Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 9 Şubat (DHA) - Ulusal Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu, kırmızı et üretiminin geçen yılın ilk üç çeyreğinde yüzde 12 azaldığına dikkat çekerek, "Besilik hayvan temininin kesintisiz yapılamadığı sürece 2018 yılında da ihtiyaç duyulan besilik hayvan sayısının maalesef artarak devam edeceği görülüyor" diye uyardı.
UKON Başkanı Ahmet Hacıice, Üye Bülteni'nin sunuşunda, "Sektörümüz açısından zorlu bir yılı geride bırakarak yeni umutlar ve beklentiler ile başladığımız 2018 yılına UKON olarak sektörümüze katkı sağlayacak yeni çalışmalar içine giriyoruz. Sektörde yaşanan gelişmeleri aylık olarak hem rakamları takip edecek hem de bu rakamların ne anlam ifade ettiğini, sektörün ne yönde hareket ettiğini konu uzmanı Yönetim Kurulu Üyelerimizin analizleri ile öğrenebileceksiniz" dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye genelinde 14 milyon büyükbaş ve 44 milyon küçükbaş hayvan bulunuyor. Yine TÜİK verilerine göre 2016 yılında 3.0 milyon büyükbaş ve 5.84 milyon küçükbaş hayvan kesildi. 2016 yılında 1 milyon 173 bin ton olan kırmızı et üretimimiz, 2017 yılında ilk üçüncü çeyrek sonunda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12 azalma ile 794 bina geriledi.
UKON Üye Bülteninde yer alan Yönetim Kurul değerlendirmesinde, "2018 yılının ilk ayında sektöre baktığımızda besilik hayvan arzının yeterli olmadığı besi çiftliklerinin kapasite kullanım oranlarının son dönemde artmakla birlikte istenilen seviyeye ulaşamadığı gözleniyor. Besilik hayvan temininin kesintisiz yapılamadığı sürece 2018 yılında da ihtiyaç duyulan besilik hayvan sayısının maalesef artarak devam edeceği görülüyor" uyarısı yapıldı ve şöyle açıklandı:
"Bu endişeyi destekleyen diğer bir veri de süt üretim rakamlarıdır. 2017 yılının 11 ayı itibarıyla bir önceki senenin altında kaldı.
"Sanayiye gönderilen süt üretimindeki azalma süt üretiminin kayıt dışına kayması gibi nedenlerden kaynaklanabileceği gibi çiğ süt fiyatlarının uzun süredir aynı kalması ile birlikte değerlendirildiğinde damızlık hayvanların 2017 yılında artan bir hızla kesime gittiği sonucu çıkarılabilir."
Girdi fiyatlarında, kurlara bağlı olarak 2017 yılında artış yaşandığı da vurgulanan değerlendirmede, "Besi materyali başta olmak üzere, mazot fiyatı artmış, yem ve yem hammadde fiyatlarında yılsonuna doğru artış görüldü" ve eklendi:
"Tarım ve hayvancılığın genç kesim için giderek cazibesini yitirmesi ile aile işletmelerinin sayısı gün geçtikçe azalmakta, genç nüfus kentlere göç ediyor.
"Hayvancılıkta kurumsallıktan çok duygusallık ve gönül bağı ile bu işi yapan aile işletmelerinin üretime devam edebilmesi ancak gençleri bu işe yapmaya telkin ve teşvik etmek ile mümkün olacak.
"Gençlerin üretime daha fazla ekonomik ve sosyal yönden teşvik edilmesi sağlanmalı, kırsalın yaşam düzeyi geliştirilmelidir.
"Kapalı sistem hayvancılığın işletme maliyetleri, hayvanların sağlık sorunları ve bu gibi nedenlerle besi maliyetlerini yükseltiyor.
"O nedenle Avrupa ve diğer gelişme ülke örneklerini göz önüne alarak mera hayvancılığımızı geliştirmek ve açık sistem hayvancılığı desteklemeliyiz.
"Ülkemizde yağışların az olması dolayısı ile büyükbaş hayvancılığın gelişemeyeceği söylemleri karşısında Avustralya gibi çölde üretim yapan ülkeleri incelemeliyiz."
"İyi bir mera ve aile hayvancılığı politikası ile birlikte hayvan sağlığına ilişkin atılan adımların devam etmesi halinde 2018 yılında ithalat ihtiyacımız azaltılabilir ve orta dönemde ürettiğini tüketen sürdürülebilir bir kırmızı et piyasasının oluşumu mümkün olabilir." (Fotoğraflı)