Güncelleme Tarihi:
BUNDAN 12 yıl önce sadece 2 masa ile yola çıkan Asma Yaprağı, bugün Alaçatı’nın en sevilen lokantalarından biri haline geldi. Ayşe Nur Mıhçı’nın el emeği göz nuru Asma Yaprağı, Alaçatı’ya has 2 katlı taş evde misafirlerini ağırlıyor. Tamamı mevsimsel ve Ege mutfağına ait malzemelerle yapılan yemekleri özel kılan şey ise Ayşe Hanım’ın aile mutfağından çıkan tariflerin Asma Yaprağı’nda yeniden hayat bulması. Ayşe Nur Mıhçı’nın oğlu Kerem’le birlikte işlettiği Asma Yaprağı, sımsıcak atmosferi ve birbirinden lezzetli yemekleri ile kendine hayran bırakıyor. Bir Alaçatı klasiği haline gelen Asma Yaprağı’na aile defterinden çıkan tariflerle can veren ve bugün o deftere kendisinden de bir şeyler eklemenin mutluluğunu yaşayan Ayşe Hanım’ın lezzet dolu hikayesini dinledik.
ANNE OĞUL EL ELE VERDİ
Yemeklerin ve sofraların çok önemli olduğu bir ailede büyüdüğünü, zaman içinde çekirdek aileye dönüşle bu özleminin gün yüzüne çıktığını söyleyen Ayşe Nur Mıhçı, Asma Yaprağı’nın hikayesinin bu noktada başladığını söylüyor. Oğlu Kerem’le el ele verip bir yola çıktıklarını dile getiren Ayşe Hanım, “Burada yaşarken en önem verdiğim şey kendi yöresel lezzetlerimiz ve mutfak kültürümüze sahip çıkmaktı. ‘Biz neden kendi imambayıldımızı, patlıcanlı pilavımızı taçlandırmıyoruz, en güzel sunumlarla masaların en baş köşesine koymuyoruz?’ dedik. Halamın sinkontosu, annemin patlıcanlı pilavı, domates bastısı, anneannemin fırında domates dolması... Aile fertlerinin tariflerini anlatırken, ‘Halamın, anneannemin, teyzemin, annemin’ diyorum. Sanki onlara buradan sesleniyormuşum gibi geliyor. Aile tariflerine sahip çıktığım ve taçlandırdığım için çok mutluyum” diyor.
İŞİMİZİ AŞKLA YAPIYORUZ
Köyiçi’nde küçük bir dükkanda ‘sessiz sakin’ bir dükkanda başlayan yolculuklarının zaman içinde önemli bir ivme yakaladığını anlatan Ayşe Nur Mıhçı, başarının kaynağını işini severek yapmak olarak görüyor. Zaman içinde aile tariflerinin ötesine geçtiklerini aktaran Ayşe Hanım, şöyle devam ediyor: “Biz işimizi aşkla yapıyoruz. Buradaki her andan keyif alıyorum. En başından beri yaptığımız işe inanıyorum. Oğlum Kerem, ben ve şahane ekibimiz ailemizin sofralarını kurmaktan çok mutluyuz. Ailemiz her geçen gün genişledi. Öte yandan yaz-kış bostanımız da var. Kendi bostanımızdan bir şeyleri alıp kendi mutfağında pişiriyor olmak büyük bir keyif. Yetişemediğimiz yerde bölgemizin üreticisinden, çiftçi komşularımızdan alıyoruz. İyi ki bu şekilde, burada topraktan beslenip sofralara ve insanlara uzanıyoruz.”