarı arttıkça da elde edilen sağlıklı yaşama faydası yükselmektedir” diye konuştu.
SAĞLIKLI BESLENME
KALBİ DÜZENE KOYUYOR
FAZLA kiloların kalbin dolaştırdığı kan miktarının artması, yani kalbin üzerine düşen iş yükünün fazlalaşması anlamına geldiğini ifade eden Prof. Dr. Özalp Karabay, ayrıca insülin direncine neden olduğunu bildirdi. Vücudumuzun buna damarların kalınlaşması, tansiyon yükselmesi, çarpıntı ve koroner kalp hastalığı gelişimi şeklinde yanıt verdiğini dile getiren Karabay, şöyle dedi: “Nabız sayımızın ve tansiyonun düşük olması ise kalbi yormadığı için ömrü uzatmaktadır. Hayatımız boyunca kalp atış sayımız belli olduğundan, sağlık açısından kalbimiz ne kadar yavaş atarsa, bu limit o kadar geç, ne kadar hızlı atarsa o kadar çabuk dolar. Kilomuzu koruyan sağlıklı beslenme, düzenli ve bilinçli spor ile meditasyon kalp atım sayısını azaltmakta ve bu aktiviteler kalbin atımını düzene sokarak, kalp sağlığımızı korumakta olup uzun yaşamı bize sunmaktadır.”
30 KADINDAN 12’SİNİN
ÖLÜM NEDENİ KALP-DAMAR
YAKLAŞIK her 30 kadından birinin meme kanseri nedeniyle yaşamını kaybettiğini kaydeden Prof. Dr. Özalp Karabay, buna karşılık her 30 kadından 12’sinde kalp damar hastalıklarının ölüm nedeni olarak ilk sırayı açık farkla aldığını vurguladı.