Güncelleme Tarihi:
Serpil KIRKESER - Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından '15 Temmuz'da' gerçekleştirilen darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmada tutuklanan er Oğuz Özcan'ın ailesi, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı.
Baba Şemsettin Özcan, Muş'tan geldiğini ve 6 gündür perişan olduğunu söyleyerek, "Çocuğumuzu askere gönderdik, darbeye göndermedik. Her daim darbeye karşıyız. Genellikle Türkiye'nin her yerinde herkes darbeye karşıdır. Biz Muş'ta belediyenin önünde toplandık, ondan sonra duydum askerleri toplamışlar, ben hemen bilgiyi alamadım, İstanbul'a geldim. Bugün yeni duydum, oğlum Silivri Cezaevi'nde" dedi.
"KOMUTANLARDAN DAVACIYIZ"
Baba Özcan, oğlu Oğuz Özcan'ın terhisine 45 gün kaldığını belirterek, "Buna (oğluma) git tatbikat var' demişler. Kandırmışlar, darbeye götürmüşler. Biz komutanlardan davacıyız. Bu askerler suçsuzdur, hepside suçsuzdur.Emir altıdır, komutanlar ne emir verirsse uygulamak zorundır. Uygulamak zorunda olmasa hiç kimse askerlik yapmaz. Bir tarafta teröristler var, bir tarafta darbeciler var. Biz ortada kalmışız. Ne yapalım bilmiyoruz" diye konuştu.
"ERLER VE KENDİLERİNE EMİR VEREN PAŞALARIN AYRI AYRI YARGILANMALARI LAZIM"
Tutuklanan Oğuz Özcan'ın Avukatı Berat Can Tanık ise "Bu darbenin gerçekleşmeyip de teşebbüs aşamasında kalması askerlerin feraseti sayesinde sağlanmıştır. Askerler tamamen emir komuta zincirinde komutanlarının direktifleri doğrultusunda hiçbirşeyden haberleri olmadan kimisi havaalanına kimisi valilik önüne götürülmüştür. Ancak karşılarında halkı görünce tek bir kurşun sıkmadan silah bırakmışlardır. Eğer ki ellerinin altında silah ve askeri araçlar olan askerlerin darbe yapmak gibi bir teşebbüsü olsaydı bunu kimse engelleyemezdi. Erler ve kendilerine emir veren paşaların ayrı ayrı yargılanmaları lazım. Bu çocukların tek şansızlığı şu anda asker olmaları. Bu çocuklar eğer ki doğuda askerlik yapmış olsalardı şehit rütbesine ulaşacaklardır belki de ancak şu anda vatana ihannetten yargılanıyorlar" diye konuştu.
"HEPSİNİN AİLESİ BEDELLİ ASKERLİĞE PARA YETİŞTİREMEDİĞİ İÇİN OĞLUNU ASKERE GÖNDEREN KÖYLÜ ANADOLU VATANDAŞIDIR"
Avukat Tanık, "Ben de geçmişte askerliğini yapmış bir insan olarak henüz 3 ay oldu tezkeremi alalı. 3 ay önce eğer ki bu darbe teşebbüsü gerçekleşmiş olsaydı belki şu anda savunma makamında değil şüpheli olarak hakim karşısına çıkacaktım. Bu çocuklar alındıkları tarihten beri ailelerine ulaşamıyorlar. Avukatlar olarak biz Facebook'tan çeşitli sosyal medya organlarından çocukların adlarını araştırıp, ailelerine ulaşmaya çalışıyoruz. Çocuklar Silivri'de tutuluyorlar. Hakimlerin dediği şey şu ; 'Tutuklama bir önleyici tedbirdir. Bunlar gelecekte serbestte kalabilirler...' Ancak şunu anlamıyorlar. Toplum nezdinde tutukluluk suçlulukla eşdeğer olarak gözüküyor. Bu çocuklar komutanlarının Tatbikat var dikkat edin tatbikat var, darbe yapacağız değil bu emre uyarak vatan millet aşkıyla askere gelmiş ve görevlerini yapan bireylerdir. Hepsinin ailesi bedelli askerliğe para yetiştiremediği için oğlunu askere gönderen köylü anadolu vatandaşıdır" diye konuştu.
"EN YAKIN ZAMANDA SALIVERİLMELERİ GEREKMEKTEDİR"
Askerler ve ailelerinin Cumhurbaşkanını sevdiğini ve Ak Parti'ye yakın tabandan insanlar olduğunu söyleyen Avukat Tanık, "Hiçbirinin vatana ihanetle uzaktan yakından alakası yoktur. Bu tamamen paşaların oyununa gelmiş çocukların şansızlığıdır. En yakın zamanda salıverilmeleri gerekmektedir. Hem bu ailelerin çilesinin bitmesi için hem de bu erler gerçekten suçsuz olduğu için" dedi. Avukat Tanık, "Bu ailemizin çocukları havaalanını teröristlerden kurtacağız diye Baştabya Kışlası'ndan götürülmüş çocuklardır. Darbeyle hiç alakası yoktur. Teröristlere karşı savaşacağız diye götürülüp, karşılarında halkı görmüşlerdir ve direkt silah bırakmışlardır. Buna rağmen hala tutuklu yargılanıyorlar" diye konuştu.
TUTUKLANAN ER ÖZCAN: TATBİKAT VAR DİYE SÖYLEDİLER
Tutuklanan Er, mahkemedeki ifadesinde 15 Temmuz gününü anlattı.
66. Mekanize Tugay Komutanlığı Barış Gücü Komutanlığı'nda Baştabya'da piyade er olarak askerliğini yaptığını kaydeden Oğuz Özcan'ın, saat 21.00 sıralarında içtima olacağının söylendiğini belirterek içtima alanına silahlı ve hücum yelekli gittiklerini söylediği öğrenildi.
Daha sonra zırhlı askeri araçlara binmelerinin emredildiğini belirten Özcan'ın "Topkule civarında 'tatbikat' var diye söylediler. Topkule'ye gittik. 10 dakika kadar orada bekledik. 'Atatürk Havaalanı'nda kırmızı alarm var' dediler. Bizi çıkardılar. Atatürk Havaalanı'na gittikten sonra Hakan Aydemir'in emri ile araçtan indik Yolun sağ tarafına geçtik. Araçtan indik. 'Herkes boş şarjörleri taksın' dedi. Hücum yelekleri dahil olmak üzere altı şarjör verdiler. 'Emir gelmeden ateş etmeyin' dedi. Daha sonra halk dolmaya başladı. Bize, 'Oğlum yapmayın etmeyin, ne yaptığınızın farkında mısınız?' dediler. Araçlara binmemiz emredildi, bindik. Kışlaya doğru gidiyorduk. İleride halk önümüzü kesti. Açık olan zırhlı aracın kapağından içeri girdiler, tüfekleri istediler. 'Tüfeğimiz yok' dedik, vermedik. Koltukların altına saklandık. Uzman Çavuş Oğuz Çiçek, 'Polis gelene kadar kimse aracın yanından ayrılmasın' dedi. Bir süre sonra olay yerine polis geldi, teslim olduk" şeklinde ifade verdiği belirtildi.
(FOTOĞRAF)