Güncelleme Tarihi:
Karaciğer, pankreas ve safra yolu tümörlerinin farklı hücre tipleri ve kökenlere sahip olabildiğini belirten Zeytünlü, “Karaciğer tümörleri, genellikle ‘hepatosit’ adını verdiğimiz hücrelerden kaynaklanır ve kontrolsüz hücre bölünmesi neticesinde malign kitleler olarak belirir. Bu tümörlerden bazıları karaciğerde başlar ve primer olarak adlandırılırken (hepatosellüler karsinoma-HCC) ve intrahepatik kolanjiyokarsinoma gibi), bazıları başka organlardan karaciğere yayılıp sıçrayarak metastaz yapar ve bu durumda sekonderdirler. Pankreas tümörleri ise pankreasın ekzokrin ve endokrin hücreleri gibi iki ana hücre türünden oluşur. Pankreatik adenokarsinoma en agresif malignitelerden biri olarak kalmaya devam etmektedir. Safra yolu tümörleri de doğrudan safra yollarında başlamaktadır. Safra kanalı tümörleri veya kolanjiyokarsinomalar, konumlarına göre intrahepatik, perihiler veya distal olarak sınıflandırılabilir. Ek olarak karaciğerin normal işleyiş ve çalışmasını bozan karaciğer hastalıkları, organın metabolizma, detoksifikasyon gibi birçok hayati fonksiyonunu olumsuz etkileyebilir” ifadelerini kullandı.
BELİRTİLER, SIKLIKLA BELİRSİZ VE HAFİF
Hastalıkların belirtilerini sıralayan Zeytünlü, “Bu hastalıklar, başlangıç aşamasında sıklıkla belirsiz ve hafif olabilmektedir. Bu sebeple, birçok hasta ileri evrelerde teşhis edilmektedir. Karaciğer tümörlerinin başlangıçtaki belirtileri arasında karın ağrısı, kilo kaybı, yorgunluk ve sarılık bulunur. Pankreas tümörlerinin belirtileri arasında karın ağrısı, iştahsızlık ve sindirim problemleri; safra yolu tümörlerinde ise sarılık, ciltte kaşıntı ve kilo kaybı yer alır. Tabii kilo kaybı kanserle özdeşleşmişse de geçenlerde bize başvuran bir hastamızda olduğu gibi halsizlik ve sarılık önemsenmeyebilir ve kimi hastada karaciğerin yetersiz çalışması neticesinde sıvı birikimi, karında şişlik ve böylece kilo alımı da gerçekleşebilir” uyarısında bulundu.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ NELERDİR?
Söz konusu hastalıkların tedavi seçeneklerine dair bilgi veren Zeytünlü, şunları söyledi: “Tedavi stratejileri, hastalığın türüne, evresine ve hastanın genel sağlık profiline bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Karaciğer tümörleri için önerilen tedaviler arasında cerrahi müdahale, kemoterapi, radyoterapi ve immünoterapi bulunmaktadır. Erken evre HCC için cerrahi rezeksiyon veya karaciğer transplantasyonu küratif olabilir. Pankreas ve safra yolu tümörlerinde de benzer tedavi yöntemleri uygulanabilir. Pankreatik adenokarsinomalar erken yakalanırsa genellikle cerrahi ile yönetilir. Aksi takdirde kemoterapi, radyasyon veya ablasyon, embolizasyon gibi hedeflenen terapiler kullanılır. Kolanjiyokarsinomalar cerrahi olarak yaklaşılır ancak adjuvan terapiler gibi kemoterapi veya radyasyon gerektirebilir. Daha yeni immünoterapiler ve hedeflenen ajanlarla da umut verici sonuçlar görüyoruz. Ancak, her hasta için en etkili tedavi yaklaşımını belirlemek adına kapsamlı bir değerlendirme yapmak esastır. Bu yüzden, bazı hastalarımızda cerrahiye başvurmadan önce kemoterapi veya radyoterapi tedavisi uygulanırken, bazı hastalarda ise cerrahi sonrası bu tedavilere başvurulabilir ya da tamamen farklı bir yaklaşım tercih edilebiliriz.”
RİSK ALTINDAKİLERE TARAMA UYARISI
Kişilerin riskli grupta olup olmadığının belirlenmesinin önemine değinen Zeytünlü, tarama programları hakkında şöyle konuştu: “En önemli risk, aile geçmişinde benzer hastalıkların ve kanser tanısının olmasıdır. Risk altındaki bireyler için düzenli taramaların hayati önemi vardır. Erken teşhis, tedavi başarısını artırabilir ve hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde yükseltebilir. Obezite salgını nedeniyle NAFLD’deki artış, HCC vakalarındaki bir artışa neden oluyor. Pankreatik kanser vakaları da yaşam tarzı faktörlerinin bir kombinasyonu ve daha iyi tespit nedeniyle hafif bir artış görmüştür. “ Risk faktörlerini azaltma yöntemlerini aktaran Zeytünlü, “Dengeli beslenme ile kanserojen gıdalardan uzak durarak antioksidan özelliği yüksek doğal gıdalarla beslenme, düzenli egzersiz yaparak fazla kilo ve hareketsizlikten kaçınma, alkol tüketiminin sınırlandırılması ve enfeksiyonlara karşı korunma stratejilerinin olması, risk faktörlerini azaltmak için alınabilecek önlemler arasındadır” diye konuştu.