Güncelleme Tarihi:
Gül KABA-Ömer HASAR-İSTANBUL, (DHA) - KRONİK böbrek hastalığının sinsi bir şekilde ilerlediğine dikkat çeken Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Kenan Ateş, yılda 600 bin kadının kronik böbrek hastalığı nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı. Farkındalığın düşük olduğuna değinen Prof. Dr. Ateş, "Dünya'da 100 kişiden 10'u, Türkiye'de ise 100 kişiden sadece 2'si kronik böbrek hastası olduğunun farkında" dedi.
Her yıl Mart ayının 2'nci perşembesi tün dünyada 'Dünya Böbrek Günü' olarak kutlanıyor. Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne denk geldiği için tema 'Böbrekler ve Kadın Sağlığı' olarak belirlendi. Türk Nefroloji Derneği bu yılki tema doğrultusunda özelliklerde kadınlarda börek sağlığı ve hastalıkları konusunda bilgi vermek amacıyla basın toplantısı düzenledi.
İstanbul'da yapılan toplantıya, Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Kenan Ateş, Türk Nefroloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Alaattin Yıldız, Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Arıcı, Türk Nefroloji Derneği Saymanı Prof. Dr. Ali Rıza Odabaş, Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Siren Sezer, Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Tokgöz ve Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. H. Zeki Tonbul katıldı.
HER 100 KİŞİDEN 90'I KRONİK BÖBREK HASTASI OLDUĞUNU BİLMİYOR
Kronik böbrek hastalığının çok sinsi olduğunu ve her 100 kişiden 90'nının kronik böbrek hastası olduğunu bilmediğini belirten Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Kenan Ateş, "Böbrek hastalığı sinsi bir hastalık, sık görülüyor. Özellikle erken evrede hastaların önemli bir kısmında belirti vermiyor. Birçok çalışmada hastalığın farkındalığı yüzde 10'un altında bulundu. Yani her 100 hastadan 10'u hastalığın farkında. Türkiye'de de bununla ilgili daha önce yapılmış çalışmada biz yüzde 2'nin bile altında bulduk. Yani 100 böbrek hastasından sadece 2'si hastalığın farkında. Böbrek hastalarında erken tanı çok önemli. Kişilerin ufakta olsa bazı belirtileri önemsemesi ve doktora gitmesi gerekir" diye konuştu.
HER YIL 600 BİN KADIN BÖBREK HASTALIĞI NEDENİYLE HAYATINI KAYBEDİYOR
İhmal edilmemesi gereken en önemli şey yeni tansiyon yüksekliği olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Ateş, "Bunun altında böbrek hastalığı yatabilir. Özellikle geceleri idrara çıkma sıklığında artış varsa bunun önemsenmesi gerekir. Yüz ve bacaklarda şişkinlik, halsizlik, yorgunluk gibi şikayetlerinde önemsenmesi lazım. Dünyada 7,8 erişkinden 1'inde çeşitli evrelerde böbrek hastalığı var. Dünya nüfusuna göre genellersek 600 milyon kişi kronik böbrek hastası. Ölümler arasında da 7'inci sırada. Her yıl 600 bin kadın böbrek hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor" dedi.
"KADINLAR ERKEKLERE GÖRE DAHA SAĞLIKSIZ BESLENİYOR, OBEZLER VE TUZ TÜKETİMLERİ DAHA FAZLA"
Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Siren Sezer ise, Dünya Böbrek Günü vesilesiyle kadın ve böbrek sağlığına dikkat çekmek istediklerini söyledi. Prof. Dr. Sezer, "Türkiye'de her 6 erişkinden 1'inde böbrek yetmezliği var. Bu oran kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla. Kadınlarda kan basıncı daha yüksek. Erkelere göre daha obezler, sağlıksız besleniyorlar ve tuz tüketimleri daha fazla. Taramalarda her zaman kadınlar erkeklere göre dezavantajlılar" şeklinde konuştu.
"KRONİK BÖBREK HASTASI KADINLARIN HAMİLE KALMA ORANI DAHA DÜŞÜK"
Kronik böbrek hastası kadınların hamile kalma oranı daha düşük olduğunu dile getiren Prof. Dr. Sezer, " Çünkü kronik böbrek yetmezliği sürecinde bir takım hormonal değişiklikler olmakta böylece gebelik oranları düşüyor. Gebe kalsa da erken doğum, düşük yapma ve gebelik zehirlenmesi gibi ekstra hastalıklara da kronik böbrek yetmezliği olan kadınlar açık durumdalar. Bu yüzden hamile kalsalar da çok yakın takip edilmeleri gerekiyor. Hamilelik döneminde kilo kontrolü ve sağlıklı beslenme çok önemli. 'Bir kişi iki candır' anlayışı çok yanlış. Hamilelik sürecinde sadece ek 300 kaloriye ihtiyaç var. Yoğun şekerden kaçınıp, sebze ve meyve tüketmesi lazım. Aşırı tuz da tüketmemelerini öneriyorum" dedi.
"ERKEN DOĞAN ÇOCUK KRONİK BÖBREK HASTALIĞI RİSKİ TAŞIYOR"
Erken doğan çocuklarda kronik böbrek yetmezliği riskinin daha fazla olduğunu aktaran Prof. Dr. Sezer, "Erken doğum yapmış birisi, özellikle 7'inci haftada olan doğumlarda 2 bin 500 gramın altında olan bebeklerde böbrek üniteleri gelişimi ve sayısı az oluyor. Bu kişiler ileride böbrek yetmezliği, hipertansiyon, şeker hastalığı gibi riskleri taşımaktadır. Erken doğan çocukların yakın takipte tutulup, kilo almamaları, yoğun tuz tüketmemeleri ve dikkatli izlenmeleri gerekmektedir" diye konuştu.
"AŞIRI TUZ VE ŞEKER TÜKETİMİ KRONİK BÖBREK HASTALIĞI RİSKİNİ ARTIRIYOR"
Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Arıcı da, kronik böbrek hastalığının toplumda oldukça yaygın bir sorun olduğunu vurguladı. Kronik böbrek hastalığından korunmak için çocukluktan itibaren sağlıklı beslenmenin çok önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Arıcı, "Her şeyi ölçülü tüketmek ve ideal kiloda kalmayı ısrarla vurguluyorum. Şeker tüketimine dikkat etmek lazım, fazla şeker kilo yapar. Tuz tüketimine de dikkat etmesi lazım, tuz tüketimi hipertansiyon gelişimine yol açarak böbrek hastalığı riskine yol açar. Hareketli olmak kişi ne kadar hareketli olursa ne kadar egzersiz ve yürüyüş yaparsa böbrek sağlığı açısından oldukça faydalı. Sigara sadece damar veya kanser sorunu değildir. Sigara aynı zamanda böbrek hastalığı risk faktörüdür, kesinlikle içilmemelidir. Günde 1-1 buçuk litre su tüketimi sağlık için iyidir. Böbrek vücudumuzun temizlik organıdır. Ağızdan aldığımız her şeyi oradan atarız o yüzden doktorun ısrarla önermediği, gereksiz ilaç kullanmak, ağrı kesici, antibiyotik gibi hiçbir ilacın alınmaması böbrek sağlığı açısından önemlidir" dedi.
(FOTOĞRAF-VİDEO)