Güncelleme Tarihi:
Selin GÜRSEL – Ömer HASAR / İSTANBUL, (DHA) – TÜRKİYE’DE aşırı gerilim ve yıldırım darbesi sonucunda birçok fabrika, tesis, güneş ve rüzgar enerji santralleri zarar görüyor. Bilinçsiz korunma olduğu için insanlar yanlış bilgilerle ilerliyor ve bir yıldırım düştüğünde tüm cihazlar, makinalar zarar görebiliyor. Yıldırımın düştüğü yerden itibaren 2 kilometrelik bir alana etki ettiğini ve sadece paratoner (dış yıldırımlık) kullanmanın yeterli olmadığını dile getiren Elektrik Yüksek Mühendisi Serdar Aksoy, “Yıldırımdan korunma konusunda ağırlıklı olarak dış yıldırımlara yönelik paratoner sistemleri biliniyor. Ancak paratonere yıldırım düştüğünde tüm elektriksel cihazlar yanıyor. O yüzden yıldırımdan korunmayı iç yıldırımlık, dış yıldırımlık, topraklama ve eşpotansiyel olarak ayırmak gerekiyor” dedi.
Yıldırımdan Korunma Merkezi (Yılkomer), Raycap ve Solarian firmaları ile birlikte ‘Güneş Santrallerinde Yıldırımdan Koruma’ konusunda bir eğitim konferansı düzenledi. Konferansta güneş santrallerinin yıldırımdan korunması, açık gerilim (AG) Parafudr seçimi, Raycap Strikesorb teknolojisi, periyodik ölçüm, topraklama, performans arttırıcı önlemler ve düzenlemeler, Raycap Prosms uzaktan izleme ve string monitoring sistem hakkında eğitim verildi.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Yılkomer Genel Koordinatörü ve Raycap-Iskra Zascite Ülke Sorumlusu Serdar Aksoy, “2 bin 400 farklı ürüne sahibiz. Her şeyin bir koruması mevcut. Yani bu bir kader değil. Yıldırıma karşı bilimsel bir koruma sağlayabiliriz. Bunu da zaten alçak gerilim parafudr sistemleriyle yapıyoruz” dedi. Üç oturumda gerçekleşen konferansta Serdar Aksoy ‘Solar Sistemlerde Yıldırımdan Korunma Tasarımı, AG Parafudr Seçimi, Topraklama ve Eşpotansiyel Sistem Kavramları’ hakkında konuştu.
“PARATONERLE DOĞRU KORUMA YAPMIYORUZ “
Ülkemizde tesislerin yıldırımdan korunma konusunun çok havada kaldığını belirten Aksoy, “Doğru önlemler alınmıyor. Bunun sonucunda da tesisler ciddi zararlar görüyor. Yıldırımdan korunma konusunda ağırlıklı olarak dış yıldırımlara yönelik paratoner sistemleri biliniyor. Ancak paratonere yıldırım düştüğünde tüm elektriksel cihazlar yanıyor. Burada enerji tesislerinin invertörleri, haberleşme modülleri, rüzgar santrallerinin köşkleri zarar görüyor. O yüzden yıldırımdan korunmayı iç yıldırımlık, dış yıldırımlık, topraklama ve eşpotansiyel olarak ayırmak gerekiyor. Yalnız paratonerle doğru koruma yapmıyoruz” dedi.
“KONUYA BİLİMSEL AÇIDAN YAKLAŞMAMIZ GEREKİYOR”
Kişilerin sadece çatı üstü korumaya odaklandığını belirten Aksoy, “Elektriksel cihazlarını kimse korumuyor. Bir yıldırım düştü mü 2 kilometrelik yarı çapta etki ediyor ve bu alana giren tüm cihazlar zarar görüyor. Son dönemde özellikle Türkiye’de yıldırım oranında ciddi bir artış var. İki buçuk yılda 7 buçuk milyon yıldırım düşmüş durumda. Bunlar 300 kilo ampere ulaşıyor. Bir fabrika düşünün, devamlı üretim yapmak zorunda. Ve bir yıldırım darbesiyle tüm cihazlarının yanabiliyor. Bu ciddi bir ekonomik kayıptır. Her şeyden önce tesis duruyor ve bunun yanında can kaybı da söz konusu. Yangın riski oluşuyor. Bizim de bu noktada bir mühendislik çalışması yaparak bu konuya bilimsel açıdan yaklaşmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“SADECE İSTANBUL’UN İÇİNE 6 BİN ADET YILDIRIM DÜŞTÜ”
Türkiye’nin her yerinde binlerce yıldırıma maruz kalındığını ifade eden Aksyoy, “Geçende bir dolu olayı yaşandı, herkes arabasını komik bir şekilde örttü. O dönemde sadece İstanbul’un içine 6 bin adet yıldırım düştü. Ve bize ulaşan bütün hasarlar ‘yıldırım düştü, cihazlarım yandı’ şeklindeydi. Ciddi anlamda yangın tehlikesi atlatan tesisler var. İstatistikî olarak Türkiye’de Antalya, Muğla, Adana ve Mersin bölgesine ciddi yıldırımlar düşüyor” dedi.
“ELEKTRİKSEL SİSTEMİ KORUMAK İÇİN AG PARAFUDRLARI ŞART”
Alçak gerilim parafudrlarını tanımlayan Aksoy, “Bunlar elektriksel korumadır. Elektrik panonuza ya da kamera girişine taktığınızda o hatta yıldırım ya da şebeke darbelerin zarar vermesini engellersiniz. Yani siz çatı üzerine kurduğunuz bir sistemle elektriksel sistemi koruyamazsınız. IEC 62305 standardı gereği sizin parafudr sistemleriyle koruma yapmanız lazım. Ancak ülkemizde yıldırımdan korunma yangın yönetmeliğinde geçiyor. O konuda da kontrole gelen itfaiye ‘Paratoner var, burası korunuyor’ diyerek yapıyor. Ama kimse elektriksel cihazların korunmasına odaklanmıyor. Telekom hatlarından da darbe alabiliyoruz” şeklinde konuştu.
“HER TESİSİN KORUMASI FARKLI”
Yıldırımdan korunmak tesislerin yapması gerekenler hakkında bilgi veren Aksoy, konuşmasına şöyle devam etti:
“Öncelikle tesise gelip bir risk analizi yapmamız gerekiyor. Ülkenin farklı yerlerindeki tesislerin farklı korumaları oluyor. Çünkü aynı yıldırım düşmüyor. Bir mühendislik çalışması yapıp ona göre ürün önerilmesi gerekiyor. Doğru ürünler seçilince montajının da doğru yapılması gerekiyor. Tesis 10 yıl garantili koruma altına alınabiliyor. Artık yıldırımdan oluşan hasarları sigorta firmaları da karşılamıyor. Bu durum şartnamelerinde yer almaya başladı. O yüzden bu konuya bilimsel bir bakış açısıyla yaklaşıp profesyonel firmalarla ilerlemeleri daha doğru olur. Ülkemizde bu konuda yönetmeliklerin biraz daha doğru olması lazım. İnsanların zarar gördükten sonra değil, zarar görmeden önce önlem almaları gerekiyor.”
(FOTOĞRAF-VİDEO)