Güncelleme Tarihi:
* Bodrum’un sakin yapısı ve havasıyla bir çekim merkezi olduğunu paylaşan Mustafa Güneri, “Eğitim imkanları çok iyi olduğu için burada 12 ay kalan aileler mutlu. Kaostan uzak olduğu için de başarı geliyor. İstanbul’dan kaçıp Bodrum’a yerleşen ve ilaç kullanan dostlarımız ilaçlarını bırakmaya başladılar. Bodrum herkese iyi geliyor” diyor.
BABASI KÜSSE DE YOLUNDAN DÖNMEDİ
Mustafa Bey denizci bir aileden geliyor. Baba Mehmet Yılmaz Güneri’nin sünger avcılığıyla başlayan deniz hikayesi bir süre sonra mavi yolculuğa taşınmış. Oğul Mustafa da yaz tatillerinde babasına teknede yardım etmiş. Ama herkesin tatil yaptığı bir atmosferde çalışmak Mustafa Güneri’yi yeni arayışlara itmiş. Asker dönüşü bilgisayar ve İngilizce kursu için Halk Eğitim’in kapısını çalmış. Burada tanıştığı hocasıyla hiç alakası olmamasına rağmen mobilya sektörüne girmeye karar vermiş. Bu yüzden babası kendisiyle 15 gün konuşmasa da kararından vazgeçmemiş. “Büro mobilyaları, ev gereçleri satarız” diyen Mustafa Bey, İstanbul’da katıldığı fuarda bir Alman mutfak firmasının bayiliğini almış. Ama siparişlerde yaşadığı sıkıntılar onu üretime itmiş. Temellerini 1996’da attığı Bodrum Mutfak&Mobilya ile yoluna devam eden Mustafa Güneri, bugün butik anlayışla, mutfak başta olmak üzere, mobilya, oturma grupları, kapı, banyo, otel odası ve aksesuvarlardan oluşan geniş ürün yelpazesiyle dikkat çekiyor.
BURAYA RESETLEMEYE GELİYORLAR
Ailesi 250-300 yıldır bu topraklarda yaşayan Mustafa Bey, yüzyıllardan beri bir yaşam merkezi olan Bodrum’un 35-40 sene önce farklı bir kimliğe büründüğünü düşünüyor. Denizi, doğası, havası, güneşi, gastronomisi, tarihiyle farklı bir destinasyon olan Bodrum’un fark yaratan bir bölge olduğunu söylüyor. “Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın önemli bir merkezi. Yıllardır bu böyle... İnsanlar buraya Bodrum’un saydığımız zenginliklerinde kendilerini resetlemeye geliyorlar. Mavi yolculuğun büyüsüyle dinleniyorlar. Pandemiyle birlikte eskiden sadece sezonluk gelen insanlar, 12 ay burada yaşamaya başladılar. Çünkü izole bir yaşam imkanı da söz konusu” diyor.
* Üşenme, erteleme ve vazgeçme... Bu üç kelime Mustafa Güneri’nin hayattaki yola haritasını oluşturmuş. Buna göre yaşayan Mustafa Bey, hem işte, hem de hayata başarıyı yakalamış.
HUZURLU KENTİ İYİ PLANLAYALIM
“Bodrum demek huzur demek”! Mustafa Güneri de bu görüşte.. Hatta, bunun dün böyle olduğunu, şimdi de böyle, yarın da böyle olacağını paylaşıyor ve ekliyor: “Ama birlikte hareket etmek de gerekiyor. Planlardan söz ediliyor ama bu planlama sadece mimari anlamda değil, bölgenin yaşamından iş yapış şekline kadar hemen hemen her alanda olmalı. Bodrum’da birçok sektör faaliyet gösteriyor. Düne kadar ilçede trafik ışıkları yoktu. Ama daha sonra ışıklar geldi ve artan trafiğe düzenleme getirildi. Herkes kuralını biliyor. Dolayısıyla iş yaparken de herkesin kurallara uyması gerekiyor. Bunun için de sektörel anlamda da iyi planlama şart. Bu Bodrum’u daha da ileriye taşıyacak. Yaşam kalitesini de artıracak.”
HER BİR NOKTASI AYRI BİR YAŞAM ALANI
BODRUM’un ismini duyan birçok kişinin buraya gelmek istediğini söyleyen Mustafa Güneri, “İsim çekiyor. Herkesin burayla bir bağlantısı var. Farklı bir destinasyon. Çok büyük bir lokasyon. Eskiden 11 belediyenin olduğu bir coğrafyadan söz ediyoruz. Büyükşehir Yasası ile bu Bodrum Belediyesi çatısında toplandı. Turgutreis, Yalıkavak, Türkbükü, Gündoğan, Yalıçiftlik... Her birinin ayrı bir havası ve yaşam kalitesi var. Ciddi bir cazibe merkezi. Eğlence isteyene eğlence, dinlence isteyene dinlence. Tam bir çekim merkezi. Bodrum’un her kesime hitap edebilen yapısı var” ifadelerini kullanıyor.
* Bodrum için ben değil, biz kavramının vurgulanması gerektiğini savunan Mustafa Güneri, ekliyor: “Herkes evinin önünü süpürürse mahalle temiz olur. Bu kültürün geri gelmesi gerekiyor. Herkes taşın altına koymalı. Takım çalışması olmalı.”
FIRTINASIZ DENİZ OLMAZ
BUGÜN turizm sektöründe işlerin pek iyi gitmediğinin konuşulduğunu söyleyen Mustafa Güneri, “Bunlara çok takılmamak gerekiyor. Zaman zaman bazı sektörlerde inişler ve çıkışlar olabiliyor. Ama geleceğe odaklanmak gerekiyor. Fırtınasız deniz olmaz. Önemler almak gerekiyor. Hayat devam ediyor. Gemiyi güvenle ve en az hasarla limana ulaştırmak gerekiyor” diyor.
HEM MUTFAK ÜRETİYORUM HEM DE MUTFAKTA ÜRETİYORUM
YOĞUN iş temposunda çok da tatil yapamayan Mustafa Güneri, hafta sonları tekneyle denize açıldığını paylaşıyor. Akşamları ve hafta sonlarını ailesine, dostlarına ve kendisine ayıran Güneri, “Tatil durağı noktasında ise Türkiye’de Çeşme Alaçatı’yı çok seviyoruz. Bol bol yürüyorum. Olta balıkçılığını seviyorum. Yüzüyorum, dalıyorum. Denizci aileden geliyorum ve kaptanım. O nedenle mutfakla da aram çok iyi. Sektörümüzden de gelen bağla mutfağa giriyorum. Balık buğulamam ve çorbam meşhur. Kitap okumak keyif aldığım hobilerden. Evimde ve ofisimde, işimi ve kendimi geliştirmek amacıyla oluşturduğum son derece değerli eserlerden oluşan zengin kütüphanem var. Gün içinde kendime zaman ayırıp birkaç saatimi okuyarak değerlendiriyorum. Özellikle kişisel gelişim kitapları okuyorum ama işim nedeniyle de ekonomi kitaplarını da es geçmiyorum” diye konuşuyor.
İKİSİNDEN BİRİ
* Yürüyüş / Koşu
* Susmak / Konuşmak
* Klasik / Modern
* Dobra / Politik
* Samimi / Mesafeli
* Kitap / Dergi
* Doğa / Konfor
* Kedi / Köpek
* Çay / Kahve
* Et-balık / Ot
* Disiplinli / Rahat
KİMDİR?
Burcu: Koç
Eğitimi: Bodrum Lisesi
Medeni durumu: Fatoş Güneri ile evli. Mehmet ve Leman Nur adında iki çocuk babası.
Tuttuğu takım: Fenerbahçe