Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA) Sağlık bakım şirketlerinden GSK Tüketici Sağlığı Türkiye Genel Müdürü Sevgin İşlekel, Türkiye'de ağız sağlığına çok fazla önem verilmediğini ancak diş macunu kullanım oranlarının her sene yavaş yavaş yükseldiğini belirtti. İşlekel, bu oranların hala dünya standarlarının da altında olduğunu söyledi.
Diş macunun pazarının çok hızlı büyüyen bir pazar olmadığını belirten İşlekel, ortalamaya bölündüğünde kişi başı yılda 1 kutu diş macununun bile kullanılmadığını açıkladı.
"BİRÇOK İNSAN YAŞIYOR AMA FARKINDA DEĞİL"
GSK Tüketici Sağlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında konuşan diş Hekimi Ayşegül Demirdağ ise diş hassasiyetinin toplumda çok yaygın olduğunu ancak birçok insanın bunun farkında olmadığını belirterek şunları söyledi:
"Diş hassasiyeti genelde biz çalışmalara baktığımız zaman diş hassasiyeti görülme sıklığı %50'lere yaklaşmakta. Esasında gerçek rakamları ancak diş hekimleri de bu konuda farkındalık
kazanırsa alabiliriz. Örneğin biz muayenelerimize bir hassasiyet taraması da ekleyebiliriz. Hassasiyet taraması eklediğimizde göreceğiz ki çok fazla oranda kişilerde
dentin hassasiyeti, mine kaybına bağlı veya diş eti çekilmesine bağlı dentin hassasiyeti göreceğiz."
"KISA SÜRELİ KESKİN AĞRILARIN ÜZERİNDE DURMUYORUZ"
Diş hekimi Demirdağ, diş eti hassasiyetinin üzerinde durulmadığını ancak uzun vadede başka problemlere de yol açabileceğini belirtti ve şunları açıkladı:
"Diş hassasiyeti başladığı zaman bizdeki ilk etkisi kısa süreli keskin bir ağrı aslında bu ve hepimiz yaşayabiliriz bunu. Bu kısa süreli keskin ağrı geçtiği zaman bunun üzerinde durmuyoruz çünkü hem problemle yüzleşmek istemiyoruz, hasta tarafından konuşuyorum şu anda, hem problemle yüzleşmek istemiyoruz hem dişçiye gitmekten diş hekimine gitmekten korkuyoruz. Buradan kaçındığımız zaman bir müddet idare edebiliyoruz. Daha sonra içtiğimiz yediğimiz çok soğuk gıdalar, asitli gıdalar canımızı yakmaya başlıyor ve bunun da çözümünü buluyoruz. Hemen o gıdalardan da kaçınıyoruz. Onları hayatımızdan çıkarıyoruz ve yaşamda yine konforumuzu sağlamaya çalışıyoruz. Bundan sonra başka şeyler kendini gösteriyor. Çünkü aynı zamanda hassasiyet olan bölgelerde fırçalamayı da az yapıyoruz. Çünkü fırçaladığımız zaman o bölgeler acıdığı için o keskin acıyı hissettiğimiz için o bölgeleri fırçalamaktan da kaçındığımız da o zaman da sonun başlangıcı başlıyor ve diş eti problemleri dişteki mine, dentin kayıpları tedavi edilmezse tabii ki dişlerin kaybına kadar gidebilir."
(FOTOĞRAFLI)