Güncelleme Tarihi:
- İşini o kadar iştahlı yapıyorsun ki, yemek adeta araç haline gelmiş gibi... Aşçılık serüvenin nasıl başladı?
TÜREV ULUDAĞ: Adanalıyım, 17 yaşıma kadar da orada bulundum. Yemekle içli dışlı bir çocukluk yaşadım. Liseye geçtiğim sene annem kanser oldu ve ben hayatı survive etmeye başladım. Annem için bize altı aylık ömrü kaldığı söylenmişti (Annesi hastalığı atlatıyor ve şu an hayatta). O dönemde evde yemek yapmaya başladık. Üniversite için Ankara’ya gittim ama bir hafta sonra okulu bıraktım (Öğretmenlik bölümü). Turizm sektöründe çalışmaya başladım. Çocukken de organizasyon ve planlama yönüm kuvvetliydi. Okullara tur bağlamaya başladım. Bana iş veren müdürüm kendi işini açtı ve beni de yanına aldı ve maaş bağlamak istedi. Ben ise eski sistemde kardan kazanmak ve artı olarak kendi ekibimi kurmak istedim. Turlar yapmaya ve aynı zamanda turizm okumaya başladım. Bir süre sonra Ankara’dan ayrılıp Muğla’da üç yıl yaşadıktan sonra İstanbul’a geldim. Elimde çantam İstanbul’a geldim.
NEYİ ARADIYSAM HAYAT KARŞIMA ÇIKARDI
- İstanbul’a gelirken herhalde bir altyapı vardır değil mi?
TÜREV ULUDAĞ: Hiçbir şey yok. Henüz 20 yaşındayım. İş görüşmelerine gidiyorum. Bir tanesi ‘biz seni arayacağız’ dedi, ‘ne zaman dedim’, durumumu anlattım. Gün içinde arayıp ‘yarın gel ama takım elbiseyle gel’ dediler. Bende takım elbise yok. Hayat mottomdur: ‘Aramakla bulunmaz ama bulanlar sadece arayanlardır’... O sırada Ankara’dan arkadaşım aradı. Durumu anlattım. O da bana en yakındaki mağazaya girip ‘beğendiğini al’ deyip destek olmuştu.
- İşe kabul edildin mi?
TÜREV ULUDAĞ: Evet. Oradan başka bir turizm acentesinin genel müdürlüğünde işe girdim. Satış başarısı olanları otellere götürüyorlar ve aslında benim kırılma noktalarımdan biri budur. Otellerde jilet gibi giyinmiş ve çok disiplinli aşçıları gördüm, çok etkilendim ve ‘ben orada olmalıyım’ dedim. İşten istifa ettim. Döndüm başa... Ne yapacağımı düşünürken küçükken annemle yaptığımız reçeller geldi aklıma. Annemi aradım: ‘Reçel yapar mısın’ dedim. O da sanıyor ben gurbetteyim canım çekti. ‘Aaa olur oğlum’ diyor ama miktar konuşmadık, haberi yok. Ben atladım Adana’ya gittim. Bu arada araştırmalarımı yaptım. Dünya genelindeki reçel çeşitlerinden yapımlarına, tarihçesine kadar araştırdım.
41 ÇEŞİT REÇEL YAPTIK
- Çok iyi de satışı nerede, nasıl yapacaksın? Onu düşündün mü?
TÜREV ULUDAĞ: Yok hayır, hiçbir fikrim yok. Annemin yaptığı çeşitler belli. Biz havuç, biber, patates hepsini denemeye başladık. Ben çok hızlı öğrenirim. Bir ay boyunca evde 500 kilo reçel yaptım. Bunları kargolayacak param yok. 500 kilo reçeli otobüsle İstanbul’a getirdim. Beşiktaş’taki en ucuz dükkanı buldum. Yanımızda nalbur, koltuk döşemesi, yorgancı var. O kadar ıssız ki... Mutfak eğitimim yok, o eğitimi alacak maddi gücüm yok, sadece hayata tutunmam lazımdı, onu biliyordum.
- Kaç reçel çeşidiniz oldu?
TÜREV ULUDAĞ: 25 adetle başladım, 41 çeşide ulaştık. Muzdan, kavuna kadar... Dükkanda kahvaltı servisi yapmaya başladık. Reçeller çok beğenildi, tuttu. ‘Ben bunları otellere satarım’ dedim. Ama hepsi üretim iznini soruyor. Tabii, o sırada yok. Annemlerin yayla evinde küçük bir dükkan var, orayı üretim yerine çevirdik; üretim iznini aldık. Katkısız ve özel yapım olduğu için bir çok otele lüks geldi ama bir otelde şef görsün dediler: Şef de Ali Ronay. Kendisiyle tanışmam hayat akışımı değiştirdi. Ali şef çok önemli bir şef. Ben de onun yakasını bırakmadım. Bana aşçılığı öğretti. Bir gün Ali şefin evinde karakalem Anadolu resmini gördüm, ‘bu ne abi’ dedim. ‘Bizim özümüz, bizim bunu öğrenmemiz gerek’ dedi. O an karar verdim ve her şeyi yerinde öğrenmeye başladım. Mesela kelle en iyi nerede yapılır?: Sivas’ta. Atlıyorum oraya gidiyorum, yerinde öğreniyorum.
KENDİME YATIRIM YAPIYORUM
- Kazancın akıyorken yatırım yapmayı düşünmedin mi?
TÜREV ULUDAĞ: Yapsam ne olur? Depremde gördük. Kendime yatırım yapıyorum, çünkü devam eden sensin. 2016’da ‘dükkanlara yatırım yapmayı bırakayım, kendime yatırım yapayım’ dedim. Sonra gittim oyunculuk eğitimi aldım.
- İnanamıyorum, ne kadar keskin kararlar alıyorsun...
TÜREV ULUDAĞ: Kendimi nasıl parlatabilirim? Ekran önünde... Bu eğitimi televizyon önünde olabilmek için alıyorum. İlk programımı Planet TV’de yaptım. Sonra ‘daha büyük kanala geçmem lazım’ dedim ve 360’a geçtim. Ardından Acun Medya’ya geçmek istedim. Atalay abi var o dönem. Bana, ‘buradan çık hemen yanda TV 8.5 var, önce orada yap bakalım’ dedi. Büyük bir marka sponsor olunca, beni TV8’e aldılar, ‘Bu çocukta ışık var’ dediler ve o günden beri Acun Medya devam ediyor. Bu iş olunca ‘bütün dükkanları kapatayım ve hayal ettiğim işi yapayım’ dedim. Dükkanların hepsini devrettim ve 6 ay sonra pandemi oldu.
YENİ NESİL ÜRÜNÜ TANIMIYOR
- Aşçılık eğitimi çok revaçta. Sen nasıl görüyorsun?
TÜREV ULUDAĞ: Bizim bugün mutfak okullarında en büyük eksikliğimiz şu: Çocuklar bir şey görmeden yetişiyor. Ürün bilmiyorlar, toprakla temas etmiyorlar. Ürünün nasıl olduğunu bilmeyen, nasıl kullanması gerektiğini de bilemez. Bu yüzden standart, verileni yapan ama yaratıcı olmayan bir şekilde yetişiyorlar.
- Umutsuzluğa düştüğün zamanlar eminim olmuştur. Nasıl ayağa kalktın?
TÜREV ULUDAĞ: Cüret etmek başarmaktır... Bu benim hayat mottomdur. Şunu fark ettim ki hayat sana her zaman her şeyi sunmuyor ve hayatta bazı şeyleri yapmak zorunluluktur ve o zorunluluk sana bir yol buldurur. Hayatta kalmak istiyorsan, mücadele etmen gerekiyorsa, kabul etmen gereken iki şey vardır: Ya başarısızlığını kabul edip oturup, kendi başarısızlığına üzüleceksin ya da diyeceksin ki ‘ben başarısız oldum, peki şimdi ne yapabilirim?’...
DEPREMİN İLK GÜNÜNDEN BERİ ORADAYIM
- Depremin ilk gününden beri oradasın, her gün binlerce kişiyi doyurdunuz. Haberi aldığın gibi gittin mi?
TÜREV ULUDAĞ: Adanalıyım ve geniş ailemin çoğu bölgede dağılmış vaziyette yaşıyor. Dayımla yengem Hatay’da, İskenderun’daydılar. Sabah uyandığımda bir baktım haberlerde deprem, hemen annemleri aradım. ‘Dayınla yengen enkaz altında’ dediler. Dayım binanın altında kalmış, cesedinin yarısı enkazın altında, yarısı dışarıda. Kuzenim dışarıda, yengem içeride... Oraya gidip binayı kaldıramam. Benim bir şey yapmam gerekiyordu. En iyi yaptığım şey yemek. ‘Yemek yapıp dağıtmalıyım’ dedim. Dayımla yengemin cenazesine gidemedim. ‘Bir kap fazla yemek yapmam gerekir’ diye düşündüm. Pozantı’ya gittim, malzemeleri aldım. O sırada arkadaşım aradı ve Osmaniye’de 1100 kişinin yemeğe ihtiyacı olduğunu söyledi ve böylece rotam belli oldu. Geçen yıl Gençlik ve Spor Bakanlığı ile üç proje yapmıştım. Bu yüzden Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile tanışıyorum. Yurt mutfaklarının aşevlerine dönüştürülebileceğini de biliyorum. Kasapoğlu da o sırada Osmaniye sorumlusuymuş. ‘Eleman yok, nasıl yapacaksın’ dediler. Tüm bunlar henüz ilk günde oluyor. Müdüre hanım, güvenlik görevlisi ve iki personelle yemek yapmaya başladık. Ben market alışverişini yaptım. Metro, market alışverişimize sponsor oldu. Zamanla yarışıyoruz. Çorbalar yapıldı. 24 saatte yurt mutfağını aşevine çevirdik. Kasapoğlu geldi, gördü, ‘ellerinize sağlık, helal olsun, neye ihtiyacınız var’ dedi. ‘Diğer bölgelerde de mutfakları aşevlerine çevirelim’ dedim. İlk gün Osmaniye’de 25 bin kap yemek çıkardık. Sonra Kahramanmaraş’a geçtik. Orada 100 bin kap yemek çıkardık. Adıyaman’da mutfak, açtık. En son Hatay’a geçtim. İskenderun’da yurt verildi; mutfağı kurduk.
- Büyük bir sistem kurmuşsunuz ve üç ay aralıksız orada bulundunuz. Bu şekilde devam edilecek mi?
TÜREV ULUDAĞ: Sıcak yemek sürdürülebilir bir operasyon değil. Sadece Hatay mutfağını açık bıraktık. Artık istihdama yönelik projeler yapmamız lazım. Bununla ilgili dernekleşme sürecindeyiz.
- Deprem öncesindeki Türev’le bugünkü Türev değişti mi?
TÜREV ULUDAĞ: Hayata baktığım her şey değişti. Ortak kültürel mirasımızı, anılarımızı yitirdik. O sıkıldığımız rutinlerimizin ne kadar kıymetli olduğunu fark etmemiz gerekiyor.
SOHBETTEN İZLENİMLERİM
- Aklına koyduğunu yapıyor.
- Başlarken teferruatla vakit kaybetmiyor, adımını atıyor ve gerisinin gelmesi için gayret gösteriyor.
- Çok samimi.
- Çok net.
- Başarısının esas sırrı bence insan ilişkisi.
- Çok komik biri, saatlerce sohbet edebilirim.
KİMLİK
- Burcu: Yengeç.
- Okuduğu okullar: Uludağ Üniversitesi Turizm Bölümü.
- Bekar-aile: Evli, bir oğlu var.
KİMSİN?
- Düşüncelerini merak ettiğin kimin beyninde olmak isterdin?: Oğlumun.
- Kimin gözleriyle dünyayı görüp algılamak isterdin?: Oğlumun
YÜZDE 100 İLHAM
VEREN SOHBETLER
- Senin için yüzdeyüz tek gerçeklik nedir?: Hayatın kendisi.
- Yüzdeyüz olmak istediğin yer neresi?: Hayat nereye götürüyorsa orası.
- Yüzdeyüz güvendiğin kişi?: Çok var... Eşime, aileme, yakın arkadaşlarıma güvenirim.
- Kimsenin bilmediği ve yüzdeyüz öğrenmek istediğin bir şey: Beşiktaş kaç kere daha şampiyon olacak.
İKİLİ SEÇENEKLER
- Yürüyüş-Koşu: Yürüyüş.
- Sıkılmak-Sabretmek: Sabretmek.
- Susmak-Konuşmak: Değişir.
- Dans Etmek-Oturmak: Dans etmek.
- Klasik-Modern: Değişir.
- Dobra-Politik: Dengeli.
- Samimi-Mesafeli: Samimi.
- Uykucu-Uykusuz: Konu işse uykusuz, yoksa uykucuyum.
- Sakin-Heyecanlı: Heyecanlı.
- Kitap-Dergi: Kitap.
- Doğa-Konfor: Doğa.
- Kedi-Köpek: Köpek.
- Güneş-Yağmur: Güneş.
- Çay-Kahve: Çay.
- Et-Ot: Et.
- Disiplinli-Rahat: Disiplinli.
- Unutur-Affetmez: Unutur.
- Çin Yemeği-İtalyan Yemeği: Türk mutfağı.
- Esprili-Ciddi: Esprili.
MANEVİ ANLAMDA YAŞAMDAN
- Kazandıklarım: Hayatımda insan kazanma sürecim hep hızlı olmuştur çünkü mantık çerçevesinden yaklaşıyorsa ikna olmam kolay olur.
- Yatırımlarım: Kendime ve insana.
NOKTALI YERLERİ DOLDUR
- ..... çok iyi yaparım: Yemek.
- ..... hiç beceremem: İyi dans etmek.
- Çevrem beni ..... biri olarak tanımlar: Sıcakkanlı ve güvenilir.
- Az kişi bilir ben .....biriyim: Net.
İYİ Ki
- İyi ki yapmışım: Oğlum.
- İyi ki kabul etmişim: Bir sürü şey var.
- İyi ki başladım: Aşçılık.
- İyi ki yapmamışım: Bilmiyorum, çünkü sonucunu bilmiyorum.
HAYAT MOTTON VARSA NEDİR?
- Aramakla bulunmaz ama bulanlar sadece arayanlardır.
- Cüret etmek başarmaktır.
- Bir savaşı tahmin edebilmek için bir büyü varsa sizden başka kimsenin göremediği hayal uğruna her şeyini riske atabilmektir.
AŞÇI OLMASAN NE
OLMAK İSTERDİN?
- İyi bir boksör olmak isterdim.
20 YIL ÖNCEKİ
HALİNE DÖNDÜN, ONA
NE ÖĞÜT VERİRDİN?
- ‘Daha disiplinli ol, geçecek ve sakin ol’ derdim.
İlandır