Güncelleme Tarihi:
CERRAHİ yapmadan burnumuza şekil vermenin yolunun buruna yapılan dolgu uygulamaları olduğunu söyleyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Cem Karas, “İple, askı ile, kremle ya da buna benzer burun cildine, dış kısmına yapılan uygulamalarla buruna şekil verebilmek pek olası değil. Bu yüzden cerrahi dışı burun estetik uygulamaları dendiğinde yoğunlaşılması gereken konu, dolgu uygulamalarıdır. Burun dolgusu olarak kullanılan ürünler, hyaluronik asit içeren, insan vücuduna zarar vermeyen, ürünün üretilme şekli ve yapısına göre yoğunluğu değişkenlik gösterip vücutta kalış süresi farklılık gösteren, insan vücuduna zarar vermeyen materyallerdir” dedi. “Değişik yoğunluktaki, hyaluronik asit içeren ve ülkemizde 100’den fazla marka çeşitliliği gösteren bu ürünler, daha çok yüzümüz olmak üzere vücudumuzdaki bir çok alana şekil vermek amacıyla kullanılır” diyen Karas, “Burun içinde benzer dolgu maddelerini kullanarak şekil vermek mümkün olabilir. Burada en önemli faktör, doğru hasta ve doğru ürün seçimidir. Burunda kullanılan dolgu materyalleri biraz daha yoğun ve kalıcılık süresi biraz daha uzun olan ürünlerden tercih edilmelidir. Burun dolgu uygulaması ile burundaki hafif çöküntüleri gidermek, biraz olsun burun ucunu kaldırmak, hafif kemerleri kamufle etmek mümkün olabilir” ifadelerini kullandı.
HER HASTAYA UYGULANMAZ
Burun dolgusunun her hasta için uygun olmayabileceğini söyleyen Karas, şu bilgileri verdi: “Uygulama öncesi mutlaka hekim ve hastanın olabilecek şekil değişikleri konusunda hemfikir olmaları gerekir. Uygun vakalarda sonuç çok tatminkar olabileceği gibi, bazen de gereksiz uygulamalarla daha kaba görünümlü bir burun karşımıza çıkabilir. Uygulama lokal anestezi ile yapılır, genel anestezi ihtiyacı yoktur. Uygulama sonrası bazen ufak renk değişiklikleri ya da hafif şişlik ve geçici birkaç gün süren ödeme bağlı his kaybı olabilir. Burun dolgusu, diğer tüm tıbbi uygulamalarda olduğu gibi tıbbi eğitim gerektiren, hekim tarafından uygulanması gereken bir yöntemdir. Burun dolgusu ile ciltte bir takım geçici ya da kalıcı komplikasyonlar olabileceği gibi, körlük gibi ciddi komplikasyonlar da görülebilir. Bu yüzden uygulama, tıp doktoru dahi olsanız ayrı bir eğitim gerektiren, özenle yapılması gereken bir uygulamadır. Yapılan işlemin etki süresi de uygulama yeri ve kullanılan ürünün kalitesine göre 4-5 ay ile 2 seneye kadar devam edebilir.”