Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA) ESTETİK ve plastik cerrahi uzmanı Op. Dr. Deniz Küçükkaya ameliyatsız yüz gençleştirme yöntemlerinin son yıllarda ameliyatlı yöntemlere göre daha popüler hale geldiğini belirtti. Yüksek yoğunluklu odaklı ultrason cihazlarının plastik cerrahide tedavi amaçlı kullanıldığını da açıklayan Op. Dr. Küçükkaya, gıdı toparlama, kaş kaldırma ve vücut hatlarının düzenlenmesinde kullanıldığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti, "Yüz gençleştirme yöntemlerini ameliyatlı ve ameliyatsız uygulamalar olarak ikiye ayırabiliriz. Yağ enjeksiyonu başta olmak üzere orta yüz germe, yüz ve boyun germe, göz kapağı ameliyatları cerrahi yüz gençleştirme işlemlerinin başında geliyor. Bir de ameliyat istemeyen kişilere önerdiğimiz uygulamalar var. Bunlar botoks, dolgu, ip askılama ve medikal cihaz uygulamaları. Medikal cihaz uygulamalarından HI-FU dediğimiz uygulama son zamanlarda tercih edilen uygulamalardan biri haline geldi."
"SARKMALARDA ETKİLİ OLUYOR"
Ultrasonun tıpta hem tanı hem de tedavi amacıyla yıllardır uygulandığını belirten Op. Dr. Deniz Küçükkaya, HI-FU yöntemini ameliyatsız yüz germe başta olmak üzere gıdı toparlama, kaş kaldırma ve vücut hatlarının düzenlenmesi kullandıklarını ekledi ve sözlerine şöyle devam etti, "Yüz dışında kol sarkmaları, karın cildindeki sarkmalar, uyluk iç tarafındaki ve diz üstündeki sarkmalarda da uygulanmaktadır. Cildin kalın olan tabakası ve yüzümüzün asıl asıcı yapısı olan ve biz cerrahların yüz germe ameliyatlarında özellikle askıladığımız SMAS tabakalarında ultrason enerjisiyle ısı oluşturarak cildin sıkılaşmasını ve toparlanmasını sağlar. Klinik etkinliği araştırılmış ve kanıtlanmış fokus ultrason teknolojisi, hem cildin en derin katmanına hem de cildin en üst katmanına fokuslanma özelliği sayesinde hedeflenen bölgeye odaklanmış ses dalgalarının tam olarak ulaşmasını sağlar ve yüz de dahil olmak üzere vücudun birçok yerinde istenilen sonuçları almaya olanak verir."
"3 AY İÇERİSİNDE SONUÇ ALINIYOR"
Herhangi bir anestezi uygulamasına gerek olmadan işlemin uygulandığını söyleyen Dr. Küçükkaya,
"Yüz bölgesi için ilk önce derin planlara atışlar yapılır. Böylece cildin üç tabakasında iyileşme odakları sağlanarak toparlanma daha iyi bir noktaya gelir. Vücudun diğer yerlerinde ise farklı başlıkları kullanarak aynı etkiyi sağlamak mümkün olmaktadır. Bu işlemde cilt yüzeyi uygulamadan etkilenmez. Bununla beraber cilde cilt altından ulaşan enerji sayesinde ciltte de uyarılma olur ve yeni kolajen oluşumu sağlanır. Genellikle tek seans yeterli olur. Hastalar ağrı hissetmez ancak kişiden kişiye değişebilir. Kemiğe yakın alanlarda iğne batması gibi bir his tarif edilir. Hastalar yaklaşık 3 ay içerisinde sonuç almış olur" dedi.
Bu yöntemin 30-65 yaş arasına uygulanabildiğini belirten Dr. Küçükkaya, cildinde enfeksiyonu olan, dolgu bulunan, yara iyileşmesine engel olan hastalıkları olanlara, otoimmün hastalığı olanlara, diyabet ve epilepsi hastalarına, çocuk ve hamilelere, kalp pili, elektronik cihaz veya metal stand taşıyan hastalara yapılamadığını söyledi.
(FOTOĞRAFLI)