Güncelleme Tarihi:
Öykü Altuntaş / İstanbul, 11 Temmuz (DHA) - Avrupa Kültürel Miras Kuruluşları Federasyonu (Europa Nostra), Türkiye’nin güneydoğusunda tarihi yerleşimlerdeki silahlı çatışmaların, kentlerin kültürel, sosyal ve ekonomik dokusu ile kültür varlıklarının tahribine yola açtığı uyarısı yaptı.
Federasyon, Dünya Kültürel Miras Komitesi’nin İstanbul’da gerçekleşecek 40. yıllık toplantısında tüm üyelere ilgili çağrının iletilmesi talebinde bulundu.
Avrupa Birliği ve UNESCO ile yakın ilişkilerini sürdüren federasyon, “Onun üzerinde tarihi yerleşimde, aralarında yüzlerce sivilin de bulunduğu can kayıplarına yol açan silahlı çatışmaların, aynı zamanda kültürel, sosyal ve ekonomik kentsel yaşamın ve çok büyük sayıda tescilli kültür varlığının tahribine yola açıyor olmasından derin kaygı duymaktayız” diye açıkladı.
“Sivil mimari eserler yıkıldı, yüzbinlerce insan evsiz kaldı”
Europa Nostra’nın UNESCO Genel Müdürü Irina Bokova’ya yazdığı açık mektupta, “Eylül 2015’ten beri çeşitli yerleşim yerlerinde, valiler tarafından uluslararası ve ulusal hukuka uygunluğu hayli tartışmalı, bir bölümü aylarca devam eden 60’tan fazla sokağa çıkma yasağı kararı alınmış olmasının ardından yaşanan çatışmalar, yüzlerce tarihi caminin, kilisenin, sivil mimari eserinin ve binlerce ev ve işyerinin kısmen ya da bütünüyle yıkımına ve yüzbinlerce insanın evsiz kalmasına neden olmuştur” denildi.
Mektupta, medya haberleri ve yerel insan hakları kuruluşlarının yanında, Venedik Komisyonu’nun, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’nin, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin, İnsan Hakları İzleme Kurumu’nun, Uluslararası Kriz Grubu’nun, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu’nun (FIDH) konuya ilişkin son raporlarına işaret edilerek, her geçen gün bölge ile ilgili kaygıların arttığı ifade edildi.
Diyarbakır Sur’daki kamulaştırma kararı
Dört yıl önce Tarihi Koruma Alanı ilan edilen Diyarbakır tarihi kent merkezinde ve 2015’te UNESCO tarafından Dünya Kültürel Miras listesine alınmış olan Suriçi bölgesinde yaşananlar, Europa Nostra’nın mektubunda geniş yer buldu:
“…Mart 2016 sonunda çıkartılan bir yasa ile binaların yüzde 80’inden fazlası hakkında acil kamulaştırma kararı alınmıştır. Eldeki raporlara göre yüzlerce tarihi yapının bulunduğu mahallelerin bir bölümü inşaat makinaları ile yok edilip, boş alanlar ya da geniş caddelere dönüştürülmüştür. Bu bölgede yaşayan yirmi beş binden çok kişi bu ilçe dışında barınmaya zorlanmıştır.”
Federasyon, Avrupa Birliği ve Europa Nostra tarafından verilen Avrupa Kültürel Miras Ödülü’nü kazanmış olan Aziz Giragos kilisesinin de aralarında bulunduğu onlarca anıtsal yapının tahrip olduğunu belirtti.
“Diyarbakır’da yepyeni mahallelerin inşa edileceği açıklaması, kaygılarımızı artırmakta”
Europa Nostra, hem devletlerarası, hem de sivil uluslararası kuruluşlara çağrısını şöyle sürdürdü:
“Europa Nostra olarak, biz, yukarıda adları sayılı kuruluşların bu çatışmada alınan önlemlerin, kriz koşullarında gözetilmesi gereken orantılılık, kullanılan gücün etkin bir denetime tabi olması, bu bölgelerde ikamet eden sivillerin yaşam ve haklarının korunması gibi uluslararası kuralları ihlal ettiği ve bu durumun tümüyle kabul edilemez olduğu görüşünü paylaşmaktayız. Sur ilçesinin büyük bir bölümüne giriş-çıkışların hala yasak olması ve merkezi yönetim tarafından, Büyükkent Belediyesi, Bölge Alan Yönetimi, 300’ün üzerinde STK’nın katılımı ile oluşan Sur Koruma Platformu tamamen dışlanarak ve var olan alan yönetim planları bir yana bırakılarak, yepyeni mahallelerin inşa edileceğinin açıklanmış bulunması kaygılarımızı daha da artırmaktadır.”
Europa Nostra, Türkiye’ye “uluslararası kurallara riayet etmesi” ve katılımcı bir yaklaşımla belediyeler, yerel uzmanlık kuruluşları ve bölgede yaşayanlarla işbirliği yapması çağrısında bulundu.
UNESCO Uluslararası Kültürel Miras Komitesi ise, bu yerleşim yerlerinde yaşayanların “rızalarına uygun”, uluslararası mesleki standartları gözeten bir onarım sürecine uluslararası uzmanlık desteği sağlamaya çağrıldı.