TUSKON davasının ikinci duruşması bitti

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2017 18:10

TUSKON davasının ikinci duruşması bitti

Haberin Devamı

 Yüksel KOÇ/İSTANBUL,(DHA)-ARALARINDA firari sanıklar Fetullah Gülen, TUSKON Başkanı Rızanur Meral ile Kadir Topbaş'ın tutuklu yargılanan damadı Ömer Faruk Kavurmacı ve işadamı Faruk Güllü'nün de bulunduğu 31'i tutuklu 86 sanıklı TUSKON davasının ikinci duruşması bitti.
FETÖ üyesi olmadığını öne süren tutuklu işadamı Nihat Kurt, "Ben adı geçen FETÖ terör örgütü üyesi değilim. Hiçbir zaman da olmadım. Ben TUSKON'un üyesiyim. Küçük bir işletme kurdum işletmemi büyütebilmek için TUSKON'a gittim. Orada elde ettiğim çevreyi kaybetmemek için 15 Temmuz'a kadar orada kaldım. Nasılsa barışırlar diye düşündüm. 15 Temmuz'dan sonra istifa ettim. 17-25 Aralık'tan sonra eskisi gibi arkadaş olacaklarını düşündüğümden ticari ilişkilerimi ve çevremi kaybetmemek için buraya kadar geldik. Evet, ben TUSKON'da çalıştım. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve 10'dan fazla bakanla yurt dışı gezisi yapmış bir insanım. O dönem TUSKON'a üye olan herkesin yurt dışına gitme imkanı vardı" dedi.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısında bulunan duruşma salonunda görülen davanın ikinci duruşmasına 28'i tutuklu 32'si tutuksuz toplam 60 sanık ile avukatları katıldı. 
Duruşmada sorgusu yapılan tutuklu Avukat Ahmet Şener Gülenç, iddianamede kendisine yönelik tüm suçlamaları reddetti. 18 Ağustos 2016 tarihinde Şile'deki evinde gözaltına alındığını, 14 aydır tutuklu olduğunu söyleyen Gülenç, evinde bulunan 3 adet doların çocuklarının kumbarasında bulunan dolarlar olduğunu söyledi. 
Darbe girişimi sonrası kapatılan Marmara Bahar İşadamları Derneği'ne müvekkil çevresini genişletmek için üye olduğunu savunan Gülenç, "Dernekte her dünya görüşünden üyeler bulunmakta idi. Derneğin kuruluşundan kapatılışına kadar bir çok bakan geldi, orada seminerler verdi, toplantılara katıldı. Numan Kurtulmuş ve Cemil Çiçek dahil" dedi.
1 Mart 1994 tarihinde yapılan TUSKON'un 5. Olağan Genel Kurulun'a katılmadığını savunan Gülenç, "Polis tutanağında orada olduğum yazılmış, ya yanlış yazılmış ya da kasten yazılmış diye düşünüyorum" iddiasında bulundu. Gülenç, diğer bankalara göre EFT ve havale ücreti daha düşük olduğu için Bank Asya'da bankacılık işlemlerini yaptığını söyledi. 
Tutuklu sanık İsmail Aytan, 18 Ağustos 2016'da evimde gözaltına alındığını, 14 aydır tutuklu bulunduğunu belirterek, Marifed Derneği'ne bağlı 32 dernekten örgüt adına para topladığı iddiasını kabul etmedi. Aytan, "Ben dernekte işçi statüsünde çalışan biriyim. Benim Muhammed Mustafa Günay ile görüşmem söz konusu olamaz. Bildiğim kadarıyla kendisi TUSKON'un Genel Sekreteri" diyerek suçlamaları kabul etmedi. 
Sorgusu yapılan tutuklu sanık işadamı Nihat Kurt, beyninde baloncuk bulunduğunu belirterek, "Işın tedavisi ya da ameliyat olamıyorum, olursam ölürüm" dedi.
 
'İŞLETMEMİ BÜYÜTMEK İÇİN TUSKON'A ÜYE OLDUM'
FETÖ üyesi olmadığını öne süren Kurt, "Ben adı geçen FETÖ terör örgütü üyesi değilim. Hiçbir zaman da olmadım. Ben TUSKON'un üyesiyim. Küçük bir işletme kurdum işletmemi büyütebilmek için TUSKON'a gittim. Orada elde ettiğim çevreyi kaybetmemek için 15 Temmuz'a kadar orada kaldım. Nasılsa barışırlar diye düşündüm. Sonra istifa ettim. 17 - 25 Aralık'tan sonra eskisi gibi arkadaş olacaklarını düşündüğümden ticari ilişkilerimi ve çevremi kaybetmemek için buraya kadar geldik. Evet, ben TUSKON'da çalıştım. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve 10'dan fazla bakanla yurt dışı gezisi yapmış bir insanım. O dönem TUSKON'a üye olan herkesin yurt dışına gitme imkanı vardı" dedi.
İddianamede iddia edildiği gibi darbeden önceden haberdar olmadığını, Coco, ByLock kullandığı iddialarını kabul etmeyen Kurt, "Arkadaşım telefonda, 'cemaati bırakmadın dimi' diyor. Ben de böyle konuları telefonda konuşmadığımı söylüyorum. O da biliyor ki ben solcu bir insanım. Ak Parti genel merkezine gittiğimde, 'TUSKON'un canavarı solcu geldi' diyorlardı. DSP'liyim. DSP il başkanlığı yaptım. 2002 yılına kadar Bülent Ecevit'in anonsçuluğunu yaptım. Cemaatle benim ne işim olabilir" dedi. 
TUSKON'un 1 Mart 2014 tarihinde yapılan genel kuruluna katıldığını söyleyen Kurt, toplantıya TUSKON Başkanı olan firari sanık Rızanur Meral'in konuşmasından sonra gittiğini savunarak, "Konuşmadan sonra 15-20 gün çevremle konuştum. O konuşma Rızanur Meral'in ağzı değildi, genel sekreter Mustafa Muhammed Günay ağzıydı. O konuşmayı o ikisinden başkasının bildiğini sanmıyorum. Ben TUSKON yönetiminde hiç bulunmadım" iddiasında bulundu. 
Kimya sektöründe firmalara ortak olduğunu söyleyen Kurt, Anadolu'daki müşterilerinin isteği üzerine Bank Asya'da hesap açtığını, Fetullah Gülen ile görüşen veya iletişim halinde olan hiç kimse ile iletişim içinde olmadığını savunan Kurt, "Zaman gazetesine kayyım atandığında üzüldüm, evet. Bir işadamı ülkede huzur ister, en ufak bir olayda dolar yükselir. Bu bizi korkuttu. Lanet olsun TUSKON'a, lanet olsun Fatih Üniversitesi'ne, lanet olsun Zaman gazetesine. Lanet olsun hepsine, bizi bilerek kandırdılar. Bu yapının böyle bir şey yapacağını, kendi evladına kurşun sıkacağını düşünemedim" dedi. 
Sanık Kurt, Mahkeme Başkanı Ali Öztürk'ün, ByLock ve Coco kullandığını hatırlatması üzerine, "Coco kullandığımı hatırlamıyorum. ByLock çıktığı söylenen hattı ben kullanmadım. Şirkette kaydı vardır, o hattı kimin kullandığına dair" dedi. 
Nihat Kurt, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek tahliyesini istedi. 
Tutuklu sanık Nalan Erpolat suçlamaları kabul etmedi. Telefonunda ByLock tespit edilen tutuklu sanık Özlem Üçüncü, "18 Ağustos 2016 tarihinde gözaltına alındım. Sonra serbest bırakıldım. Savcının itirazı üzerine tekrar tutuklandım, sonra tekrar serbest bırakıldım. En son telefonumda ByLock bulunduğu iddiası ile 4 Şubat 2017 tarihinde tekrar tutuklandım. Bütün hukuksal değerler adına yemin ederim ben kesinlikle ByLock kullanmadım" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!