Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)- Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında uyum yasalarının kabulünün 16. yılında, birlik ve Türkiye arasındaki ilişkilerin bugünkü düzeyini değerlendiren Prof. Dr. Sait Yılmaz, 2008 ekonomik krizinden beri AB'nin çok büyük problemler yaşadığına dikkat çekti. Yılmaz, Türkiye - AB ilişkilerinin bundan sonraki seyri ile ilgili olarak "Biz gümrük birliğinde onlara istediklerini verdik ama artık Türkiye’nin de alma zamanı geldi. Alacak verecek hesabı yaparak Türkiye’nin çıkarına en uygun olacak şekilde AB ile bir anlaşma yapılmalı ve Türkiye ticaret konusunu yeniden yapılandırmalıdır. Göç ve Türklerin Avrupa’da vize almadan dolaşabilme konusu da imtiyazlı ortaklık içinde ele alınmalıdır" dedi.
AB’ye girebilmek için Türkiye’nin çok fazla bekletildiğini dile getiren Yılmaz, “AB kapısında Türkiye’den çok bekleyen bir ülke olmadı. AB bizi başından beri almak istemiyor. Bugüne kadar yapılan müzakere süreçleri bizim birliğe girmemiz için değil girmememiz için yapılan bir süreçtir” diye konuştu.
“AB’YE GİRMEMİZ UYGULANABİLİR BİR DURUM DEĞİL”
Türkiye’nin köklü ve güçlü bir tarihi olduğunu vurgulayan İstanbul Esenyurt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslar arası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Yılmaz, “Bizim nüfusumuzla, tarihimizle ve kültürümüzle Avrupa Birliği’nin üyesi olmamız çok zor. AB’ye girmek ne AB için uygulanabilir ne de bizim için gerekli bir durum. 80 milyonluk büyük bir Türkiye, geçmişte imparatorluk idare etmiş ve bütün Avrupa tarafından öteki olmuş bir tarihe sahibiz. Böyle bir ülke Frankfurt’tan alacağı harçlıklarla, büyük ülke olarak kalamaz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bugün geldiği süreçte Avrupa Birliği’yle olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Bizim AB ve özellikle Almanya ile olan ticari ilişkilerimiz çok önemli. Avrupa’yla olan ilişkilerimizi göz ardı etmek mümkün değil ama bu ilişkileri yeniden yapılandırmak gerekiyor. Bunu da üyelik dışında yapılandırmalıyız. Güneydoğu Avrupa bir yandan Orta Asya, Kafkasya ve Orta Doğu Türkiye için çok önemli stratejik bir vizyon sağlıyor. Halbuki Almanya’nın liderliğindeki AB ise tam bir stratejik körlük içinde, Türkiye birliğin içinde olduğu sürece ne kendini geliştirebilir, ne bu coğrafyaya el atabilir. Parasal olarak ülkenin kalkınması tamamen Almanya’nın ipoteği altına gireceği için bizim bugünkü Yunanistan gibi borç ödeyen bir ülke olmaktan ileriye gidecek olmamız mümkün olmayacaktır” dedi.
“HİÇ BİR ÜLKE KENDİ BÜTÜNLÜĞÜNDEN TAVİZ VERMEZ”
Prof. Dr. Sait Yılmaz, Avrupa Birliği’nin özellikle son 10 yılda Türkiye’ye yönelik birçok eleştirisi olduğunu ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti:
“Güneydoğu’daki sorunlar, OHAL, göç gibi konular Türkiye’yle Avrupa kültürü arasındaki farkları içeriyor. Bizim komşularımız İsviçre veya Avusturya değil. Biz Irak’ın, Suriye’nin, İran’ın olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz ve bu bölgeler etnik bakımdan çok zengin ve Avrupa’nın anladığı biçimde çok kültürlülük burada yaşamaz. Çünkü karşınızda Almanya’daki gibi bir prenslik yok. Karşınızda silah kullanan, terör üreten ve terör örgütünün arkasında bir kitle var. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin dediklerini motomot kabul etmemesi zaten kültürel farklılığından geliyor. Hiçbir ülke kendi birliğinden, bütünlüğünden taviz vermez. Almanya’da böyle yapmıştır çünkü ülkelerin önceliği, toprak bütünlüğü ve hayatta kalmasıdır. Bu tür baskıları sadece AB içindeki çok farklı seslerden gelen sesler olarak değerlendirip bunları yüzeysel olarak kabul etmemiz lazım. Türkiye kendi milli çıkarlarından ve bütünlüğünden asla taviz vermemelidir.”
(FOTOĞRAF/GÖRÜNTÜ)