Güncelleme Tarihi:
Buse ÖZEL / İSTANBUL, (DHA) TÜRK Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Çağatay Çifter, meme kanserinde kendi kendine muayene yönteminin hasta üzerinde psikolojik stres yarattığını ve gereksiz tetkiklere yol açtığını belirtti.
"KENDİ KENDİNE MUAYENE ERKEN TANI SAĞLAMIYOR"
Son yıllarda "kendi kendine elle muayene" yapılması için çok fazla kampanya yapıldığını belirten Prof. Dr. Çifter, eğitimsiz bir el tarafından yapılan muayenede birçok lezyonun gözden kaçırılabileceğini belirtti ve şunları söyledi:
"Meme kanserinin erken tanısında kendi kendine muayene her ne kadar zararlı bir yöntem değilse de hem hasta üzerinde psikolojik stres yaratabilmesi hem de gereksiz tetkiklere yol açabilmesi açısından son zamanlarda tıp dünyasında eleştirilere konu oldu. Birçok tıp kurulu tarafından tavsiye edilen 'kendi kendine muayene' bilimsel bakış açısından erken meme kanseri tanısı için bir yöntem gibi görünmüyor. Bir tıp doktoru tarafından yapılmadığında gereksiz bir güven duygusu yaratıyor ve hekime gitmekten vazgeçebiliyor. Yapılan çalışmalarda kendi kendine muayene ile kişilerin belirlediği 10 lezyondan 8' inin iyi huylu olduğu anlaşılmıştır. Bu muayenenin meme kanserinde erken tanıyı sağladığı ve ölüm oranlarını düşürdüğüne dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur."
EL İLE FARK EDİLECEK KADAR BÜYÜYEN BİR KİTLE ERKEN TEŞHİS SAYILMAZ
El ile yapılan muayenede bulunan kanserin erken bir teşhis olmadığını da belirten Prof. Dr. Çifter sözlerine şöyle devam etti:
"Bir meme kanserinin biyolojik gelişimine baktığımız zaman, tek bir hücreden başlayıp 1 cm çapa ulaşabilmesi için yaklaşık 7 yıl geçmesi gerektiğini görmekteyiz. Kanser, ancak 0,5 cm (5 mm) çapa ulaştıktan sonra metastaz (uzak organlara yayılım) yeteneği kazanabilmektedir. Tecrübeli doktorların bile, muayenede bir kitleyi fark edebilmeleri için, çapının en az yaklaşık 1 cm olması gerekmektedir. Tıp eğitimi almamış bir kişinin kendisini muayene ederek bulabileceği bir meme kanserinin en az 2 ila 3 cm çapında olabileceği aşikardır ve bu büyüklüğün altındaki bir kitlenin bu kişi tarafından fark edilmesi mümkün görünmemektedir. Biz biliyoruz ki, erken tanı konulabilmesi halinde meme kanseri tedavi edilebilir bir hastalıktır. Risk altındaki grupların (ailelerinde yüksek kanser oranı olanlar) 30 yaşından sonra, diğer kadınların 40 yaşından sonra yıllık doktor kontrolü ve görüntüleme (Mamografi, US, MR) kontrollerine gitmeleri gerekmektedir."
Yapılan birçok çalışmada, meme kanseri kendisi tarafından fark edilen hastaların, rutin taramalarla meme kanseri tanısı konulanlara göre yaşam sürelerinin daha kısa olduğunun görüldüğünü belirten Prof. Dr. Çifter, "Meme kanseri tanısının, hastanın kendi kendini muayenesinde fark edemeyeceği bir boyuttayken konulması hayat kurtarıcıdır. Meme kanserinden korunma yolu kendi kendine muayene değil, rutin doktor kontrolüdür." dedi.
(FOTOĞRAF)