Güncelleme Tarihi:
İstanbul (DHA) - FENERBAHÇE Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "beraat" kararlarının onanması talebi ve CAS'ın Trabzonspor'un Fenerbahçe aleyhine yaptığı başvuruyu reddetmesini değerlendirdi.
Öncelikle, beraat kararlarının onanmasının talep edilmesiyle ilgili konuşan Mosturoğlu, "Tüm Fenerbahçelilerin çok yakından takip ettiği, birlikte üzüldüğü ve sevindiği bir süreci yaşıyoruz. Bu sürecin de en önemli kilometre taşlarını yavaş yavaş aşmaya başladık. Bunlardan bir tanesi; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yeniden yargılama sonrası verilen beraat kararlarının onanmasını talep etmesine ilişkin olumlu mütalaa vermesi. Tüm Fenerbahçeliler bu aşamaya gelinmesini yaklaşık 1 buçuk yıldır bekliyorlar. Yargıtay Başsavcılığı'nın tebliğnamesinden sonra dosya Yargıtay 5. Dairesi'ne gidecek ve orada da bir süreç geçirecek. Yol yarılandı. Bizim adımıza büyük mutluluk" dedi.
CAS'ın, Trabzonspor'un Fenerbahçe aleyhine yaptığı başvuruyu reddetmesini de değerlendiren Mosturoğlu, "CAS kararının tarihini bekliyorduk aslında çünkü CAS'ın sekreteryası 31 Mart'a kadar süre vermişti. Tamamen tesadüf oldu. Aynı güne gelince çifte mutluluk oldu. Fenerbahçe taraftarları 6 yıllık süreçte bu tip haberleri duymaya hasretken 1 günde çok iyi 2 haber aldı. Yaklaşık 2015'te UEFA'da başlayan bir süreç. 2 yıl sürmüş. Hayata daha pozitif başlamaya vesile oldu" şeklinde konuştu.
Beraat kararlarının onanmasının talep edilmesi ve CAS'ın, Trabzonspor'un Fenerbahçe aleyhine yaptığı başvuruyu reddetmesi haberlerinin aynı güne denk gelmesinin tesadüf olduğunu düşündüğünü belirten Şekip Mosturoğlu, "CAS süreci bittikten sonra bir karar tarihi belirleniyor. Karar tarihinden sonra zannedersem bu dosyada 3 defa uzatıldı. Bizim tahminimiz, ikincisinde karar verilmişti. Zamanlamasının aynı olması tamamen tesadüf diye düşünüyorum" diye konuştu.
CAS'ın bu kararının ardından beklenen süreçle ilgili konuşan Mosturoğlu, "Bu konuyla ilgili adımların atılabilmesi için öncelikle Yargıtay'daki davanın kesinleşmesi gerekiyor. Bunu hayatımızın birinci hedefi gibi göstermememiz lazım. Bunun için çalışan profesyonel bir ekibimiz var. Ekibimiz yol haritasını çiziyor, dizayn ediyor. Dışarıdan çok yetkin, etkin hukukçularla çalışıyor, bunları planlıyoruz. Hayat bir yanda sportif olarak devam ediyor, öteki tarafta bu mücadele devam ediyor. Tek gereken şey, bu mücadeleye ilgi, destek. Zaten Fenerbahçe taraftarı hayatını koymuş bu mücadeleye. Canı pahasına sürüklüyor. Biz de bunu profesyonel ellerle takip ediyoruz, ettiriyoruz. O davaların açıldığını da göreceğiz inşallah" ifadelerini kullandı.
YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ NE KADAR ZAMANDA KARAR VERİR ?
Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nden çıkacak kararın ne kadar zaman alacağıyla ilgili soruya Mosturoğlu, "Buna bir şey söylemek mümkün değil çünkü bu 5. Daire'nin iş yüküyle alakalı. Tebliğname taraflara tebliğ edilecek, daha sonra beyan süresi var. Minimum bir 6 aylık süresi var gibi geliyor bana. Daha sonra interaktif olacağımız dönem başlayacak" cevabını verdi.
Taraftarın haklı olduklarına zaten inandıklarını belirten ve bu süreçteki taraftar desteğine değinen Mosturoğlu, "Fenerbahçe'nin haklı çıkacağı konusunda kimsenin şüphesi yoktu. Ama süreç uzadıkça baskı oluşturuyor insanlarda. Dün Fenerbahçe taraftarlarında, camiamızda bu baskının azaldığını gördüm, rahatlamayı gördüm. Bir camiada 6 yıldır yatıyor kalkıyor bu gündeme getiriliyor. Alev toplarıyla son dakika haberleri geliyor ve insanlar, çok sevdikleri Fenerbahçe'yi sporun olmadığı bir alan içinde desteklemek zorunda kalıyor. Bizle birlikte hukukçu olan, bu süreçleri iyi bilen ama hiç hukuk eğitimi almamış taraftarlarımız var. O kadar gönülden bağlılar. Büyük tutku. Yaşadığımız günleri unutturacak çok güzel günler göreceğiz. Bizim taraftarımız mücadele ettiğinde ülkede daha 17-25 Aralık ve 15 Temmuz yaşanmamıştı. Karşı karşıya olduğumuz derin, güçlü, vatana ihanet şebekesinin Türkiye içerisindeki illegal faaliyetleri çok bilinmiyordu. Taraftarımız sokağa çıktı ve bir direniş başlattı. O direniş sayesinde popüler ceza davaları kumpas olgusuyla sonlandı. O açıdan baktığımızda taraftarımızın mücadelesi eşsiz bir değer taşıyor. Bu mücadeleyi başlatan Aziz Yıldırım oldu. Tabii ki onun hakkı ödenemez bu açıdan. Biz kolektif düşünmeliyiz. Bu bir güç. Bu gücü sağlayan da Fenerbahçe ve ortak değerleri. Herkese mal edelim bunu" dedi.
Sözlerini, "Bu mücadelede bir de hukuki sürecin tarafı olmadığı halde bilimsel açıdan destek veren hain bir şebeke var, isim isim biliyoruz" diyerek sürdüren Mosturoğlu, "Akademik kariyerleri olan, belli bir üniversitede öğretim görevlisi çoğu ve başka takım taraftarı bunlar. Trabzonspor taraftarı değil. Trabzonspor hak arayışı içerisinde, ona söyleyecek en ufak bir lafım yok ve meşru zeminler üzerinde arıyor. Ama bir şebeke var. Bu şebekenin uzantıları var. Bunlar televizyonlara çıktılar, ben spor hukukçusuyum, Fenerbahçe şu cezayı alacak, FIFA şu cezayı verecek vs... hep atıp tutuldu. Bunlar hala ortadalar. Hala konuşuyorlar. Bu davaların çoğunun hukuki altyapısını oluşturdular. Buradan müjde veriyorum onlara; yargı önünde mücadele olacak. Yaptıklarının mutlaka karşılığı olacak. Yaptıkları tamamen fanatizmle veya başka takım taraftarlığıyla izah edilemeyecek bir şey. Bu bir bölümü. Diğer bölümü de; Fenerbahçeli gözüküp, UEFA'da, CAS'ta Fenerbahçe'nin ceza alması için lobi yapanları ismen biliyoruz. Camiamız da biliyor, tanıyor. Bunları tarih yazacak. Fenerbahçe hesaplarından Fenerbahçe taraftarlarına 7 gün 24 saat olumsuzluk enjekte edenler... Hani Infantino gelmişti Türkiye'ye, ne oldu? Ne yapmış? Hani gelmişti 4 saat acil. Ne yapmıştı? Bunu yazanlar izah etsinler. Bunu yazanlar da Fenerbahçe kimliği kullanan kişiler. Infantino Türkiye'ye geldi, 4 saat de kaldı. Ama havaalanından çıkmadı. Afrika'dan geliyordu, destinasyonu buraya düşmüştü, slottan bekledi. Bu utanmaz, arlanmaz insanlar hisseleri İMKB'de işlem gören SPK mevzuatına tabii şirket üzerinden manipülasyon yaptılar, Fenerbahçe küme düşecek diye. Bu yatırımcılarının soracak hesabı olacak. Bunlar ismen belirli ve bunlara mutlaka hukuki aksiyon alınacak. Çok yakın. Yılbaşında sosyal medya üzerinde Reina saldırısıyla eş zamanlı bir saldırı yapıldı. Buradaki Twitter hesapları, o hesapları kullananlar. O arkadaşlar zannediyorlar ki bir tane nick name yazarım, hiç kimse beni bulamaz. Göreceğiz, yaşayacağız inşallah. Herkes serbest. Bu güne kadar Fenerbahçe hep savunmadaydı. Çünkü üzerine yağmur gibi yağan hukuki süreçler yaşadı. Bu süreçlerin çoğu sonlandı. Bundan sonra bizim de daha aktif süreçlerimiz olacak" ifadelerini kullandı.
Trabzonspor'un bu süreçte bir ihtilafın paydaşı olduğunu belirten Mosturoğlu "Trabzonspor'un hukuki mecralar üzerindeki mücadelesine kimse bir şey söyleyemez. Hak arayışı içerisinde. Benim söylemek istediğim; bu yapıyı kullanan, bu ihtilafı kullanan ve menfaat sağlamak isteyenler. Bunların arasında zamanın federasyonu var. İçeri sızmış Fetöşistler var. Başka takımlarda görev yapanlar var. Bilerek veya bilmeyerek terör örgütüne destek verdiler. Bugün Türkiye'de yaşadığımız olaylar tesadüf mü? Hiç söylemedik mi? "Türk futbolunda temizlik yapılmalı" dedik. Hala yapılmadı. Şuna eminim; Devletin bir öncelik ajandası var herhalde, bunlara da sıra gelecek. Fenerbahçe'ye yaşattıkları 6 yılın hesabını vermeden bu işten sorumsuz, yaptırım uygulamadan kendileri hakkında kurtulmaları mümkün değil" diye konuştu.
FETÖ/PDY'nin 'Futbolda şike' soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasıyla açılan Şike Kumpası Davası'yla ilgili de konuşan Şekip Mosturoğlu, "Başkanın açıklamasından sonra Beşiktaş kulübü müdahil oldu, Futbol Federasyonu olmadı. Hala tribünde bekliyor, seyrediyor. Müdahil olma talebi verenler var ama oraya gelip mücadele vermek lazım. Herhalde değişecektir bu tutum. Düzelme yönünde bir gelişim var. Sapla samanı ayırmak zorunda insanlar. Ya illegal yapıyla yan yanasınızdır yada ona karşısınızdır. Burası bir hukuk devleti. O yapıya dahil olmasanız bile iç içeyseniz bir sonucu olur" ifadelerine değindi.
Beraat kararının onanması talebinin Şike Kumpası Davası'na nasıl etki edeceğiyle ilgili Mosturoğlu, "Tebliğnamenin bir bölümü bu kumpas iddiasına ayrılmış Dolayısıyla bir irtibat sağlıyor. Tabii ki olumlu gelişmeler. O davayı da etkileyecek. Biz bize yapılanın kimseye yapılmasını istemiyoruz. İnsanlar orada bir şeyle suçlanıyorlar. Masumiyet karinesinden yararlanıyorlar, biz de iddiamızı dile getiririz ve sonunda Türkiye Cumhuriyeti Mahkemesi bir karar verir. Herkes beğenmese bile bağlayıcı olduğu için saygı duymak zorunda" açıklamasını yaptı.
Sürecin ne zaman sonlanacağıyla ilgili Mosturoğlu, "Bu dosyada tutuklu sanık yok. 5. Ceza Dairesi de Yargıtay'ın diğer ceza daireleri de önceliklerini tutuklu işlere verirler. Öncelik onlardadır. Daha sonra da daireye geliş yılına göre bir sektöre girer. 2014-15 dosyalarına bakıyorsa başka bir yılın dosyasını oraya koymanız mümkün değildir. Toplumu ilgilendiren davaları biraz daha hızlı görülürler ama Yargıtay neticede adaleti sağlamakla görevli bir mercii. İnsanların kişisel beklentilerinden uzak herkese eşit ve adil davranmak zorunda. Güncel olduğu için, toplumu ilgilendirdiği için biraz daha öne çekilecektir ama o rutinin dışına çıkmasını kimse beklemesin. Biz istiyoruz diye kişisel beklentileri karşılamasını beklemeyelim" değerlendirmesini yaptı.
Şike Kumpası Davası'nda açıklanan ara kararla ilgili de konuşan Mosturoğlu, "O karar ilginç. Doğrudan zarar görmediğine karar verdi 3 tüzel kişiliğin. İşlenen suçlar kişilere karşı işlenen suçlar diye yorumladı mahkeme. Bunlar da iftira, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal gibi... Örgüt bakımındansa kimsenin müdahale talebini kabul etmedi. Bu konu çok tartışmalı. Darbeye teşebbüs davalarında da kurumların müdahale taleplerini bazı mahkemeler kabul ediyor, bazıları reddediyor. Ben tahmine diyorum ki; burada yargıda bir karar birliği oluşacaktır birkaç ay içerisinde. Karara itiraz edeceğiz. Fenerbahçe'nin bu suçtan zarar görmediğini kabul etmek bizim açımızdan mümkün değil. Ben yeniden gözden geçirildiğinde değişebileceğini düşünüyorum. İtiraz da aynı mahkemeye yapılıyor. Biz son celseye kadar bu tezde iddialıyız. Müdahil olma hakkı olmalıdır. Umuyorum o yönde bir gelişme olacaktır" dedi.
Şahsına verilen zararın geri planda kaldığını belirten Şekip Mosturoğlu, "Yaşadıklarımız yanımıza kaldı. Hep söylüyorum, saçımda bir tane beyaz yoktu, şimdi beyazdan geçilmiyor. Üzüldük tabii ki. Burada Fenerbahçe'nin geleceği ön planda. Biz ikinci plandayız. Önce Fenerbahçe, sonra sıra bize de gelir. Bu süreci Fenerbahçe en az hasarla atlatmalı. Fenerbahçe çok büyük bir maddi kayba uğradı. O maddi kayıpla birlikte sportif başarılar da var. Çünkü orantılı. Tarihin en iyi kadrosuna sahipken kadroyu dağıtmak zorunda kaldı. Verilen zarar az buz değildir. Dünyanın en büyük kulübü olsa bu kayba dayanamaz. Fenerbahçe'nin kenetlenmesi çok önemliydi. Yaşananları tarih yazar. Her türlü kayıplar telafi edilecektir. İnanılmaz çelik bir yapı oluştu. O yapıyla ulaşamayacağı başarı yok kulübümüzün" diye konuştu.
Son zamanlarda yabancı sayısıyla ilgili yapılan tartışmalarla ilgili de konuşan Mosturoğlu, "Bu tartışma çok zamansız bir tartışma. Aynı gemide olan farklı paydaşların farklı açıklamalar yapması geminin selameti açısından faydasız olur. Yabancı konusu çok önemli. Biz sayıyla sınırladık. Sayı 11. Kulüpler uzun veya kısa süreli anlaşmalar yaptılar. Önemli olan program. Geçtiğimiz hafta Futbol Zirvesi'nde Finansal Fair Play'le ilgili açıklamalar oldu. Kulüplerin altyapılarına harcadıkları para önemli bir konuydu. Bu bir tercih. Başka değişken faktörlerle oluşan bir tercih. Eğer siz kulüplerin yabancı oyuncu sayısını kısıtlamayı düşünüyorsanız, bir program dahilinde 3 yabancı diyelim. 5 yıl 3 yabancı. Kulüpler arası transferi de kısıtlayalım. Altyapıdan oyuncu mecburiyeti koyalım. Bu durumda şundan vazgeçmeliyiz; uluslararası başarı, seyirci unsuru. Bu tip kararlar futbol ekonomisini oluşturan paydaşlarla da konuşulmalı. Çok önemli konular. Altyapı takımlarımızın çoğu kendi liglerinde ya lider ya ikinci. U21 takımımızda liginde en yakın takipçisinin 5 puan önünde lider. Bu takımdan milli takıma 1 tane oyuncu seçilmedi. Biz ne kadar yatırım yaparsak yapalım, o yatırımı teşvik eden şey o futbolcunun milli takıma seçilmesidir. Seçici hocadır ama bir kriter olmalı. Lider takımdan 1 tane giremiyorsa sistemde yanlışlık vardır. Diğer takımlara bakalım. Bizim kulübe bakarak söylüyorum; yarıştığı grupta lider oluyor, üst yapı hocası takıma oyuncu istiyor. O oyuncular gidince takımı kaybediyor. Mesela iddiası olmayan takımlar da hiç kadro değişmediği için, takım sürekli gidiyor. Buralara bir tercih yapmak lazım. Yarışmacı takımlar mı olacak, eğitici takımlar mı olacak. Türkiye'de eğiticileri eğiten yok. Bir futbol ekolü yok. Ekol olursa, o ekol içerisinde altyapı düzenlemesi olursa bir şeyler değişebilir. Tek başına Fenerbahçe'nin yapabileceği bir şey değil. Bir yerden başlanmalı. Herkes bilmeli. Futbolun yönetimiyle ilgili tarihi bir konu. Bu konu bizimle konuşulmadı. Ne Federasyon Başkanı, ne Kulüpler Birliği Başkanı, ne Milli Takımlar sorumluları bizle konuşmadı. Fikrimiz alınmış olsa 2 sene sonraki düşünceleri bu derim. 2 sene sonra konuşulabilir diyorsa Göksel Gümüşdağ, 2 sene sonrası için bir proje koymak lazım ortaya. İnsanların planlamaları falan buna göre uydurmaları lazım. Birincisi, bu tip projeleri kulüplerle paylaşıp geriş dönüşler almakta federasyon çok istekli değil. İkincisi federasyonun istekli olduğu durumlarda kulüpler katkı vermekte istekli değil. Mesela, yayınla ilgili Kulüpler Birliği de federasyon da kulüplere sürekli görüş sordu. Biz sayfalar dolusu görüş bildirdik, bir kulüpten daha geldi. Tüm futbol sektörünü ilgilendiren konuda Fenerbahçe'nin ve bir kulübün daha görüş bildirmesi sağlıklı değil" diyerek sözlerini tamamladı.
(Fotoğraflı)