Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 14 Nisan (DHA) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tüm denizlerimizde bu geceden itibaren trol ve gırgır ağlarıyla avcılık yapan balıkçılar için genel av yasağının başlayacağını duyurarak, “1 Eylül 2018'e kadar devam edecek av yasaklarına uyulması sürdürülebilir balıkçılık açısından elzemdir. Balıkçılığımızın geleceği, bütün balıkçılarımız av yasağına uymalarına bağlıdır” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 15 Nisan'dan itibaren, isteyen balıkçıların karasuların bitişiğindeki uluslararası sularda ve su ürünleri avcılık tebliğiyle getirilen düzenlemelere uyulması şartıyla uzatma ağlarıyla avcılık yapabileceklerini belirtti.
Av yasaklarına uyulmasının tezgâhtaki balık çeşitleri ve miktarlarının azalmaması için büyük önem taşıdığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması için tüm balıkçılarımızın av yasaklarına uymaları gerekmektedir.
“Su ürünleri avcılığı konusunda bilinçli ve duyarlı vatandaşlarımız, gördükleri yasak avcılık faaliyetlerini Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il ve ilçe müdürlüklerine ya da Jandarma’ya bildirerek su ürünlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına katkıda bulunmalıdır.
“Vatandaşlarımız, balık satın alırken boy yasağına aykırı olarak avlanmış küçük balıkları, av yasağı süresince yasak olan türleri almamalıdır.”
Balık satış yerleri de asgari hijyen şartlarına uyulup uyulmadığı açısından kontrol edilmelidir.”
Su ürünleri avcılığının son yıllarda sürekli azalma gösterdiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“2011’de 514 bin 755 ton olan avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri miktarı, 2012’de 432 bin 442 tona, 2013’de 374 bin 121 tona ve 2014’de 302 bin 212 tona düşmüştür. 2015’te ise bir önceki yıla göre yüzde 42.9’luk artışla 431 bin 907 tona yükselen avcılık miktarı, 2016’da yine azalmıştır. 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 22.4 azalarak 335 bin 320 ton olarak gerçekleşmiştir. 2017 yılında da hava şartlarının uygun olmaması nedeniyle av sezonu ne yazık ki iyi geçmemiştir. Hatta bu av sezonunu, bazı balıkçılar yeterli avcılığı yapamadığından dolayı sezonu erken kapatmıştır.”
Ülkemiz balıkçılık filosunda, denizlerde ve iç sularda ticari amaçlı su ürünleri avcılığı yapmak üzere ruhsatlandırılmış toplam 18 bin 494 adet balıkçı teknesi bulunduğunu söyleyen Bayraktar, “Ülkemizde denizlerden avcılıkla yapılan üretim kıyı balıkçılığına dayanmaktadır. Mevcut balıkçı teknelerinin fazla olması da av baskısı yaratmaktadır. Ülkemizde yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yapılamamakta, bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğun olarak görülmektedir. Ülkemizde uzun süreli açık deniz balıkçılığı yapabilecek, avladığı su ürünlerini işleyip, depolayabilecek bir filo kapasitesi bulunmamaktadır. Uluslararası sularda avcılığın yapılabilmesi için gerekli girişimlerin ve bu yönde yatırımların yapılması su ürünleri sektörümüz için büyük önem taşımaktadır” dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın su ürünleri avcılığı konusunda yaptığı denetim çalışmaları ve avlanacak balık boylarıyla ilgili uygulanan standartların sektör için faydalı olduğuna işaret eden Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Su ürünleri avcılığı yapan tüm balıkçılarımızın da sürdürülebilir avcılığın sağlanabilmesi için uygulanan av yasaklarına titizlikle uymaları, balık boyu, zaman, derinlik, mesafe ve av araçları ile ilgili düzenlemeler ve yasaklara uymaları, kendi geleceklerini tehlikeye atmamaları gerekmektedir.
“Vatandaşlarımızın da bu konularda daha bilinçli davranmaları, yasak avcılığı ve avlanabilir balık boyu gibi hususlara dikkat etmeleri önemlidir.
“Sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç var. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir.
“Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.
“Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gereklidir. Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.”