Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)- AMERİKA’NIN Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak 'resmen' tanıması ve büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’ü taşıma kararını değerlendiren Prof. Dr. Mustafa Aydın, "ABD büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınma işlemi bölge açısından büyük karışıklıklara yol açacak" dedi.
ABD'nin Tel Aviv büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ve İsrail askerlerinin Gazze sınırında düzenlenen gösterilere katılan 61 Filistinliyi şehit edip, 2 bin 771 Filistinliyi yaralamasına dünyadan farklı tepkiler geldi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın, “ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliği'ni Kudüs'e taşıma işlemi bölge açısından büyük karışıklıklara yol açacak. İlk bakışta üzerinde yeterince düşünülmemiş olduğu izlenimi veren bir hareket olsa da, aslında ABD’nin son dönemdeki politikalarına bakıldığında, Trump yönetiminin bir takıntısı olmanın ötesinde, arkasında daha uzun vadeli bir düşünce sistematiğinin de olduğu anlaşılıyor” diye konuştu.
İRAN’A KARŞI ORTAKLIK ÇABASI VAR
İlk etapta İran’a karşı bir ortaklık oluşturma çabası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Aydın, “Bölgede Amerika’nın Obama döneminden farklı olarak daha aktif bir pozisyona geçeceğine dair işaretler var. Trump yönetimi geçen hafta İran’la yapılmış olan nükleer anlaşmadan çekildiğini duyurdu. Diğer taraftan, Suudi Arabistan veliaht prensiyle anlaşarak, bu ülkeye büyük silah satışlarına onay verdi. Aynı zamanda Suudi Arabistan ile İsrail arasında yakınlaşma olmasına katkıda bulundular. Şimdi de İsrail’de Başbakan Netanyahu’nun uzun yıllardır istemiş olduğu bir şeyi, yani ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs’e taşınmasını, aslında ortada bunu yapmak için herhangi bir neden yokken, gerçekleştiriyor. Tüm bunları bir arada değerlendirince, Trump yönetiminin bölgede İran’a karşı Amerika-İsrail-Suudi Arabistan ittifakını sağlamlaştırdığını görüyorsunuz. Ayrıca bu adım, bölge dengeleri açısından Amerika’ya en az karşı çıkılabilecek bir ortamda gerçekleştirildi. Zira Suriye’de bir iç savaş, Irak’ta iç savaşa yakın bir karmaşa uzun zamandır hüküm sürüyor; Körfez ülkelerinin hemen tamamı İran’dan duydukları endişe nedeniyle Amerika’ya çok yakınlar; Suudi Arabistan ve Mısır zaten fiilen İsrail müttefiki haline gelmiş durumdalar. Filistinliler ise kendi içlerinde bölünmüş durumdalar. Dolayısıyla Amerika’nın bu adımına sahada karşı çıkacak bir ülke kalmıyor. Fakat bu durum, bölgede önümüzdeki yakın dönemde daha fazla şiddet, çatışma ve karmaşanın gelmesini engelleyemeyecek” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE BÜYÜKELÇİSİ GÖRÜŞMELER İÇİN ÇAĞIRILDI”
İstanbul’da toplanacak olan İslam Konferansı Örgütü zirvesinden sonra belki bir iki ülkenin daha İsrail’den büyükelçilerini çağırabileceğini belirten Prof. Dr. Aydın, “Ama buna da çok güvenmemek lazım; zira İslam dünyası uzun süredir birlikte hareket edemiyor. Türkiye ise zaten Tel Aviv ve Washington büyükelçilerini görüşmeler için Ankara’ya çağırdı; İsrail büyükelçisinden de bir süreliğine ülkesine gitmesi istendi. Bu büyükelçinin “istenmeyen kişi” ilan edilmesi değil; muhtemelen bir süre sonra geri dönmesine izin verilecek. Bu da aslında verilen tepkinin çok sert olmadığına işaret ediyor; aslında ilişkiler kopartılmak istenmiyor. Ancak bu arada iki ülke yöneticilerinin birbirine karşılıklı bazı sert mesaj ve eleştirileri gelmeye başladı. Bunlar ilişkileri farklı bir yöne ve daha gergin bir noktaya götürürse, o zaman bugün niyet edilenden daha farklı bir sonuç ortaya çıkabilir. Ama şimdilik daha alt perdeden, dengeli bir tepki verildi. Buna rağmen Türkiye’nin tepkisine baktığımızda dünyadan veriler tepkiler arasında en sertleri arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.
“GAZZE’DEKİ GÖSTERİLERİN DEVAM EDECEĞİNİ TAHMİN EDİYORUM”
Trump yönetimi ABD Büyükelçiliği'ni Kudüs’e taşıyacağını açıkladığında konunun Birleşmiş Milletler gündemine geldiğini ve bir tepki kararı çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Aydın sözlerine söyle devam etti:
“Hamas’ın kontrolündeki Gazze’de zaten 30 Mart’tan itibaren “büyük geri dönüş” adı altında İsrail sınırında gösteriler yapılmaktaydı. Oradaki gerginliklerde bugüne kadar 53 kişi hayatını kaybetti. Bunlar bugüne kadar yeterince dünya kamuoyunun dikkatini çekmedi maalesef. Elçiliğin taşınması ise bunların üzerine geldi ve bir günde 60 kişiyi aşan bir ölü ve binlerce yaralı ile karşı karşıya kaldık. Benim öngörüm bu gösterilerin devam edeceği yönündedir. Elçilik taşınmasaydı bile, “büyük geri dönüş” adı verilen gösteriler silsilesi sınırı açma çabasıyla zaten vardı ve giderek belirli bir momentum kazanıyordu. Şimdi bu olaylar üzerine durum daha da alevlendi ve yeni bir gerçeklik ortaya çıktı. Gazze’deki gösterilerin devam edeceğini tahmin ediyorum. Öte yandan eğer bu gösteriler Filistin Yönetimi kontrolündeki Batı Yakası'na da sıçrarsa, o zaman işin daha da büyüme ihtimali ortaya çıkar. Ayrıca İsrail’de de kendi hükümetlerinin Gazze’yi boğmaya çalışan politikalarına ve gösterilere orantısız karşılık verilmesine itiraz edenler var ve bunlar dün itibariyle karşı bir hareket de başlattılar; ülkede bu yönde çeşitli gösteriler düzenlendi. Muhalefet ve İsrail’lerin bir grubu buna karşı çıkıyor, çünkü hem daha fazla çatışma istemiyorlar, hem de ABD elçiliğinin Kudüs’e taşınmasının psikolojik ve duygusal yönleri dışında, İsrail’e elle tutulur bir kazanç getirmeyeceğini düşünüyorlar ve bunun üzerinden çatışmaların artmasını istemiyorlar. Bunu yaparak kan kaybı, çatışma, gerginliğe ne gerek vardı diye düşünülüyor. Amerika’da da benzer düşüncede olanlar var. Dünyanın önemli bir kısmı da zaten bu pencereden bakıyor meseleye."
(FOTOĞRAF)