Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA) TÜTÜN Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’un öncüsü olarak bilinen dönemin Ak Parti Trabzon Milletvekili ve TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Prof.Dr. Cevdet Erdöl, Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunu'nun, Cumhuriyet tarihi boyunca toplum sağlığı adına yapılan en önemli projelerden bir tanesi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Erdöl, yasağın uygulamasında son zamanlarda yaşanan gevşekliğe bir an önce son verilmesi çağrısında bulundu.
Halen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörlüğü görevini sürdüren Proüf. Dr. Erdöl, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, şunları söyledi;
“Yasak sonrası çok kısa bir süre içerisinde Türkiye'de sigara tüketiminde ciddi düşüş oldu. Sigara tüketimi azaldıkça akciğer kanserinden ölümler, kalp damar hastalıklarından ölümler, felçler, sigarayla ilişkili hastalıklar da zaman içerisinde ciddi oranlarda azalmaya başladı.
Yasağın uygulamaya girmesinden 1 yıl sonra Türk Toraks Derneği tarafından yapılan araştırmada, kapalı alanlarda uygulanan sigara yasağının acillere başvuruları %23, alerjik nezle hastalığında %62, bronşit hastalığında % 40,KOAH alevlenmelerinde %21, kalp krizi sebebi ile hastaneye başvuran hasta sayısında yüzde 15 ve kalp damar hastalıkları sıklığında %11 azalma olduğu bilimsel olarak kayıtlara geçti.
Akciğer kanserinin yüzde 90’ı sigaradan oluyor. Kanserlerin üçte ikisi ise yine sigara nedeniyle oluşuyor. Sigara yasağı sonrası akciğer kanseri oranlarında ciddi manada düşüş olduğu pek çok bilimsel araştırma ile tespit edildi.
Sigara kaynaklı hastalıkların tedavisine harcanan milyarlar devletimizin kasasında kaldı.
Bu sonuçlardan ülkem adına gurur ve mutluluk duyuyorum. Çocuklarıma bırakacağım en büyük miras, Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun olacaktır.”
YASAĞA UYULMADA GEVŞEME VAR
Erdöl, yasağın ilk başladığı döneme göre denetimlerde gevşeme olduğunu, halka açık bazı sosyal alanlarda bu yasağa uyulmadığını gözlemlediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye’de kapalı mekanlarda sigara içimini yasaklayan kanun, resmi olarak 19 Temmuz 2009’da yürürlüğe girdi. Yasakla birlikte, 2009-2010 yılları arasında tütün tüketiminde yüzde 13’lük bir azalma yaşandı. Yıllar içinde düşme trendi devam ederken, tütün kullanımı son yıllarda tekrar artışa geçti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre 15 yaş ve üzeri bireylerde tütün ve tütün mamulleri kullanım oranı arttı. Buna göre 2010 yılında 15 yaş ve üzeri yaş grubunda yüzde 29,5 olan “her gün ve ara sıra tütün ve tütün mamulü kullanım oranı” yüzde 32,5’e yükseldi. Bu veriler ve bizzat benim gözlemlerim yasağın uygulanmasında gevşeklik olduğunu gösteriyor.
Yasada çerçevesi net biçimde belirtilen kuralların pek çok alanda uygulanmadığına tanık oluyorum. Kamu hizmet binaları, eğitim, sağlık, üretim, ticaret, sosyal, kültürel, spor… gibi pek çok sigara kullanımının yasak olduğu alanlarda sigara kullanımına tam anlamıyla uyulmadığı şikayetleriyle karşılaşıyorum. İstanbul’da yapılan bir araştırma, 2015 yılında her 4 işletmeden 1’inin yasağı ihlal ettiğini ortaya koydu. İşletmeler, çeşitli yöntemlerle yasağı ihlal ediyor. Yaygın olarak, sigara küllükleri yerine meşrubat tenekeleri ve ıslak mendil koyarak, açılır kapanır cam paneller yapıp kapalı konumda iken sigara içilmesine izin vererek ve ‘Gece 23.00’ten sonra sigara içilebilir’ anonsu yaparak yasak deliniyor. Bazı yerlerde yasağın uygulayıcısı ve denetleyicileri bile yasağı deliyor veya görmezden geliyor. Bu durum beni ülkemin sağlıklı yarınları adına üzüyor.
HER KESİM DESTEK VERMELİ
Ülkemizde tütün ve tütün ürünlerine yönelik başlatılan bir savaş var. Bu savaşta mevzi kaybetmeden ilerlememiz gerekiyor. Türkiye’nin yarınlarına yönelik çok değerli, sağlıklı bir gelecek için çok kutsal bir savaş veriliyor. Siyaset üstü bir yaklaşımla herkesin, her kesimin destek vermesi insanlığın gereğidir, bize emanet çocuklarımıza, gençlerimize borcumuzdur. Sigara, yani kesin ölüm soluyanların içmeyenlere karşı sorumlu ve de anlayışlı olması gereken bir durumla karşı karşıyayız. Daha temiz bir hava soluyabilmemiz için yasağın kapsamı amasız, fakatsız, lakinsiz biçimde desteklenmelidir.’’