Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 16 Ocak (DHA) - Apartman aidatlarından şikâyetlerin artması üzerine Tüketici Başvuru Merkezi’nden açıklama yapılarak, Kanun gereği her yıl Ocak ayında yapılması gereken Kat Malikleri Toplantılarına katılımın önemli olduğuna dikkat çekildi.
Hem lüks konutlarda ve hem de halk tipi sosyal konutlarda aylık aidat ücretlerinin neredeyse kira bedelleri ile yarışıyor hale geldiğini söyleyen Tüketici Başvuru Merkezi (TBM) Hukuk Komisyonu Başkanı Emekli Hâkim Avukat İzzet Doğan DHA’ya yaptığı açıklamada, “Çok sayıda meskenin bir arada bulunduğu toplu yapıların oluşmasıyla beraber bazı büyük inşaat şirketlerinin ikinci bir kazanç kapısı şeklinde faaliyet gösteren kendilerine ait profesyonel site yönetim şirketlerinin kurulduğu görülmektedir. Bunların belirleyip, topladığı yüksek aidatlara tepkiler artmakta, kira gibi aidatlar kiracıları da ev sahiplerini adeta çıldırtmaktadır. Yönetim tarafından tespit edilen aidat paralarını ödemeyenler hakkında ise icra takibi yapılmakta, işin sonu borçlu malikin gayrimenkulünün satışına kadar gidebilmektedir. Üstelik bina ve bağımsız bölümlerde eksik veya hatalı kısımlardan müteahhitlerin asgari beş yıl garanti ve sorumluluğu olmasına rağmen, bu eksiklikler kat maliklerinden toplanan paralarla giderilmektedir. Aidatların aşırı yükseltilmesini önlemenin ve denetlenmesinin en kolay yolu, şikayet etmek yerine yılda bir kez yapılan kat malikleri genel kuruluna katılmak, hatta imkân varsa yönetimde görev almaktır” dedi.
Kat Mülkiyeti Kanununa göre genel olarak her takvim yılı Ocak ayında kat malikleri toplantılarının yapıldığını söyleyen Doğan, toplantılara kat maliklerinin katılımının düşük olduğunu, alınan kararlarla kimsenin ilgilenmediğini sonra da aidatlar ve diğer uygulamalardan şikâyet ettiklerini belirterek, bu duruma toplantılara katılmayan kat maliklerinin kendilerinin sebep olduğunu kaydetti.
Açıklamalarını sürdüren Avukat Doğan, “Birçok apartman veya sitede kat maliklerinin yılda bir kez yapılan genel kurul toplantılarına katılmadıkları, katılma oranının çoğu kez yüzde 15-20 civarında kaldığı görülmektedir. Kat maliklerinin bu ilgisiz tutumları nedeni ile genel kurul toplantılarına hep aynı kişiler katılmakta, kimse yönetici olmak, sorumluluk almak istememektedir. Eleştirilerde başı çekenlerinse, sadece yılda bir kez yapılan ortalama bir saat süren toplantıya katılmayan malikler oldukları görülmektedir. Oysa kat maliklerinin genel kurullara katılmaları, orada birlikte yaşamaktan doğan sorunlara çözüm sağlayacak görüşlerini açıklamaları, yapı ve ortak yerlerin korunup, güzelleştirilmesine de katkıda bulunmaları gerekir. Yılda bir kez yapılan bu genel kurul toplantılarına Katılım sağlanması hem yaşam alanlarında kalitenin artmasına hem de yönetim giderlerinin daha uygun yerlerde sarf edilerek tasarruf edilmesine önemli katkı sağlar“ dedi.
Toplu yaşama kurallarında sorumluluk almanın zorunlu olmadığını da belirten Doğan ayrıca, “Birçok kişi aynı ana yapı içerisinde veya toplu sitelerde birbirlerinden ayrı, bağımsız gibi bir arada yaşamaktadır. Sosyal ve ekonomik yönden farklı gruplara mensup kişilerin-ailelerin aynı ortamda yaşamalarının bazı sorunlara neden olması da çok doğaldır. Toplumun en küçük birimi olan aileden sonra, toplu yaşanan apartman ve sitelerde de demokrasinin, uzlaşma ve hoşgörü kültürünün geliştirilmesi elzemdir. Toplu yaşanan bu yerlerde bağımsız bölüm alınırken kat maliklerinin uyması gereken ortak kurallar ve birlikte yaşamın ilkelerini düzenleyen yönetim planlarını da incelemelerinde yararları vardır. Örneğin arabası olan bir kişi alacağı bağımsız bölümün yönetim planına park alanlarının veya ortak yaşam alanlarının nasıl kullanılacağını inceledikten sonra mülkiyet edinmesi gereklidir” dedi.
Apartman ve site aidatlarının makul miktarlarda oluşmasına, kat maliklerinin toplantılara katılarak yönetime girmelerinin çözüm sağlayacağını ileri süren Doğan, bu konuda en büyük sorunun Tapuya verilmiş tasdikli Yönetim planından kaynaklandığını kaydederek, “Son yıllarda birçok ünlü müteahhit ve inşaat şirketi bir koyundan iki post edinmek anlayışıyla kendi bünyelerinde site yönetim şirketleri kurdular ve Tapu Müdürlüklerine verdikleri site yönetim planına da on yıl boyunca sitenin yönetiminin kendilerine ait bu şirketlerce yapılacağına dair şerh koydular. Yönetim Planının değiştirilmesi için 634 sayılı Kat Mülkiyet Kanununa göre maliklerin yüzde 80’inin onayı gerektiği ve yüzlerce hatta binlerce meskenden oluşan site ve toplu yapılarda toplantıya katılan maliklerin bir araya gelip bu orana ulaşması neredeyse imkânsız olduğundan Yönetim Planında değişiklik yapılamamakta, tapuya bildirilmiş Yönetim Planında gösterilen şirket on yıl boyunca, yönetimi dilediği gibi sürdürmekte, aidatları belirlemektedir. Gereksiz ve büyük harcamalara karşı yargı yoluna başvurulması mümkün olmasına karşılık, bu yöntemle de sonuç alınabilmesi pratikte zor olmaktadır” diye ekledi.