İzmir'de üzücü olay

Üçüncü bebeğini dünyaya getiren 32 yaşındaki Seda Özdemir Özbodur ile eşi 38 yaşındaki Soner Özbodur, 'Deniz' adını verdikleri erkek bebeklerinin ihmal sonucu öldüğünü iddiasıyla, polise giderek şikayette bulundu. Soner Özbodur, "Yeni bebeğin bizim tarafımızdan değil de hastane görevlilerince beslenmesi gerekirdi. Hemşire ve doktorların telkini nedeniyle bebeğimize mama vermek zorunda kaldık. Bebeğim daha donanımlı bir başka hastaneye sevk edilebilirdi" dedi. 

İzmir'de özel bir firmada gümrük müşavir yardımcısı olarak çalışan Soner Özbodur ile 2 kız çocuğu annesi eşi Seda Özdemir Özbodur'un, 3'üncü çocuk sevinci, doğumdan saatler sonra kabusa döndü. Bir hukuk bürosunda çalışan Seda Özdemir Özbodur, 3'üncü çocuğunu dünyaya getirmek üzere eşi ve yakınlarıyla geçen cumartesi günü, daha önce kontrollerinin de yapıldığı Bayraklı İlçesi'ndeki özel bir hastaneye gitti. Aynı gün akşam saatlerinde sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen erkek bebeğe Özbodur çifti 'Deniz' adını verdi.

Doğumun sezaryenle olması nedeniyle ilk aşamada annenin sütü gelmeyince, ailenin iddiasına göre hemşire aileye bebeği mamayla besleyebileceklerini söyledi. Bunun üzerine baba Soner Özbodur, mama aldı. Aile bebeği mamayla beslerken, gece saatlerinde bebek bir anda fenalaştı. Nefes almada güçlük çeken bebek, doktorun müdahalesinin ardından nefes almaya devam etti. Ancak ilerleyen saatlerde talihsiz bebek hayatını kaybetti.

ÖLÜM NEDENİ DETAYLI OTOPSİDE BELİRLENECEK
İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından, sağlıklı bir şekilde dünyaya geldikten saatler sonra yaşamını yitiren Deniz bebek, Doğançay Mezarlığı'nda gözyaşları arasında toprağa verildi. Minik Deniz'in kesin ölüm nedeninin detaylı otopsinin ardından netlik kazanacağı bildirildi.

İKİ KEZ FENELAŞTI
Hastanenin ihmali olduğunu öne süren Soner Özbodur, Bayraklı Polis Merkezi'ne giderek avukatı Fatih Kanmaz ile birlikte şikayetçi oldu. Bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya geldiğini kaydeden Soner Özbodur, "Hastaneye gittikten sonra akşam saatlerinde sezaryenle doğum gerçekleşti. 'Deniz' adını verdiğimiz oğlumuzun gayet sağlıklı olduğu söylendi ve kıyafetleri giydirildikten sonra yanımıza getirildi. Bir süre sonra da eşim ameliyathaneden çıktı. Ancak doğumun sezaryenle olması nedeniyle eşim bebeğimizi emziremedi. Hemşire bebeği mamayla beslememizi önerdi. Ben de bebekler için kullanılan mamayı aldım. Tarife uygun şekilde mamayı hazırlayıp hemşirenin kontrolünde bir iki damla bebeğimizin ağzına damlattık. Bebeğimiz emmediği için hemşire bir sakıncasının olmadığını bir iki saat arayla tekrarlamamız gerektiğini söyledi. Ancak geçen pazar günü saat 05.30 sıralarında bebeğimiz morarmaya başladı, nefes alamadığını görünce görevlilerden yardım istedik.

Doktor ve hemşire geldi, yaklaşık 15 dakika bebeğimize müdahale edip tekrar nefes almasını sağladılar. Ben hastanede çocuk doktoru yoksa, bebeğimizi bir başka hastaneye götürebileceğimizi söyledim, ancak bebeğin bir sıkıntısının olmadığını, normal olduğunu söylediler. Ancak aynı gün saat 09.00 sıralarında bebeğimiz tekrar fenalaştı. Bu kez de acil serviste görevli doktor kalp masajı yaparak bebeğimize müdahale etti. Sonrasında bebeğimiz odadan alınıp götürüldü, saat 10.00 sıralarında da yaşamını yitirdiği söylendi. Hastane yetkilileri, bebeğin akciğerine mama kaçtığı için vefat ettiğini söyledi. Bu olayda ihmal olduğunu düşünüyorum. Çünkü hastanede bulunan bebek doktoru bir süre sonra gitti ve bebeğim ikinci kez rahatsızlandığında, son on dakikada tekrar geldi. Ayrıca yeni bebeğin bizim tarafımızdan değil de hastane görevlilerince beslenmesi gerekirdi. Hemşire ve doktorların telkini nedeniyle bebeğimize mama vermek zorunda kaldık. Bebeğimin ilk rahatsızlığının ardından daha donanımlı bir başka hastaneye sevk edilebilirdi. Bebeğimizin hayatını kaybetmesiyle ilgili ihmali olanlardan şikayetçiyim" dedi.

Acılı anne Seda Özdemir Özbodur da bebeğinin hayatını kaybetmesiyle ilgili ihmali olanların cezalandırılmasını istedi.
Hastane yetkilileri ise ailenin mamayı kendilerine danışmadan alıp bebeğe verdiğini, olayla hastanenin bir ilgisinin olmadığını savundu.