Zaman Gazetesi eski yazarları ve yöneticileri hakim karşısında. Şahin Alpay: Zaman'da yazdığım için pişmanlık duyuyorum (3)

Güncelleme Tarihi:

Zaman Gazetesi eski yazarları ve yöneticileri hakim karşısında. Şahin Alpay: Zamanda yazdığım için pişmanlık duyuyorum (3)
Oluşturulma Tarihi: Eylül 18, 2017 16:33

Zaman Gazetesi eski yazarları ve yöneticileri hakim karşısında. Şahin Alpay: Zaman'da yazdığım için pişmanlık duyuyorum (3)

Haberin Devamı

 

 

Serpil KIRKESER / İSTANBUL, (DHA) ZAMAN Gazetesi eski yazarı Şahin Alpay, “Gülen hareketiyle ilgili hayal kırıklığım 15 Temmuz 2016'daki askeri darbe girişimiyle patlak verdi" dedi. “İtiraf edeyim ki o güne kadar hareketin gayrimeşru işlere karışan bir karanlık yüzü olduğunun bilincinde değildim" diyen Alpay, “Gülen hareketi mensuplarının şu veya bu ölçüde 15 Temmuz darbe girişimine karışmış olduklarına dair emareler bütün yazarlık hayatım boyunca sivil yönetimi savunmuş, askeri darbelere askeri vesayete karşı yazmış ve konuşmuş bir liberal demokrat olarak beni şok etti ve derin bir yanılmışlık duygusuna boğdu" diye konuştu.

Alpay, “Gülen hareketinin bir suç örgütü olduğuna dair bir yargı kararı olsaydı bir gün bile Zaman'da yazmayı sürdürmezdim",  “15 Temmuz darbe girişimini lanetliyorum. Bu nedenle Zaman'da yazdığım için pişmanlık duyuyorum. Bu hareketin karanlık yüzünü göremediğim için fena halde yanıldım" dedi.

 ALPAY: HAYATIM BOYUNCA ASKERİ DARBELERİN MAĞDURU OLDUM
Kapatılan "Zaman Gazetesi"nin eski yazarları ve yöneticilerine yönelik açılan davada tutuklu sanık Yazar Şahin Alpay savunmasını yaptı. “Hayatım boyunca askeri darbelerin mağduru oldum" diyen Alpay, Zaman Gazetesi'nde 3 nedenden dolayı yazı yazdığını belirterek, "Öteki gazetelerin hiçbirinde yazarlık yapma imkanı bulamamıştım. Hem yorum yazarak görüşlerimi paylaşmak alışkanlığı ve arzusundaydım. Hem de ek bir gelire ihtiyacım vardı. Zaman ciddi bir gazete olmak, toplumun tüm kesimlerine seslenmek arayışıyla çok farklı görüşte yazarlarına sayfalarını açıyordu. Ben de özgürlükçü demokrasiyi savunan görüşlerimle Zaman'ın okurlarına hitap etmekte yarar gördüm. Böylelikle muhafazakar kesimlerin demokrasinin ve hukuk devletinin erdemlerini kavramalarına bir katkım olabileceğini düşündüm" diye konuştu.

Alpay, “Sosyal bilimler ışığında Gülen hareketinin Türkiye tarihi yüzyıllar öncesine uzanan Sufi İslam geleneğinden kaynaklanan birlikte bir dini cemaat sınırlarını aşarak okullar, vakıflar, dernekler, şirketler çerçevesinde toplanan, Türkiye ile dünya arasında barışçı bağlar kurulmasına hizmet eden bir tür dini temelli sivil toplum hareketine dönüştüğü kanısına ulaşmıştım. Gülen hareketinin sözcüleri demokrasiyi, insan haklarını, hukuk devletini, herkese inanç özgürlüğü anlamında liberal bir laiklik anlayışını, hoşgörüyü, barışı, bilimle dinin çelişmezliğini, Türkiye'nin AB üyeliğini savunuyorlardı. Toplumda diyalog ve karşılıklı anlayış için yürüttükleri Abant Platformu gibi çalışmalarını ilgiyle izliyordum. Tıpkı Ak Parti iktidarı gibi, Gülen hareketinin İslam ve demokrasinin bağdaşmasına hizmet ederek dünya çapında önem taşıdığı sonucunu çıkarıyordum. Gülen hareketi ile ilgili bilgilerim medya kuruluşlarından, hareketin yurtiçinde ve yurt dışında okullara yaptığım ziyaretlerden ve bir kısmına katıldığı Abant Platformu toplantılarından kaynaklanıyordu." diye konuştu. 

“….İTİRAF EDEYİM Kİ O GÜNE KADAR HAREKETİN GAYRİ MERU İŞLERE KARIŞAN BİR KARANLIK YÜZÜ OLDUĞUNUN BİLİNCİNDE DEĞİLDİM" 

“Gülen hareketiyle ilgili hayal kırıklığım 15 Temmuz 2016'daki askeri darbe girişimiyle patlak verdi" diyen Alpay, “İtiraf edeyim ki o güne kadar hareketin gayrimeşru işlere karışan bir karanlık yüzü olduğunun bilincinde değildim. Tabi ki idari bir kararla FETÖ/PDY olarak nitelenen ve silahlı terör örgütü olarak suçlanan Gülen hareketinin hangi mensuplarıyla ve ne ölçüde gayrimeşru işlere ve 15 Temmuz darbe girişimine karıştıkları, yargılamalar sonunda ortaya çıkacak. Ne var ki, kimi Gülen hareketi mensuplarının şu veya bu ölçüde 15 Temmuz darbe girişimine karışmış olduklarına dair emareler bütün yazarlık hayatım boyunca sivil yönetimi savunmuş, askeri darbelere askeri vesayete karşı yazmış ve konuşmuş bir liberal demokrat olarak beni şok etti ve derin bir yanılmışlık duygusuna boğdu" diye konuştu.

“FENA HALDE YANILDIM"

Alpay, “Şurası muhakkak ki, Gülen hareketinin bir suç örgütü olduğuna dair bir yargı kararı olsaydı bir gün bile Zaman'da yazmayı sürdürmezdim. Gülen hareketi mensuplarının bir askeri darbe girişiminde şu veya bu ölçüde rol alabilecekleri aklımın ucandan geçseydi asla Zaman gazetesinde yazmazdım. 15 Temmuz darbe girişimini lanetliyorum. Bu nedenle Zaman'da yazdığım için pişmanlık duyuyorum. Bu hareketin karanlık yüzünü göremediğim için fena halde yanıldım" ifadelerini kullandı.

“YASADIŞI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMAM SÖZ KONUSU OLAMAZ"

“İddia edilen suçların hiçbiriyle ilgim yoktur. Grek yaşam tarzı gerekse dini inançlarım gereği herhangi bir dini cemaat ya da gruba üye olmam söz konusu değildir" diyen Alpay, “Aynı şekilde demokratik ve barışçı görüşlerim gereği herhangi bir yasadışı terör örgütüne üye olmam da söz konusu olmaz" şeklinde konuştu.

“ELEŞTİRİLERİM İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDADIR" 

Demokrasiye ve hukuk devletine her zaman yazılarında ve konuşmalarında bağlı olduğunu kaydeden Alpay, “AK Parti hükümetine yönelik eleştirilerim hiçbir zaman ifade özgürlüğünün Anayasa ve İnsan Hakları Sözleşmeleriyle çizilen sınırların dışına çıkmamıştır. Aksine Türkiye'de ifade özgürlüğünün güvence altına olduğu inancıyla kaleme alınmıştır. Bugüne kadar hiçbir yazım ya da konuşmam hakkında kovuşturma yapılmış değildir. 14 aydır tutukluyum. Tutukluluğum cezaya dönüştü. İddianamede ileri sürülen suçların hiçbirisini işlemedim. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle güvence altında olan ifade özgürlüğünü kullandım" diye konuştu.

“TAHLİYEMİ VE BERAATİMİ İSTİYORUM"

Alpay sözlerini şöyle tamamladı: "

Yargılama sonunda tümüyle aklanacağımdan kesinlikle eminim. Beraatimi istiyorum. Yargılama süresinde kaçmam söz konusu olmayacağı gibi delilleri karartmamda söz konusu değildir. Tahliye edilerek tutuksuz yargılanmama hükmetmenizi ömrümün kalan birkaç yılını da eşim, çocuklarım ve torunlarımla geçirmeme izin vermenizi diliyorum. Bundan böyle hayattan ailemle birlikte olmaktan başka hiçbir beklentim yok. Bu davada benimle birlikte yargılanan 8 yazardan 4 'ü tutuksuz yargılanmakta. Başka benzer davalarda yaşları 70'in üzerinde olan şüphelilerin tutuksuz yargılandıklarını biliyoruz. Bana da bu hakkı tanıyacağınızı umuyorum, saygılarımı sunuyorum."

Duruşma sanık savunmalarıyla devam ediyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!