Güncelleme Tarihi:
Yüksel KOÇ/İSTANBUL,(DHA) Darbe girişimi sırasında Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgal etme girişiminde bulundukları gerekçesi ile 62 asker hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ikinci duruşması başladı.
Tutuklu sanıklardan Uzman Çavuş İbrahim Donat, darbe günü hiçbir eyleme katılmadığını savunarak, "Bir asker olarak emirleri sorgulama durumum yoktur. Darbe yapılıyor denseydi de kara, deniz, hava ve tüm kuvvetler emre uyup katılırdı" dedi.
Tutuklu sanıklardan Uzman Çavuş Gıyasettin Demir, "Amirlerim en derse onu yaparım. Öl derse ölürüm. Askerliğin temeli budur" dedi.
Tutuklu sanıklardan Cihat Kucur ise, darbe günü Tabur Komutanı Şakir Çınar'ın talimatıyla Sabiha Gökçen'e gittiklerini belirterek, "Tabur komutanı Şakir Çınar’a, 'ne yapalım komutanım halk tanka çıkıyor' dedim. Bunun üzerine Şakir Çınar, Astsubay Recep Özcan'a 'Tanka çıkanları vur' dedi. Recep Astsubay, Çınar’a 'Halk var nasıl ateş açayım' dedi. Çınar da, bağırıp hakaret etti ve zorla Recep astsubaya ateş açtırdı. Recep Astsubay da havaya ateş açtı" diye konuştu.
MÜHİMMATI KOMUTAN DAĞITMIŞ
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Silivri Cezaevi yerleşkesinde yaptığı duruşmaya, 1'i yüzbaşı, 3'ü üstsubay, 4'ü astsubay ve 20'si uzman çavuş ve uzman erbaştan oluşan 28 tutuklu sanığın tamamı katılırken, erlerden oluşan 34 tutuksuz sanıktan 8'i katıldı.
Duruşmada tutuklu sanıkların sorgusuna devam edildi.
Sorgusunda tank doldurucusu olarak görev yaptığını söyleyen tutuklu sanık Uzman Çavuş İbrahim Donat, 6 yıldır askeri personel olduğunu, darbe günü hiçbir şekilde hiçbir eyleme katılmadığını, darbe günü Şahin Çınar tarafından mühimmet dağıtımının yapıldığını söyleyerek, "Yargılanmamı sağlayan Seçkin Sönmez bile şu anda görevinde" dedi. Kimseye şiddet uygulamadığını söyleyen Donat, "Tankın üzerine çıkan vatandaşlar bunun bir darbe girişimi olduğunu bize aksettirdiler. Biz de bunun bir darbe girişimi değil, terör eylemi olduğunu söyledik. 'Hayır, sizi kandırmışlar, geri dönün' dediler. Biz derbeci olmadığımızı söyleyerek geri çıkmaya çalıştık. Astsubay Ferhat Daş, 'Ben vatan haini değilim' diyerek tankın içine girdi ve canına kıydı. Ferhat Astsubay olduğu yerde şehit düştü" diye konuştu.
'BİR ASKER OLARAK EMİRLERİ SORGULAMA DURUMUM YOKTUR'
Darbe gerçekleşmediği için cuntacılarla yargılandığını, darbenin gerçekleşmesi durumunda da onların emrine ittaat etmedikleri için yargılanacaklarını savunan Donat, "Ben ve arkadaşlarım kanunsuz eylem olduğunu anladığımızda eylemi sonlandırdık, darbeci olmadığımızı belirtip polise teslim olduk. Darbeci değiliz, elimizden geldiği kadar öğrendikten sonra darbeyi önlemeye çalışan kişileriz. Benim ve arkadaşlarımın isteyerek, kasti olarak hiçbir eylemi yoktur. FETÖ terör örgütü ile hiçbir bağlantım yoktur. İllegal bir yapı içinde hiçbir zaman bulunmadım. Sizin vereceğiniz kararlara inancım ve güvenim tamdır. Bir asker olarak emirleri sorgulama durumum yoktur. Darbe yapılıyor denseydi de kara, deniz, hava ve tüm kuvvetler emre uyup katılırdı" dedi.
'AMİRİM NE DERSE ONU YAPARIM. ÖL DERSE ÖLÜRÜM...'
Tutuklu Uzman Çavuş Gıyasettin Demir: Terör saldırısı gerekçesiyle Sabiha Gökçen Havalimanı'na götürüldüklerini, darbe girişimini orada halktan öğrendiklerini öne sürerek suçlamaları kabul etmedi. Demir, "Amirim ne derse onu yaparım. Öl derse ölürüm. Askerliğin temeli budur" dedi.
'TANKA ÇIKANLARI VURUN'
Tutuklu sanık Uzman Çavuş Cihat Kucur, tabur komutanı Şakir Çınar'ın terör saldırısı gerekçesiyle kendilerini Sabiha Gökçen Havalimanı'na götürdüğünü belirterek, "Halk birikmişti. Tabur komutanı Şakir Çınar’a, 'ne yapalım komutanım halk tanka çıkıyor' dedim. Bunun üzerine Şakir Çınar, Astsubay Recep Özcan'a ” Tanka çıkanları vur” dedi. Recep Astsubay, Tabur Komutanı Şakir Çınar’a “Halk var nasıl ateş açayım” dedi. Bunun üzerine Şakir Çınar, bağırıp hakaret etti ve zorla Recep astsubaya ateş açtırdı. Recep Astsubay da havaya ateş açtı" diye konuştu.
Tutuklu Uzman Çavuş Fatih Kaya, savunmasında o günün akşamı her şeyin bir anda geliştiğini belirterek, halkın toplanması ile Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan ayrıldıklarını söyledi. Kaya, evinde Fetullah Gülen'in kitabının bulunması ile ilgili olarak da "Üniversitede okuyan yeğenim var. Üstünde de adı yazıyormuş zaten. Evde o kitabın olduğundan haberim bile yoktu. Benim FETÖ ile alakam yok, burada olmamın tek nedeni Şakir Çınar'ın telsiz kullanmasını bilmemesi. Sadece mandala basıp konuşma yeteneği vardı" dedi.
Tutuklu Uzman Erbaş Cengiz Gümüş: ise olay günü terör saldırısı nedeniyle Sabiha Gökçen'e götürüldüklerini belirterek, "Bize bu emri veren yıllarca Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapmış biri olduğu için bu işten şüphe duymadım. Emir-komutayla kışladan çıkarıldım. Eğer o listede olmasaydım şu anda El Bab'da vatan kahramanı olarak anılacaktım. Ben şanssızlıktan ve tesadüfen buradayım" dedi. Vatanıma hiçbir zaman ihanet etmedim. Kandırıldığımı söyleyerek polise teslim oldum" dedi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Maltepe Nurettin Baransel Kışlaşı 2. Zırhlı Tugayı'nda görevli bir yüzbaşı, 7 subay ve 20 uzman çavuş ile 34 er hakkında 15 Temmuz gecesi devlet büyüklerinin kullanma ihtimaline karşı Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgale gittikleri belirtiliyor.
Rütbeli 28 askerin tutuklu, 34 erin tutuksuz yargılandığı iddianamede sanıkların tümü için 4 ayrı suçtan ceza isteniyor. Tüm sanıkların, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve "Silahlı terör örgütüne üye oylak", "Üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçlarından 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.