6 yıllık küskünlük sona erdi Alaçatı’yla barıştım

Güncelleme Tarihi:

6 yıllık küskünlük sona erdi Alaçatı’yla barıştım
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2022 03:22

Hayatın tüm renklerini kendine özgü bakış açısıyla ele alan ve bunu çok yönlü kişiliğine yansıtan Ayhan Sicimoğlu, Türkiye’nin önde gelen sanatçılarından. Alaçatı Ot Festivali’nin de kurucularından olan Sicimoğlu, Çeşme’ye 6 yıllık küskünlüğünün ardından müthiş bir festivale imza atmanın mutluluğunu yaşıyor.

Haberin Devamı

 

ÇOK yönlü kişiliğiyle bilinen Ayhan Sicimoğlu, gezgin, gurme, müzisyen, TV programcısı ve daha pek çok özelliği ile Türkiye’nin en sevdiği isimlerden biri. Dünyada seyahat etmediği yerlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen Sicimoğlu’nun enerjisi, merak duygusu hiç tükenmiyor. Dünyanın tüm renklerini, ritimlerini, tatlarını deneyimleme tutkunu Ayhan Sicimoğlu, Hürriyet Çeşme’ye konuştu.
* Alaçatı deyince aklınıza ne geliyor?
- Alaçatı deyince benim aklıma, sakin bir hayat geliyor. Ama ne kadar devam edecek bilmiyoruz. Büyük bir arazi verip, kasabanın içinden gürültü yapan kulüpleri, barları taşımak gerekiyor.
* Müzik aşkınız kimden?
- Babam 1919 doğumlu. Bunlar Cumhuriyet çocukları. ‘Rönesans insanları’ diyorum ben onlara. Ben Cumhuriyet’in, Türkiye’deki Rönesans olduğuna inanıyorum. Bunların yetiştirdiği öğrencilerden biri de babam. Müzik aşkım da çocukluğumdan, babamdan geliyor. Babam müzisyen değildi ancak çok meraklıydı. ‘Benim her çocuğum iki enstrüman çalacak, iki lisan konuşacak’ derdi.
* Gezmediğiniz ülke kaldı mı?
- Kaldı tabii... Kore’ye gitmedim mesela, en çok gitmem gereken yer. Çok severler bizi Kore’de. Gidecektim pat diye bir şey oldu gidemedim. ‘Basireti bağlanmak’ diye bir şey var ya, öyle oldu. Franfurt’ta hiç unutmuyorum, kamera çekimi yaparken pil bitti. ‘Neden dikkat etmiyorsunuz, burada nasıl pil bulacağız?’ diye sitem ettim. ‘Abi şurada bakkal var’ dediler, oraya gittik. Girer girmez kapıda Türklere yüzde 30 indirim yazıyor koskoca Almanya’da. Almanya’da, ‘Türkler giremez’ yazısına şaşırmazsın ama buna şaşırdık. Bir adam çıktı kapıdan, ‘Siz benim büyük dedemin hayatını kurtarmışsınız. Siz olmasaydınız ben hayatta olmazdım’ dedi.
* Kendinizi nereli olarak tanımlıyorsunuz?
- Dünyalıyım ben. Ama tabii, Napolyon’un meşhur lafı vardır: ‘Eğer dünya tek bir devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu.’ Çok güzel bir laf. O gerçek bir sözdür, şehir efsanesi değildir. O zaman dünyalı olduğuma göre, Napolyon’a göre İstanbullu olmam gerekir.
* Müzik zevkinizi gastronomi ve seyahatle birleştiriyorsunuz. Bunu nasıl harmanlıyorsunuz?
- Bunların hepsi sanat. Yemek de bir sanat, müzik de bir sanat... Mesela ben şimdi bıraksam, biraz çalışsam belki de ressam olabilirim. Yani sanata olan yatkınlık. Yeteneğin varsa diğer şeylere yeteneğin olma ihtimali çok yüksek.
* Ama insan mutlaka bir şeye evriliyor, mesela şu an hangi yeteneğiniz ön planda?
- Şu anda televizyona ara verdim, anlaşamadım kanallarla. TV programlarım yok. Müzik onun için biraz daha ön plana çıktı. Orkestrayı mükemmel hale getirdik. Kalabalıklaşınca 11 kişi olduk sahnede. Prova alma sıkıntımız var. 11 kişi olunca toplanmak zor oluyor sahnede. Birinin gelmesi gitmesi bile sıkıntı yaratıyor. Gelemiyor bir şey oluyor, onun ıstırabını çekiyorum.
* Neden küstünüz Alaçatı’ya?
- Ot Festivali yüzünden. Ot Festivali ile ben kendimi özdeştirdim. O olmayınca Alaçatı’ya küstüm ve 6 yıl hiç gelmedim. Başkan Ekrem Oran’ın ilk işi, ‘Dön abi’ demek oldu. ‘Olmaz’ dedim ilk önce, ama sonra düşündüm. Kendime, ‘Neden korkuyorsun?’ diye sordum. Ve ‘Tamam’ dedim. ‘Ama benim her şeyden haberim olacak, altıma iyi bir ekip vereceksiniz’ dedim. Ekip müthişti.
* Ot Festivali’ne gelelim, fabrika ayarlarına dönebildi mi?
- Bence döndü. Hatta bir tık bile daha iyi oldu. Herkes aynı şeyi söyledi. Eksikler vardı ama herkes, ‘Ayhan Sicimoğlu ile fabrika ayalarına döndü’ dedi. Ama şartlarımı ağır koydum. İşimde çok ağırım. Kendi hayatımda ağır değilim. Ne yedim, yemedim, hangi otelde kaldım hiç önemli değil benim için.
* Ot Festivali beklediğiniz gibi miydi?
- Evet beklediğim gibiydi. Basın yemeğimiz, yerimiz, mekan, kortej güzeldi. Korteji gelecek yıl eğer anlaşabilirsem Brezilya’daki gibi yapacağım. Kamyon üzerinde otlar, uçan balonlar gibi. Yoğunluktan workshopları, Kenan Doğulu konserini ve pek çok etkinliği kaçırdım. Sadece kortejde yürüdüm.
* Yakın zamanda farklı yeni bir projeniz olacak mı?
- Henüz kesinleşen belli bir projem yok. Kıbrıs’ta bir program olabilir.
* Unutamadığınız, aşık olduğunuz biri var mı? Bu kadar ülke geziyorsunuz...
- Zeynep Sicimoğlu var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!