Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 7 Mart (DHA) – Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) hazırladığı kadın istatistiklerinin sonuçları, Türkiye'de kadınların yüzde 37’si yaşadıkları çevrede kendini güvensiz hissettiğini ortaya koydu. Her 10 kadından dördünü işaret eden istatistiğe göre bu oran kendi evinde bile yüzde 11.2 düzeyinde.
TÜİK verilerine göre, Türkiye nüfusunun yüzde 49.8’ini kadın nüfus oluşturuyor. 2016 yılında, erkek nüfus 40 milyon 43 bin 650 kişi olurken, kadın nüfus 39 milyon 771 bin 221 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle nüfusun yüzde 50.2’sini erkekler, yüzde 49.8’ini ise kadınlar oluşturdu. Kadınlar ile erkekler arasındaki bu oransal denge, kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle 65 ve daha yukarı yaş grubunda kadınların lehine değişiyor. Bu yaş grubundaki nüfusun yüzde 43.9’unu erkekler, yüzde 56.1’ini ise kadınlar oluşturuyor.
Kadınlarda doğuşta beklenen yaşam süresi 80.7 yıl
Hayat tabloları, 2015 sonuçlarına göre; doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 78, erkeklerde 75.3 ve kadınlarda 80.7 yıl. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşıyor ve doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5.4 yılı buluyor.
Her 10 kadından yaklaşık 4’ü yaşadığı çevrede kendini güvensiz hissediyor
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 2016 yılında yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı toplamda yüzde 26.2 iken bu oran erkeklerde yüzde 15.2, kadınlarda yüzde 37 oldu. Erkeklerin yüzde 71’i, kadınların ise yüzde 47.5’i yaşadıkları çevrede kendilerini güvende hissetti.
Evde yalnız otururken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı 2016 yılında toplamda yüzde 7.9, erkeklerde yüzde 4.5, kadınlarda yüzde 11.2 oldu. Erkeklerin yüzde 86.7’si, kadınların ise yüzde 76’sı evde yalnız otururken kendilerini güvende hissetti.
Kadınlar siyasi alanda erkeklere göre daha az yer aldı
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki kadın milletvekili oranı 1935 yılında yüzde 4.5 iken, 81 yıl sonra bu oran yüzde 14.7'ye yükseldi. Türkiye’de bakan sayısı 2016 yılında 27 olup bunların sadece biri kadın oldu. Ülkemizde 2009 yılı yerel seçimlerinde kadın belediye başkanı oranı yüzde 0.9 iken 2014 yılı yerel seçimlerinde bu oran yüzde 2.9 oldu. Kadın muhtar oranı 2009 yılı yerel seçimlerinde yüzde 2.3 iken 2014 yılı yerel seçimlerinde bu oran yüzde 2 oldu.
Okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerden 5 kat fazla
Türkiye’de 2015 yılında, 25 ve daha yukarı yaşta olan ve okuma yazma bilmeyen toplam nüfus oranı yüzde 5.4 iken bu oran erkeklerde yüzde 1,8, kadınlarda yüzde 9’u buluyor.
Lise ve dengi okul mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştakilerin toplam nüfus içindeki oranı yüzde 19.5 iken bu oran erkeklerde yüzde 23.5, kadınlarda yüzde 15.6 düzeyinde. Yüksekokul veya fakülte mezunu olan toplam nüfus oranı yüzde 15.5 olup bu oran erkeklerde yüzde 17.9 kadınlarda ise yüzde 13.1’e ulaşıyor.
Kadın istihdam oranı erkeklerin istihdam oranının yarısından az
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2015 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde istihdam oranı yüzde 46. Bu oran erkeklerde yüzde 65, kadınlarda ise yüzde 27.5 oldu.
Avrupa Birliği üye ülkelerinin istihdam oranı incelendiğinde; 2015 yılında kadın istihdam oranının en yüksek olduğu ülke yüzde 74 ile İsveç iken en düşük olduğu ülke yüzde 42.5 ile Yunanistan oldu. Avrupa Birliği üye ülkelerinin (28 ülke) ortalama kadın istihdam oranı ise yüzde 60.4 oldu.
Avrupa Birliği üye ülkelerinde 2015 yılında erkek istihdam oranının en yüksek olduğu ülke yüzde 79 ile Hollanda iken en düşük olduğu ülke yüzde 59.3 ile Yunanistan oldu. Avrupa Birliği üye ülkelerinin ortalama erkek istihdam oranı ise yüzde 70.8 oldu.
Eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı daha yüksek
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2015 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde işgücüne katılma oranı yüzde 51.3 olup, bu oran erkeklerde yüzde 71.6, kadınlarda ise yüzde 31.5 oldu.
Eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 16.1, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 26.6, lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 32.7, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 40.8 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 71.6’ı buldu.
Her 5 erkekten 4'ü kadınların çalışmasını uygun bulduğunu belirtti
Aile yapısı araştırması, 2016 sonuçlarına göre; kadınların çalışmasını uygun bulanların oranı toplamda yüzde 84.9 olup erkeklerde bu oran yüzde 78.1, kadınlarda yüzde 91.5 oldu. İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzey’e göre kadınların çalışmasını uygun bulanların oranları incelendiğinde, en yüksek oran yüzde 90.6 ile TR3 Ege (İzmir, Aydın, Denizli, Muğla, Manisa, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak)’ta, en düşük oran ise yüzde 71.5 ile TRC Güneydoğu Anadolu (Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt)’te oldu.
Yükseköğretim mezunu kadınlar daha fazla gelir elde etti
Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre; 2015 yılında yükseköğretim mezunu kadınların yıllık ortalama esas iş gelirleri 29 bin 238 lira iken, lise mezunu kadın çalışanların yıllık ortalama esas iş gelirleri 16 bin 124 lira olarak gerçekleşti. Bir okul bitirmeyen kadın çalışanların yıllık ortalama esas iş gelirleri 8 bin 528 lira oldu.
Kadınların yüzde 34.3’ü ilk evliliklerini 20-24 yaş aralığında gerçekleştirdi
Aile yapısı araştırması, 2016 sonuçlarına göre; evlilik deneyimi yaşamış 15 ve daha yukarı yaştaki tüm bireylerin araştırmada beyan ettikleri ilk evlenme yaşları incelendiğinde; Türkiye’de ilk evliliklerin yüzde 37.5 ile en çok 20-24 yaş aralığında yapıldığı görüldü. İlk evliliğini 20-24 yaş aralığında yapan erkeklerin oranı yüzde 41.3 iken bu oran kadınlarda yüzde 34.3 oldu.
Anlaşmazlık durumunda eşler birbirlerine en çok bağırarak tepki verdi
Aile yapısı araştırması, 2016 sonuçlarına göre; eşler arasında anlaşmazlık olduğunda erkeklerin yüzde 75.3’ü, kadınların yüzde 66.2’si eşlerine seslerini yükselterek/bağırarak tepki verdi. Erkeklerin yüzde 55.1’i, kadınların ise yüzde 64.2’si eşleri ile anlaşmazlık durumunda sessiz kaldı. Eş ile anlaşmazlık durumunda erkeklerin yüzde 3.6’sı, kadınların ise yüzde 2.4’ü eşlerine fiziksel şiddet uyguladı.
İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzey’e göre eşlere fiziksel şiddet uygulama oranı en yüksek olan bölge TRC Güneydoğu Anadolu (Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) oldu. Bu bölgede erkeklerin yüzde 8.6’sı, kadınların yüzde 7.5’i eşlerine fiziksel şiddet uyguladı.
Erkeklerde fiziksel şiddet uygulama oranının en düşük olduğu bölge yüzde 1.7 ile TR3 Ege (İzmir, Aydın, Denizli, Muğla, Manisa, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak) olurken, kadınlarda bu oran yüzde 0.7 ile TR4 Doğu Marmara (Bursa, Eskişehir, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) oldu.
Hanedeki işler ve sorumluluklar cinsiyet gözetilerek paylaşıldı
Aile yapısı araştırması, 2016 sonuçlarına göre; kadınların yemek pişirme, bulaşık yıkama, çamaşır yıkama, ev temizliği ve ütü yapmak gibi sürekliliği olan ev işlerini yaptığı, erkeklerin ise tamir, boya badana, fatura yatırma gibi başlangıcı ve sonu belli olup görünürlüğü fazla olan işleri yaptığı gözlendi.
Türkiye genelinde yemek yapma işini yüzde 91.2 oranında kadınlar yaparken, erkeklerin yemek yapma oranı yüzde 8.8 oldu. Evin boya badana işini yüzde 80.4 oranında erkekler yaparken, kadınlarda bu oran yüzde 19.6 oldu.
Evli erkek ve kadınlar daha mutlu
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 2016 yılında mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 61.3 oldu. Erkeklerde mutluluk oranı yüzde 58.1 iken kadınlarda bu oran yüzde 64.5 oldu. Toplamda evli fertlerin yüzde 64.7’sinin, hiç evlenmemiş fertlerin yüzde 57.3’ünün, eşi ölmüş fertlerin yüzde 50.9’unun ve boşanmış fertlerin ise yüzde 32.5’inin mutlu olduğu görüldü.
Evli erkeklerin yüzde 60.8’i, evli kadınların ise yüzde 68.3’ü mutlu olduklarını beyan etti. Hiç evlenmemiş erkeklerin yüzde 54.5’i, hiç evlenmemiş kadınların ise yüzde 62.1’i mutlu iken, boşanmış erkeklerin yüzde 29’u, boşanmış kadınların ise yüzde 35.5’i mutlu olduklarını ifade etti. Eşi ölmüş erkeklerin yüzde 53.1’i, eşi ölmüş kadınların ise yüzde 50.5’inin mutlu olduğu gözlendi.
Dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklı ölümler ilk sırada yer aldı
Ölüm nedeni istatistikleri sonuçlarına göre; 2015 yılında ölüm vakalarının nedenleri arasında ilk sırada yüzde 40.3 ile dolaşım sistemi hastalıkları, ikinci sırada, yüzde 20 ile iyi ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde 11.1 ile solunum sistemi hastalıkları yer aldı.
Cinsiyete göre ölüm vakalarının nedenleri incelendiğinde kadınlarda ilk sırada yüzde 44.3 ile dolaşım sistemi hastalıkları, ikinci sırada, yüzde 15.5 ile iyi ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde 10.1 ile solunum sistemi hastalıkları yer aldı. Erkeklerde ölüm nedeni sıralaması benzer olup, ilk sırada yüzde 36.8 ile dolaşım sistemi hastalıkları, ikinci sırada, yüzde 23.9 ile iyi ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde 11.9 ile solunum sistemi hastalıkları yer aldı.
(Grafik - Tablo)