Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)-İSTANBUL Aydın Üniversitesi’nde, “Küresel İklim Değişikliği, Çevre ve Enerji” başlıklı Uluslararası sempozyumun 2’ncisi düzenlendi. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan’ın da katıldığı sempozyumda, küresel iklim değişikliği ve doğal afetler için alınabilecek önlemler konuşuldu. Paris Anlaşması’na dikkat çeken Ceylan, Türkiye’nin anlaşmayı imzaladığını ancak taraf olma konusunda henüz karar verme aşamasında olduğunu söyledi. Ceylan, “Yeşil İklim Fonu tarafından, gelişmekte olan ülkelere sağlanması planlanan, yıllık 100 milyar dolar destekten Türkiye de yararlanmalı” dedi.
İAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Özyılmaz, yaptığı açılış konuşmasında, sempozyuma kadar ilerleyen süreçte, uzun soluklu çalışmalar yaptıklarını ve bu çalışmaların tamamını çok önemsediklerini söyledi. İAÜ’de yoğun bilimsel çalışmalar yaptıklarını söyleyen Özyılmaz, üretilen fikirlerin, kısa sürede hayata geçirilmesinin de son derece önemli olduğuna vurgu yaptı. Özyılmaz, “Küresel iklim değişikliği, insanlık için hayati önemdedir. Bu çalışmalardaki amacımız, çevre ve enerji politikalarının, ulusal ve uluslararası birikimlerden yararlanılarak belirlenmesidir” dedi.
TEKNOLOJİNİN KONTROLSÜZ KULLANIMI AFETE YOL AÇIYOR
İstanbul Valiliği İstanbul Proje Koordinasyon Birimi Direktörü, Kazım Gökhan Elgin de sempozyumda kısa bir konuşma yaptı. İklim değişikliğinin giderek afete dönüşmesinde, insanların, teknolojiyi bilinçsiz kullanmasının etkili olduğunu söyleyen Elgin, “Oluşum türlerine göre sadece iki afet türü vardır, doğal ve insan kaynaklı. Doğal afetler, deprem, sel, kuraklık, kasırga, heyelan, salgınlar gibi önlenmesi mümkün olmayan afetlerdir. İnsandan kaynaklı afetler ise, yanlış tercihler yapılmasından, ürettiği teknolojinin sınırlarını kontrol edememesinden, kontrolü dışındaki doğal olaylara yönelik, gerekli zarar azaltıcı önlemleri almaması gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır. İklim değişikliğinin, bir afet haline gelmesinin sebebinin, insanoğlunun ürettiği ve kontrolsüz olarak yaygınlaştırdığı teknolojinin sonucu olduğu konusunda, iklim araştırmacıları hem fikir. İnsandan bağımsız olan depremler, seller, kuraklık veya iklim değişikliği ve ona bağlı olarak hızla artan zararlara karşı yapılabilecekler var. İnsanoğlunun zekâsı, yerleştirdiği teknolojiler ve alacağı önlemlerle, bunları felaket olmaktan çıkarabilir” dedi.
DENGEYİ BOZDUK VE TABİAT TEPKİ VERMEYE BAŞLADI
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan da sempozyuma katılan isimler arasındaydı. Ceylan, küresel iklim değişikliğinin, dünyayı tehdit altına aldığına söyledi, içinde bulunduğumuz yüzyılın önemli teknolojik gelişmelere sahne olmakla beraber ciddi sorunların da kaynağı olduğuna dikkat çekti.
Ceylan, “Çevrenin, bize emanet olduğuna ve gelecek nesillere koruyarak aktarmak gerektiğine inanıyoruz. 20. YY’dan bu yana dünya nüfusu 5 kat artmış, artan nüfusla kişi başına enerji tüketimi 3, hammadde kullanımı ise 2 katına çıkmıştır. Bu tüketim anlayışıyla birlikte sosyal yaşamdaki devasa büyüme, yerleşme ve yapılaşma, var olan ekosistemi altüst etti. İnsanlar tabiattaki dengeyi bozunca tabiat da bize doğal olarak afetler, felaketler ile tepki vermeye başladı, iklim değişikliği de bu felaketlerin başında gelmektedir” dedi.
PARİS ANLAŞMASINI “DEĞERLENDİRME” AŞAMASINDAYIZ
Bakan Yardımcısı Ceylan, geçen yıl yayımlanan, Uluslararası Değerlendirme Raporu’na değindi, “Son 150 yılda dünya yüzey sıcaklığı 1 derece artmış bulunmakta. Bu çok büyük bir tehlike, Uluslararası kuruluşlar, yüzey sıcaklığını +2 derecede tutmak için büyük çaba sarf ediyor. Bilim adamlarına göre, dünya yüzey sıcaklığındaki artış +3 dereceye çıkarsa dünya yaşanmaz bir yer olacak, işte böylesine büyük bir tehlike altındayız” ifadelerini kullandı.
İklim değişikliğinin önlenmesi için küresel işbirliğinin şart olduğunu belirten Ceylan, “Türkiye’nin de imzaladığı Paris Anlaşması’nın kabulü uluslararası kamuoyu tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Türkiye müzakerelere, ülke menfaatlerini koruyarak devam edecek, adil ve eşit şartlar oluşması için gayret gösterecektir. Paris Anlaşması’nın, ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ilkesini muhafaza etmesi ve sözleşme maddelerinden bağımsız, gerçekçi ve esnek bir sistem getirmesi, ülkemiz açısından olumlu değerlendiriliyor ancak burada bir haksızlık var. Taraflar, konferansı kararıyla özel koşullar tanınmış olan ülkemize, finans desteği ve teknoloji transferi sağlanmasına ilişkin hükümlerin Paris Anlaşması’nda ve kararında yer almaması üzüntü vericidir.Yeşil İklim Fonu ve teknoloji desteklerine erişime yönelik haklı beklentilerimiz maalesef henüz karşılanmış değildir. Bu nedenle Paris Anlaşması’na taraf olma hususunu değerlendirme aşamasındayız” dedi.
YEŞİL İKLİM FONU’NDAN TÜRKİYE DE YARARLANDIRILMALI
Paris Anlaşması’nın, TBMM’de beklediğini belirten Ceylan, Türkiye’yi dezavantajlı duruma sokan maddelerin değişmesi, teknoloji transferi ve Yeşil İklim Fonu’ndan yararlanmasının sağlanması durumunda anlaşmanın imzalanabileceğini söyledi. Ceylan şöyle konuştu, “Özellikle 2020 yılından itibaren Yeşil İklim Fonu tarafından, gelişmekte olan ülkelere sağlanması planlanan yıllık 100 milyar dolar destekten Türkiye de yararlanmak istemektedir.”
Türkiye’nin, Çevrenin korunması konusunda uluslararası anlaşmalarda, kapasitesinin üstünde taahhütler verdiğini ve sorumluluk üstlendiğini belirten Ceylan, “Türkiye Paris Anlaşması için, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonu artışını yüzde 21 oranında düşüreceğini taahhüt etmiştir. Ulusal katkımıza göre, 2030’a kadar 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonu önlenmiş olacaktır” ifadelerini kullandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda yürütülen “Sıfır Atık” projesine dair bilgiler de veren Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, İstanbul Aydın Üniversitesi’ni de projeye katılmaya davet etti. İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Mustafa Aydın, Ceylan’a “Sıfır Atık” projesinin kampüste hayata geçirileceği sözünü verdi.
(FOTOĞRAFLI)