Yıldırım: Bu yıl sonuna kadar devlette bütün işler elektronik ortamda yapılacak

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2018 15:02

Yıldırım: Bu yıl sonuna kadar devlette bütün işler elektronik ortamda yapılacak

Haberin Devamı

Gülseli KENARLI - Harun UYANIK / İSTANBUL, (DHA)  TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "Bu yıl sonuna kadar devlette bütün işler, artık ıslak kağıt kalkıyor, e-imzayla elektronik ortamda yapılacak. Bu değişimi toplumda da yapmamız lazım. Bilgi toplumunun dışında kalan bir nüfusumuz var. Şu anda yüzde 65'iz. 70 yaşından yukarıdaki vatandaşlarımız birkaç sene içerisinde ticaretle, devletle, seyahatle olan işlerini kendi kendine yapamayacak" dedi.

FAHRİ DOKTORA VERİLDİ

Yıldırım, Marmara Üniversitesi 2018-2019 Eğitim Öğretim yılı akademik açılışına katıldı. Üniversite'nin Sultanahmet'teki rektörlük yerleşkesindeki törende Binali Yıldırım'a  fahri doktora da verildi. Üniversitenin rektörü Prof. Dr. Erol Özver tarafından Yıldırım'a siyaset bilimi ve kamu yönetimi ana bilim dalında verilen fahri doktoranın ardından Binali Yıldırım bir konuşma yaptı. 
TBMM Başkanı Yıldırım, “Marmara Üniversitesi Türkiye'nin tarihi birikiminin bir özeti. Sultan Abdülhamit, Osmanlı'nın en zor zamanlarında, son dönemlerinde tarihe mührünü vuran bir sultandı. En zor zamanlarda, en zor işleri başaran bir hükümdardı. Bugün etrafımıza eğitim, bayındırlık, sağlık, kamu binaları adına şöyle bir baktığımızda sadece Türkiye'de değil Türkiye'yi kuşatan 25 ülkede Sultan Abdülhamit'in eserlerini, mühürlerini görmemiz mümkün. Değişen dünyada Osmanlı'nın değişimi ıskalamaması için başlattığı büyük değişim programı için Avrupa'ya gönderdiği Türk gençlerin, orada değişimi okusun, anlasın ve Osmanlı 600 yıllık tarihinden sonra yarışta geri kalmasın istedi. Ancak o gençlerimiz ne yazık ki Abdülhamit'in sağladığı bu imkanlarla, bu hedefleri gerçekleştirmek yerine o büyük sultanın tahttan indirilmesi için müstevlilerle işbirliği yapmaktan geri kalmadı" dedi.

“ÇALIŞAN NÜFUSUN YÜZDE 50'Sİ İŞSİZ KALACAK"
Binali Yıldırım, “Biz iktidara geldiğimizde Türkiye'de 76 üniversite vardı. Bugün 206 üniversite var. Üniversite olmayan şehrimiz yok, hatta birçok şehrimizde birden çok üniversite var. İstanbul'da faal olan 63, toplam 69 üniversite var" diye konuştu.

Yıldırım, üniversitelerin insana ve hayata dair her şeyle ilgilenmek mecburiyetinde olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye, bugün dünyanın ilk 20 ekonomisi arasına girdiyse, bu üniversitelerimizin yetiştirdiği nitelikli insanlarımız sayesindedir. Bizim petrolümüz, doğalgazımız yok ama hiç tükenmeyen kaynağımız, insanımız var. Bugünlere nasıl geldiysek, yarınlara da bu genç ve dinamik insan kaynağımızla erişeceğiz. Tarihin akışına ve gelişimine paralel olarak toplumlar arasındaki rekabet gittikçe kızışıyor. Üretim ve tüketim biçimi giderek değişiyor. Yeni teknolojilerin hayatımıza girmesiyle çok değil, 15 yıl içerisinde mevcut mesleklerin bir kısmı tedavülden kalkacak çalışan nüfusun yüzde 50'si işsiz kalacak. Çünkü bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişme artık hayatımızı da yönetir hale geliyor. Daha şimdiden bizim yok olan mesleklerin, istihdam alanlarının yerine ikame edecek işsiz kalan bu insanlarımıza yönelik projeler üzerinde kafa yormamız lazım, üniversitelerin bunu yapması lazım. Aksi halde teknoloji bize mutluluk getirmez, bizim hayatımızı çekilmez hale getiren bir unsura dönüşebilir. Eskiden toprağa sahip olanlar hayata hükmediyordu. Sonra toprağın yerini sanayi aldı. Artık bilgiyi üreten, bilgiyi kullananların dünyaya hükmettiğini görüyoruz" dedi.

“HER İŞİ YAPARIM AĞABEY"
Binali Yıldırım, “Günümüzün en yüksek ciro yapan, en minimum istihdamla dünyanın en büyük cirosunu yapan şirketlerinin geçmişi 100-150 yıl değil, 50 yıl bile değil, topu topu 20 yıllık şirketler. Bugün anlı şanlı 1800'lerden beri iftiharla var olduğunu söyleyen şirketlerin 10-20 katı ciroya ulaştılar. Bilgiyi üretip mamul hale getirdikleri için konvansiyonel şirketleri geride bırakıp 21. yüzyılın başından itibaren en fazla büyüyen ve gelir elde eden şirketler bilişim ve teknoloji şirketleri olmuştur. Türkiye'de yetişmiş nitelikte insan gücüne daha fazla ihtiyacımız var çünkü emek yoğun üretim yerini bilgi yoğun üretime bırakıyor, iş kolları nitelik değiştiriyor. 'Her işi yaparım ağabey' tipinden bir işi en iyi şekilde yapan insan profiline geçiş sürecini yaşıyoruz. Üniversitelerimizde gençleri yetiştirirken, eğitirken yetiştirirken lütfen bu hususlara özen gösterelim. Nesnelerin internetini geliştirmek, büyük veri havuzunda yer almak, yapay zeka ve robot teknolojilerinden uzak kalmamak için bilgiyi işleyip endüstriyel ürün haline getirecek insanlara ihtiyacımız var. Geleneksel aygıtlarla, klasik yöntemlerle yaptığımız öğretim artık yeterli değil. Her alanda dijitalleşme, sayısallaşma mevcut" şeklinde konuştu. 

“İNSAN, ÜNİVERSİTEDE FİKRE TAHAMMÜL ETMEYİ ÖĞRENMELİDİR"
TBMM Başkanı Yıldırım, “Artık eskiyi bilmek kadar yarını da öngörmek mecburiyetindeyiz. Dünün meseleleriyle oyalanmak yerine yarının meselelerini öngörüp çözüm arayışına girmek mecburiyetindeyiz. Üniversitelerimizi farklı ilgi ve algılara sahip, gençlerimizin kabiliyetlerini geliştirmek için fırsat sunulan merkezler haline getirmemiz lazım. Üniversiteler esasında farklılıkların uyum içinde, bir arada olduğu merkezlerdir. Üniversitelerde o, şu, bu fikir ya da zihniyet değil, bilgi hakim olmalıdır çünkü dünyada zihniyetler değil, bilgi yarışır. İnsan, üniversitede fikre tahammül etmeyi öğrenmelidir. Düşünce ve ifade hürriyetinin olmadığı bir yerin adı üniversite olamaz çünkü üniversite düşünceye ket vurulan yer değil, düşüncenin evrensel hudutlara taşındığı merkezlerdir. Ülkemizde üniversitelerimize yöneltilen en temel eleştiri, içe dönük oldukları yönündedir. Bu eleştiride benim de katıldığım yanlar var. Öğretim üyelerimizi, düşünce hayatımızın, kültür dünyamızın her kademesinde daha aktif bir şekilde görmeyi arzu ediyoruz. Öğretim üyelerimiz sadece toplum içinde düzenlenen etkinliklere çok daha aktif katılım göstermeli" diye konuştu.

“ZİHNİYET DEVİRİMİ YAPIP HER DÜŞÜNCEYE ALAN AÇMAMIZ GEREKMEKTEDİR"
Binali Yıldırım, “Gerek sosyal bilimler gerek mühendislik gerekse tıp alanında altyapı ve yetişmiş insan gücü artıyor. Eksik nedir? Dogmatik düşüncelerden artık kurtulma vakti gelmiştir. Zihniyet devrimi yapıp her düşünceye alan açmamız gerekmektedir. Organize bir şekilde sistematik bir çalışma içine girmemiz lazım. Bu durum bizi bilginin üreticisi değil, kullanıcısı yapıyor maalesef. Madem iddiası olan bir medeniyetin sahibiyiz, o halde her sahada iddia sahibi olmamız lazım" dedi.

TERÖRLE MÜCADELE
Yıldırım, “Çevre, küresel ısınma, iklim değişikliği, işsizlik, yoksulluk, terör  gibi sorunlarla uğraşmamız ancak bilgiyle güçlenmekle mümkün. Millet olarak 2023, 2053, 2071 hedef ve vizyonlarımız var. Bunlara başka türlü ulaşma şansımız yok. Genç nüfusumuzu, meraklı, araştırmacı, hale getirip, beyin gücümüzü mutlaka harekete geçirmeliyiz. Küresel terör baronlarının hedefi gençlerimizdir. Bunu bilelim. Gençlerimiz bizim geleceğimi, bugünümüz, Türkiye'nin aydınlık yarınlarıdır. Bunu bildikleri için gençlerimiz üzerinde terör örgütleri marifetiyle büyük oyun oynamaya çalışıyorlar. Ancak son 2 yılda terörle yaptığımız mücadele sayesinde umutları kırıldı, bir yılda 600 civarında dağa genç çıkarabilirken, bir iki tane bile çıkaramıyorlar. Bu güzel bir gelişme. Ama bu burada kalmamalı. Bu sosyal politikaları, bayındırlık politikaları, eğitim politikaları, geleceğe hazırlama felsefeleriyle desteklenmesi lazım. Güvenlik esaslı terör mücadelesi olmaz. Esas olan özgürlüktür. Güvenlik, özgürlükler, özgürlükler güvenliğe heba edilmemelidir. Şimdi artık güvenlik yüzde 100 Türkiye'nin her köşesinde devletindir. Bunda hiç tereddüt yok. Bundan sonra yapılması gereken insanların gelecek umudunun yeşertilmesi için saha çalışmasını, altyapı, üstyapı çalışmasını geliştirmek mecburiyetindeyiz" şeklinde konuştu. 
 
DEVLETTE KAĞIT KALKIYOR
Yıldırım, “Bu yıl sonuna kadar devlette bütün işler, artık ıslak kağıt kalkıyor, e-imzayla elektronik ortamda yapılacak. Bu değimi toplumda da yapmamız lazım. Bilgi toplumunun dışında kalan bir nüfusumuz var. Şu anda yüzde 65'iz. 70 yaşından yukarıdaki vatandaşlarımız birkaç sene içerisinde ticaretle, devletle, seyahatle olan işlerini kendi kendine yapamayacak. İnternet, sosyal medya kullanımını onlara öğretmezsek, alfabe eğitiminden daha önemli şimdi bilgi toplumunun üyesi olmalı. Şu anda konuşulan bu. Avrupa Birliği belirli yaşın üstündekilere özel bilgisayar geliştiriyor. Daha büyük harflerle yazılmış, daha basit düzenlemelere sahip temel iş ve işlemleri yapacak" dedi. 

“BAŞIMA GELEN PİŞMİŞ TAVUĞUN BAŞINA GELMEDİ"
Binali Yıldırım konuşmasının sonunda, “2 yıl başbakanlık yaptım, başıma gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Darbeler, anayasa değişikliği, referandum, Fırat Kalkanı, Zeytindalı, ekonomik krizler, sıkıntılar. Ama milletimizin desteğiyle hepsinin üstesinden geldik. Sağ salim yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu. 

(FOTOĞRAF)

 


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!