Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 30 Temmuz (DHA) - Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Yatağan Termik Santrali’nde meydana gelen ve 11 kişi yaralı olarak kurtarıldığı, göçük altında kalan iki işçinin de hayatını kaybettiği kaza hakkında yazılı bir açıklama yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) yaşanan kazanın işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemini ortaya koyduğuna işaret etti ve şu değerlendirmelerde bulundu:
“Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Yatağan Termik Santrali’nde kazanları besleyen kömür bant sisteminin çökmesi sonucu oluşan kazada 11 kişi yaralı olarak kurtarılırken göçük altında kalan iki işçi yaşamını kaybetmiştir.
“Bu olay, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin (İSG) önemini ortaya bir kez daha koymuştur. Sorunların çözümü için düzenleyici mevzuatın varlığı zorunlu bir ön koşuldur. Yasal metinler ne kadar nitelikli olsa da uygulamaya neme lazımcılık egemen ise, karşı karşıya kaldığımız sorunlar çözülmez. Sorunların çözümü için, önce sorun ve nedenleri doğru tanımlanmalı, sonra sorunu ötelemek veya gizlemek için değil bütünüyle ortadan kaldırmak için yapılması gerekenler belirlenmeli, belirlenen önlemler eksiksiz uygulanmalı ve uygulamaların doğru yapılıp yapılmadığı denetlenmelidir.
“Bütün sektörlerde kullanılan makina ve ekipmanların normal bakım ve onarımı düzenli olarak yapılmalı, bakım ve onarımın düzgün yapıldığı, makina ve ekipmanların çalışanlar için bir risk oluşturup-oluşturmadığı periyodik bakımlarla kontrol edilmelidir.
“Her kazanın teknik bir nedeni vardır, bu kazanın da olası teknik nedenleri vardır. Ancak iş kazalarının/cinayetlerinin ortak nedeni, sermaye ve devletin işçilerin canını önemsememesidir.
“Her kaza, yönetim sistemi kurulması, mühendislik ve idari önlemlerin alınması ile önlenebilir. Kaza meydana gelmesi olasılığı da göz önünde bulundurularak zarar azaltıcı önlemler alınır. Olumsuz durumlara yönelik acil durum planlaması yapılır, kriz yönetimi sistemi kurulur.
“Ancak özelleştirme, taşeronlaşma ve kiralama gibi yanlış uygulamalarla kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan bilgi ve deneyim birikimi kaybedilmekte ve adeta bu tür iş kazalarına çağrı yapılmaktadır.
“Yatağan Termik Santralında kömür taşıyıcı sistemde ve taşıma kolonlarında gerekli onarım ve yenilemenin yapılmamış olması, yalnızca bilgi yetersizliği ve tecrübesizlik olarak değerlendirilmemelidir. Teknik bilgiye dayalı bakım ve denetim mekanizmalarının olmadığı bir sistemde bu kazalar artarak devam edecektir.
“İş kazaları sonucu toplu ölümlerin artması nedeniyle 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile iş güvenliği uzmanlığı, hekimliği ve diğer sağlık personeline ilişkin yönetmeliklerin defalarca değiştirilmesine rağmen kazalar ve iş cinayetleri artarak devam etmektedir. SGK verileri de bu yöndedir.
Bilindiği üzere, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, İSG konusunu işverenden çok uzmanlara ve hekimlere yüklemiştir. Yasa ile işyeri hekimi, mühendis, teknik eleman, hemşire ve diğer sağlık personeline verilecek eğitim hizmetleri, dışarıdan satın alma yoluyla ticari danışmanlık hizmetlerine dönüştürülmüştür. İş güvenliği mühendisliği ile teknisyenlik, “iş güvenliği uzmanlığı” altında bir tutulmuştur. Uzmanlar yanlarında ücretli olarak çalıştıkları işverene bağımlı kılınmış; iş kazalarında işverenlerin sorumluluğu ortadan kaldırılmıştır. Yasadan sonra, yüzlerce eğitim kurumu ve iki binin üzerinde Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) kurulmuş, fakat yapılan düzenlemeler sonucu bunlar kapanmaya başlamış, ülkemiz “eğitim kurumu” ve OSGB çöplüğüne dönüşmüştür.”
TMMOB, başta Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olmak üzere tüm kamu yönetimine, iş kazalarını engellemek adına şu önerilerde bulundu:
- Bakanlıklar ve ilgili tüm kamu kurumları, kamusal denetim yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
- Periyodik kontrollerinin yapılması zorunlu olan makina ekipman listesi genişletilmeli, tarım, maden, inşaat, enerji, imalat sanayi vb. bütün sektörlerde kullanılan makina ve ekipmanlarının düzenli periyodik kontrollerinin yapılması mevzuata eklenmelidir.
- İSG hizmetlerinin “piyasa koşullarında” verilmesi anlayışı dışlanmalı; toplum çıkarı, kamu hizmeti, kamu denetimi anlayışı hâkim olmalıdır.
- Örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalı; esnek, güvencesiz, taşeron çalışma biçimleri yasaklanmalıdır.
- İSG ile ilgili düzenleme ve uygulamalar, ayrımsız, kısıtlamasız bütün işyerlerini ve her statüdeki tüm çalışanları kapsamalıdır. Düzenlemeler “işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasının öncelikle işverenin görevi olduğu” ilkesinden hareketle yapılmalıdır.
- İşyerinde tutulan bakım-kontrol raporlarının İSG Kurulu tarafından takibinin yapılması sağlanmalıdır.
- Bakanlık eliyle işletmeler için hazırlanan risk değerlendirme raporlarında belirtilen eksikliklerin yerine getirilip getirilmediği kontrol edilmeli, giderilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
- İşyerlerinin denetimi sayıca artırılmalı, idari yaptırımlar ve para cezası da artırılmalı ve mutlaka uygulanmalıdır.
- Çalışan temsilcilerinin işyerlerinin büyüklüğüne göre belirlenecek süre ile işyerinin bütününde her gün gözlem yapması ve rapor etme olanağı yaratılmalı ve iş güvenceleri olmalıdır.