Güncelleme Tarihi:
Nafiz Albayrak / New York, 31 Ocak (DHA) - ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’daki bir yıllık görevinin ardından ilk ‘Birliğin Durumu’ konuşmasını yaptı. Trump, Amerikalıların geleneksel olarak alışık olduklarının tersine, ABD Kongresi’nde yapacağı konuşmaya eşi First Lady Melania Trump’tan ayrı geldi. Trump’ın konuşmasından birkaç dakika önce, Soğuk Savaş’tan bu yana uygulanan kurallar gereği, Tarım Bakanı Sonny Perdue, Trump dahil olmak üzere tüm kabine üyelerinin nükleer savaş gibi olası bir felakette ölmesi durumunda ‘hayatta kalan kişi’ olarak gizli bir yere götürüldü. ABD Başkanı’nn ölmesi ya da görev yapamayacak duruma düşmesine karşı önlem olarak yapılan uygulama gereği, Perdue götürüldüğü gizli yerde, Trump’ın ‘Birliğin Durumu’ konuşması sırasında olası bir felaket durumunda görevi devralmak durumunda kalacağı senaryoya ilişkin bilgilendirildi.
ABD Kongresi’nde düzenlenen konuşmada Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti senatörleri, milletvekilleri, üst düzey ordu görevlileri ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin de aralarında bulunduğu kalabalığa hitap eden Trump, 2018 yılında izleyeceği iç ve dış politika, terörle mücadele, ekonomi, uluslararası ticari ilişkiler ve göçmenlik politikası gibi konulardaki görüşlerini paylaştı. Beyaz Saray’a ev sahipliği yapmaya başlamasından sonra ilk kez ‘Birliğin Durumu’ konuşması yapan Trump, partizanca yaklaşımları bir yana bırakıp, farklılıklar yerine ortak paydalarda buluşma vakti olduğunu, Amerikan halkının da bunun için kendilerini seçtiğini söyledi. ABD’nin yaşadığı doğal felaketler ve silahlı saldırılardan örnekler sıralayan Trump, iki parti temsilcilerine de, “Yalnızca trajedilerde bir araya gelmek yeterli değil. Görüş ayrılıklarımızı giderelim, ortak paydalarda buluşalım. Kendilerine hizmet etmek için bizi seçen insanlara sunacağımız birliği oluşturalım” çağrısında bulundu.
Konuşmasının önemli bir bölümünü, kendisi iktidara geldikten sonra yapılan vergi reformu, işsizliğin azalıp, istihdamın artması konusuna ayıran Trump, son bir yıl içinde 2.4 milyon kişiye iş alanı bulunduğunu söyledi.
Vergi reformu sayesinde, hem orta sınıf Amerikalıların hem de küçük işletme sahiplerinin rahatladıklarını belirten Trump, işverenlere getirilen vergi indirimlerinin de ABD şirketlerini tüm dünyada daha rekabetçi hale getireceğini söyledi. “Güvenli ve gururlu bir ABD” yaratıldığını söyleyen Trump, yıllar sonra ücretlerin yeniden artmaya başladığını, işsizlik oranının son 45 yıldır en düşük düzeyde gözlemlendiğini ve Afrika asıllı ve Latin kökenli Amerikalılar arasında da işsizlik oranında tarihsel bir düşüş yaşandığını söyledi. Trump, “Amerikan rüyasını başlatmak için bundan daha iyi bir zaman olamaz. Amerikalıların yaşamlarının merkezi Amerikan ailesidir, onların inançlarıdır. Devlet ve bürokrasi değil” dedi.
ABD’li kurumların yurtdışında değil, yeniden ABD’de yatırım yapmaya başladıklarının altını çizen Trump, “Hepimiz aynı ülkeyi, aynı kaderi ve aynı bayrağı paylaşıyoruz” dedi ve ‘bayrak’ ve ‘ulusal marşa saygı’ gibi milliyetçi özellikleri vurguladıktan sonra göçmenlik konusu hakkında konuştu.
Barack Obama yönetimi tarafından yürürlüğe konan ve çocukken aileleri tarafından Amerika’ya kaçak sokulan yabancılara af çıkaran DACA yasasını, başkanlık yetkisinin kendisine hak tanıdığı kararnameyle yürürlükten kaldıran Trump, üzerinde çalıştıkları yeni göçmenlik reformunun hem Amerikalı çalışanların, hem de göçmenlerin çıkarlarını gözeteceğini savundu. Önümüzdeki haftalarda ABD Kongresi’nin onayına sunulacak reformun bir uzlaşma teklifi olduğunu söyleyen Trump, birinci aşamada ABD’ye çocukken kaçak olarak sokulan 1 milyon 800 yabancıya, 12 yıllık süreçte vatandaşlık yolunun açılmasının planlandığını söyledi. DACA yasası sayesinde ABD’de bulunan ve ‘hayalperestler’ olarak nitelenen kişilere karşı da yeni bir söylem geliştiren Trump, “Başkan olarak benim birincil ve kutsal görevim hala Amerikan rüyasını yaşatmak. Çünkü Amerikalılar da hayalperest” dedi.
ABD ve Meksika sınırına duvar örülmesi konusunu ‘Birliğin Durumu’ konuşmasında da gündeme getiren Trump, duvarın ‘uyuşturucu kaçakçıları’ ve ‘teröristlerin’ ABD’ye sızmalarını önleyeceğini savundu.
Trump’ın göçmenlik konusunda yaptığı en önemli açıklamalardan biri de Türkiye’de ‘yeşil kart piyangosu’ olarak bilinen ‘Çeşitlilik Vize Programı’ oldu. Trump, yeşil kart piyangosuna son verilmesini istedi ve liyakat sistemine geçilmesi çağrısında bulundu. Trump, “Yeşil kart piyangosu hak ediş, yetenek gibi öncelikleri ve halkımızın güvenliğini göz ardı edip rastgele dağıtılıyor’ dedi. Trump ayrıca, ABD vatandaşı olan bir kişinin aile bireylerinin de ABD’ye gelebilmesini sağlayan ‘zincir göçmenlik’ uygulamasına da son vermek istediğini söyledi. Trump, “Bu bozuk sistemle tek bir göçmen sınırsız sayıda akrabasını ülkemize getirebiliyor” derken, her şeyin ‘önce Amerikalılar’ ilkesine göre yürümesi gerektiğini ifade etti.
Terörle mücadele konusunda da açıklamalarda bulunan Trump, IŞİD’i ortadan kaldırmak için ABD’nin, Irak, Suriye ve başka yerlerde müttefikleriyle birlikte çalıştığını, çok önemli ilerlemeler sağlandığını ancak savaşın henüz bitmediğini söyledi.
Geçtiğimiz yıllarda mahkumlara yapılan işkencelerle sıkça gündeme gelen Guantanamo hapishanesinin açık tutulması için, ‘Birliğin Durumu’ konuşmasına gelmeden önce yeni bir kararname imzaladığını belirten Trump, “Teröristler adi suçlu değil, hukuk tanımayan düşman savaşçılardır. Geçmişte yüzlerce teröristi yakalayıp sonra serbest bıraktık. IŞİD lideri Bağdadi de bunlardan biri. Bundan sonra yakala ve serbest bırak yok. Guantanamo Körfezi’ndeki kampı açık tutmak için gerekli kararı buraya gelmeden önce imzaladım” dedi.
Uluslararası ilişkilere de kısaca değinen Trump, dünyada ABD’nin çıkarlarına karşı meydan okuyan ülkeler bulunduğunu ve ABD’nin Çin ve Rusya gibi rakipleri bulunduğunu söyledi. Trump, ABD’nin gücünü ve güvenini yeniden inşa ederken, yurtdışında da saygınlığını ve gücünü eski haline getireceğini söyledi. Trump, ABD’nin İran halkının özgürlük mücadelesinin yanında olduğunu, Obama döneminde yapılan İran Nükller Anlaşması’nın da iptal edilmesi gerektiğini söyledi.
ABD’nin nükleer silahlarını günün teknolojilerine uygun hale getirmesi gerektiğine de değinen Trump, “Umarım hiçbir zaman kullanmak zorunda kalmayız ama bunu yenilemek ve çok güçlü hale getirmek her türlü saldırganca girişimi caydıracaktır. Belki gelecekte bir gün ülkelerin nükleer silahlarını birlikte yok edeceği büyülü bir zaman olur, ama maalesef henüz o noktada değiliz” dedi.
Konuşmasında Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına da değinen Trump, geçen haftalarda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bu kararı kınayan bir tasarının kabul edilmesine de değindi. ABD’nin egemenlik ilkelerine bağlı olarak bu kararı aldığını, ancak ezici çoğunlukta ülkelerin bu karara karşı çıktığını anlatan Trump, “Yabancı ülkelere yapılan yardımların ABD’nin dostlarına yapılması gerekir, düşmanlarına değil. Kongre’den bunu güvence altına alacak bir yasa çıkarmasını istiyorum” dedi.
Trump, Kuzey Kore konusunda da, “Hiçbir rejim kendi halkını, Kuzey Kore’deki zalim diktatörlükten daha kapsamlı ve daha vahşice baskı altına almadı. Kuzey Kore’nin pervasız biçimde nükleer silahlar peşinde koşması çok yakında bizim anakaramızı tehdit edebilir. Bunun olmasını önlemek için en üst düzeyde baskı kampanyası yürütüyoruz. Geçmiş deneyimler bize, gevşek davranmanın ve ödünler vermelerin saldırganlık ve kışkırtıcılığı artırdığın öğretti. Geçmiş yönetimlerin yanlışlarını tekrar etmeyeceğim” dedi.