Saldırıya uğrayan plakçının sahibi Koreli Seogu Lee içini döktü

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Haziran 20, 2016 18:41

Saldırıya uğrayan plakçının sahibi Koreli Seogu Lee içini döktü

Haberin Devamı

İstanbul, (DHA)- BEYOĞLU, Firuzağa'da plakçıda düzenlenen müzik etkinliğine saldırı olayı ile ilgili olarak plakçının sahibi Koreli Seogu Lee, sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Lee şunları söyledi,

HİÇBİR ŞEY BU VAHŞİLİĞİ MEŞRULAŞTIRAMAZ

"Bütün destekleriniz, dayanışmanız ve sevginiz için teşekkür ederim. Birçok mesajı okuyamama rağmen, çok memnun oldum. Konuklarıma yapılanlar yüzünden gerçekten oldukça üzgünüm. O korkunç gece sadece beni değil müziğin gücüne inanan bütün insanları ve bütün müzikseverleri üzdü. Fakat biz bu tip bir aptallıkla yenilmeyiz. Hiçbir şey bu vahşiliği meşrulaştıramaz, bu olay için başka bir tanım bulamıyorum. Neyse ki bizim umutlarımız ve hayallerimiz daha güçlü. Sizlerden gelen bütün bu mesajlar gösteriyor ki inancımız ihanete uğramadı. Tahmin edeceğiniz gibi bu olayları aklım almıyor, o gece ben orada değildim kendimde değildim, sessiz kalmamın sebebi buydu.

DÜKKANI KAPATMAK GİBİ BİR PLANIM OLMADI

Çok geç olmadan önce bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak istiyorum. Dükkanı kapatmak gibi bir planım olmadı kimse de bana dükkanı kapat diye baskı yapmadı. Avukatımın bu konuyla ilgili tek belirttiğim şey kira kontratının geçerliliği ile ilgiliydi.

1. Hiçbir gazeteciyle konuşmadım ve ne yapacağım ilişkin bir planım yok. Eğer bu konuda yazılan haberler varsa lütfen benim ya da avukatımın imzasının olmadığı hiçbir açıklamaya inanmayın.

2. Asla saldırganların Türkleri ya da Müslümanları temsil ettiğini düşünmüyorum. Lütfen onlar adına benden özür dilemeyin. Ben gerçek Müslümanların diğer dinlere daha fazla hoşgörü gösterdiğine inanıyorum. Ve Türkiye'de 6 yıldır yaşayan birisi olarak bu konuda yeterince şey öğrendim. Fakat her ülkede mücadele ettiğimiz bunlar gibi aptal insanlar var. Bu olay tümüyle bir ülkeyi suçlamak için kullanılmamalı.

3. Bu haydutların bahanelerini duyduğumda çılgına döndüm. Ben içerdeyken, dışarda gerçekten ne olduğu hakkında bir bilgim yok. Fakat müzik sever insanları yakından tanıyorum, hayal edebileceğinizden daha barışçıl insanlar. Bu insanların farklı düşündükleri için başka insanlara hakaret edebileceğini sanmıyorum. Bundan daha da önemlisi dışarda bir tanığım var, istenildiği takdirde şahitlik yapabilir. İnanması güç ama eğer doğru söylüyorlarsa, neden içeriye gelip beni tartaklamadılar ya da iddia ettikleri hakaret sonrasında beni dışarı çıkarmadılar? Neden beni şikayet edip polis çağırmadılar? Bu daha uygar bir yol değil mi?

4.Dükkanı açtığımda, dükkanın niteliğini yansıtacak tarz müzikleri seçtim. Onun dışında başka bir şey satmıyorum. Belli tarz müzikleri seçerek topladım. Dolayısıyla kasıtlı olarak dikkat çekmek için yapılan bir şey yoktu. Bu yer benim kendimi bulduğum, sığındığım ve benzer insanların hislerini ve düşüncelerini paylaştığı, buluştuğu bir yer.

5. Ben dükkânımda sevginin hakım olmasını görmek isterken o geceden sonra benim ve dükkânımın adı altında birçok tartışma gördüm. Bu şu an benim en büyük korkum. Gelecekteki yanlış anlaşılmaları önlemek için, telefonlarıma, mesajlarıma ve epostalarıma bakmıyorum. Eğer iyi dilekleriniz yoksa bana ulaşmaya çalışmayın. Buna henüz hazır değilim. O gece hakkında söylenecek çok şey var ama şu an ben sadece duygularımı paylaşmak istedim. Eğer siz de benimle aynı yalnızlığı, üzüntüyü paylaşıyorsanız, lütfen benim “yalnız ve garip" dükkanımı ziyaret edin, duygularımızı paylaşabilir ve konuşabiliriz. "

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!