Güncelleme Tarihi:
Enver ALAS / İSTANBUL, (DHA) TÜRKİYE Bankalar Birliği (TBB)'nin 61'nci Genel Kurulu'nda konuşan TBB Başkanı Hüseyin Aydın ile BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu. TBB Başkanı Aydın, borcunu ödemeye niyetli olanlarla kredi yapılandırması yaptıklarını belirterek, "Toplam yapılandırdığımız kredi miktarı 78 milyar TL'dir. Toplam kredilere oranı 3,8... Yapılandırdığımız kredilerin yüzde 80'i tahsil oldu" dedi. Mehmet Ali Akben ise, tüketici kredileri ve Türk lirası cinsinden ticari kredilerdeki canlanmanın büyümede büyük bir payı bulunduğunu ifade etti.
TBB'nin 61. Genel Kurulu, Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in yanı sıra TTB Başkanı Hüseyin Aydın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben ile genel kurul üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Levent'teki Sabancı Center'da düzenlenen programda konuşan TBB Başkanı Hüseyin Aydın, Türkiye'de ekonomide ve bankacılıkta alınan önlemler ve bunların sağlıklı uygulanması neticesinde etkin kamu maliyesi ve borç yönetimine kavuştuğunu söyledi.
2000'li yılların başında ekonomide ve bankacılıkta başlatılan reformların başarılı şekilde uygulanması sayesinde son on beş yılda ekonominin performansında çok hızlı bir iyileşme yaşandığını, kredilerde devletin özel sektöre dayalı bir büyümeyi ön plana koyduğunu aktaran Aydın, "Güçlü makro dengeler oldu. Vergi, iş yapma maliyetleri ucuzladı. Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedeflendi. Hepsinden önemlisi siyasi istikrar ve öngörülebilirlik bizim iş yapma biçimimizi pozitif olarak devam ettirdi. Sonuçta yıllık bazda 32 çeyrek sürekli büyüdük" diye konuştu.
Büyümenin iyi bir şey olduğunu ve her şeyin ilacının da büyüme olduğunu kaydeden Aydın, bunun yatırım ve istihdam artışına sebep olduğunu ifade etti.
"KİŞİ BAŞINA GELİR ÜÇ KATINA YÜKSELDİ"
Aydın, "Kişi başına gelir üç katına yükselmiştir. Kamunun borç stokunun milli gelire oranı hızla düşmüştür. Enflasyon ve faiz oranı yüksek çift hanelerden düşük tek hanelere gerilemiştir. Sermaye girişi hızlanmıştır. Merkez Bankası rezervleri rekorlar kırmıştır. Milli paramıza duyulan güven artmıştır. Kredi hacminin milli gelire oranı üç katına çıkmıştır. Şirketlerimizin değeri yükselmiştir. Bu sayede, Türkiye ekonomisi küresel kriz dahil olmak üzere kısa sürede yaşanan çok sayıdaki dış ve iç şoklara dayanıklılık göstermiştir" dedi.
"KAYNAK BULMAYA VE KREDİ VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Mart 2018 verilerine göre, bankacılık sektörü mevduatının ve öz kaynaklarının tamamından fazlasını kredi olarak kullandırdığını vurgulayan Hüseyin Aydın, "Uluslararası kıyaslamaya göre ülkemiz, kredilerin bilanço içindeki payı ve kredi mevduat oranı en yüksek ülkeler arasında ilk sıralardadır. Kredilerin mevduata oranı yüzde 124'tür. Türk bankacılık sistemi bugün de yarın da yurtdışında kaynak bulmada yetkindir. Kaynak bulmaya ve kredi vermeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
"20 MİLYON KİŞİYE KREDİ KULLANDIRMIŞIZ"
Hüseyin Aydın, bankalar olarak üretime ve istihdama yönelik kredi verdiklerinin altını çizerek, "Kurumsal olarak verdiğimiz kredilerin payı yüzde 78'dir. Yaklaşık 3 - 3,5 milyon üzerindeki firma... Bunların yaklaşık 3 milyona yakını ise KOBİ'ler. Taahhüt ettiğimiz miktar 500 milyar TL. Fiilen kullandırdığımız miktar 350 milyar TL. Yüzde 22'lik pay ise bireyselde. Bireyselde de konut, ihtiyaç, kredi kartlarını görüyoruz. Yaklaşık 20 milyon kişiye kullandırmışız" ifadelerini kullandı.
YAPILANDIRILMIŞ KREDİLER HAKKINDA
Yapılandırılmış krediler üzerine değerlendirmelerde bulunan TBB Başkanı Aydın şunları söyledi:
"Bir defa borcunu ödemeye niyetli olanlarla yapılandırma yapıyoruz. Yoksa durup durup hiçbir hikayesi olmayan, gelecek projeksiyonu bulunmayan birileriyle asla yapılandırma yapmıyoruz. Bunu yaparken mutlaka üretimi, istihdamı ve firmanın varlığının değerini dikkate alıyoruz. Firmaların bir şekilde yaşatılması gerekiyor. Diyoruz ki 'firmalar şirket sermayesini güçlendirmeye önem versinler'. Kendi mal varlıklarından ziyade şirkete yeni imkanlar koysunlar. Toplam yapılandırdığımız kredi miktarı 78 milyar TL'dir. Toplam kredilere oranı 3,8... Yapılandırdığımız kredilerin yüzde 80'i tahsil oldu. Geri kalan yüzde 20'si takibe gitse bile tahsil edilenler var. Dolayısıyla sorunlu kredi olarak yönettiğimiz bölüm ile tamamen geriye dönmeyeceğin birbirlerinden net olarak ayrıştırılması gerekiyor."
HAPİS CEZASI ALAN BAZI BANKACILAR VAR
Hüseyin Aydın, yapılandırılmış kredilerin hukuki altyapılarının mutlaka tamamlanması gerektiğini dile getirdi. Aydın, "Ek teminat alarak borcun vadesini uzatan ve belki de bu sayede borcun tamamını tahsil eden örnek olaylarda yapılandırma kararı veren bazı bankacılarımızın maalesef hapis cezası aldıkları da vakıadır. Bu arkadaşımız murakıp kökenlidir. Yapılandırma her zaman gerekli bir şeydir. Bunun hukuki alt yapısının mutlaka kurulmasını talep ediyoruz " dedi.
"MAKUL VE MEŞRU BİR KÂRI ELDE ETMELİYİZ Kİ ÖZ KAYNAKLARI BÜYÜTELİM"
Başkan Aydın, "Her 1 liralık kaynak, 8 liralık kredi demektir. Makul ve meşru bir kârı elde etmeliyiz ki öz kaynakları büyütelim. Öz kaynakları büyütüp sermayemizi bir yerde tutalım; bu bizim yapılandırma gücümüzü artırıyor. Şoklara karşı dayanıklılığımızı artırıyor. Firmalar için de önemlidir. Sıkıntıya giren firmaların büyük bir bölümü kendi öz kaynağı olmaksızın da iş yapıyor. Bankalar da öz kaynaksız iş yaparsa gideceği yer belli. Kabul edelim ki, şu anda bankacılığa sermaye yatırmış patronlar uzun bir süredir, hiç temettü almıyorlar" diye konuştu.
"BANKACILIK SEKTÖRÜ DÜŞÜK FAİZDEN YANADIR"
Konuşmasında, 'faiz', kâr ve kârlılık üzerine açıklamalarda bulunan Aydın, "Biz ticarethaneyiz. Ticarette para kazanmak gerekiyor sürdürülebilir olması için. Kazandığımızın herkes ile uyumlu olması lazım. Bankalar faizler yükseldiği zaman çok para kazanan işletmeler, şirketler değildir. Bu bir yanlış algıdır. Eğer böyle bir şey olsaydı 2001'de bütün bankalar ayakta kalırdı. Çok yüksekti, yüzde 1000'lerdeydi faizler. Bankacılık sektörü de düşük faizden yanadır. Öz kaynak büyümesini desteklediği için makul kârlılık bizim işimizi yapabilmek için gereken bir uygulamadır" şeklinde konuştu.
"BANKALAR KİMLERE KREDİ VERMELİ"
"Krediyi kimlere vermeliyiz?" diyen Aydın konuşmasına şöyle devam etti:
"Bütün sektörler iyidir. Ama krediyi verirken teknolojiyi, cari açığı kapatan, istihdamı destekleyen o alanlara daha fazla gitmemiz gerektiğinin farkındayız. Şirketlerin de kendilerini geliştirebilecekleri daha nitelikli yatırımlar."
BDDK BAŞKANI AKBEN: "SEKTÖR SON BİR YILDA YÜZDE 17,8 BÜYÜDÜ"
Genel Kurul'da konuşan BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben ise Türk finans sektörü içerisinde önemli bir ağırlığa sahip olan Türk bankacılık sektörünün son 16 yıllık dönemde sadece niceliksel olarak değil, niteliksel olarak da önemli bir değişim ve dönüşüm geçirdiğini belirtti. Akben, "Sektörün 2002 yılsonunda 213 milyar TL seviyesinde bulunan aktif büyüklüğünün 2015'te ilk kez milli geliri aştı ve bu dönemde yaklaşık 16 kat artarak 2018 yılı mart ayı itibarıyla 3,4 trilyon TL'ye ulaştı. Küresel belirsizliklere ve olumsuz piyasa koşullarına rağmen son bir yıllık dönemde sektör yüzde 17,8 büyüme kaydetti" dedi.
51 BANKA VE 11 BİN 549 ŞUBE
Toplam 51 banka ile faaliyetlerine devam eden sektörün, şube sayısının 11 bin 549 ve personel sayısının ise 208 bin 210 olduğunu, bu yönüyle istihdama önemli bir katkı da sunduğunu ifade eden Akben, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kamu borçlanma gereğinin azalmasıyla birlikte menkul değerler porföyünün sektörün toplam aktifleri içindeki payı, 2002 yılsonunda yüzde 40 seviyesinde iken Mart 2018 itibarıyla yüzde 12,1 düzeyine gerilemiştir. Böylece, aracılık fonksiyonunu daha etkin olarak yerine getiren sektörün kredileri anılan dönemde 2,2 trilyon TL'ye ulaşmış ve kredilerin aktif toplamı içindeki payı yüzde 23'ten yüzde 65 seviyesine yükselmiştir. Geleneksel olarak mevduat ağırlıklı kaynak yapısına sahip olan sektörün Mart 2018 itibarıyla mevduat toplamı 1,8 trilyon TL düzeyindedir. Diğer taraftan, sektör kredi büyümesini fonlayabilmek için kaynak çeşitlendirmesine de yönelmiştir. Düşük yurt içi tasarruf eğiliminin de etkisi ile maliyet avantajı nedeniyle yurt dışı kaynaklar kullanılmış, ayrıca menkul kıymet ihraçları alternatif bir kaynak olmuştur. Sektörümüz yurt dışı piyasalardan kaynak temin etmede ve bu fonları yenilemede herhangi bir sorun yaşamamakta olup sendikasyon kredilerinde yenilenme oranı yüzde 110 seviyesindedir. Burada maliyetlerin arttığından bahsedebiliriz."
ÖZ KAYNAKLAR 376 MİLYAR TL'YE ULAŞTI
Akben, Mart 2018 itibarıyla 376 milyar TL'ye ulaşan ve kaliteli unsurlardan oluşan öz kaynakların, BDDK tarafından kar dağıtımı da dahil olmak üzere tedbirlerle güçlenmesinin sağlandığını ifade etti.
BDDK'nın Finansal İstikrar Komitesi üyesi diğer kurum ve kuruluşlarla yakın işbirliği ve koordinasyon içerisinde ekonomideki ve finans sektöründeki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve konjonktürün gerektirdiği politikaları süratle uygulamaya koyduğunu anlatan Akben, "Türkiye ekonomisi, 2016 yılında geçirdiği olağanüstü gelişmeler ve şoklara rağmen, aynı yılın son çeyreğinde toparlanmaya başlamış olup, teşvik ve tedbirlerin katkısıyla 2017'de yüzde 7,4 gibi oldukça yüksek bir büyüme oranına ulaşmıştır. Tüketici kredileri ve Türk lirası cinsinden ticari kredilerdeki canlanmanın söz konusu büyümede büyük bir payı bulunmaktadır. 2018'de sektörün gücü ve ivmesinin, büyüme performansını devam ettirecek düzeyde olduğuna inanıyoruz" diye konuştu.
(FOTOĞRAF)