Polis kurşunu ile ölen liseli gencin davasına bilirkişi raporu ulaştı

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2017 09:56

Polis kurşunu ile ölen liseli gencin davasına bilirkişi raporu ulaştı

Haberin Devamı

Serpil KIRKESER /İSTANBUL,(DHA) Esenyurt'ta 9 ay önce silahından çıkan kurşunla 16 yaşındaki lise öğrencisi  Ömer Barış Topkara'nın  ölümüne neden olduğu iddia edilen polis memuru H.D.S.'nin (20) yargılandığı davaya bilirkişi raporu ulaştı. Bilirkişi raporunda, polis memuru H.D.S.'nin Ömer Barış Topkara'nın omuzuna silahın kabzasıyla vurduğunda sağ işaret parmağının silahın tetik bölümünde olduğunu, vurmanın etkisiyle polis memurunun tetiğe bastığının tespit edildiğini belirtti. Bir önceki duruşmada olay anında elinin tetikte olmamasına rağmen silahının ateş aldığını söyleyen sanık polis memuru H.D.S.  duruşmada tekrar söz alarak "Olayda kastımın olmadığını söylemek istiyorum.Bu olaydan dolayı üzgünüm. Aileye tekrardan başsağlığı dilemek istiyorum" dedi. 

 

SANIK DURUŞMADA HAZIR BULUNDU

Bakırköy Adalet Sarayı'nda bulunan 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ikinci duruşmaya, tutuklu polis memuru H.D.S. ve taraf avukatları katıldı. Vefat eden Ömer Barış Topkara'nın babası Seyfettin Topkara ve kardeşi Neslihan Aydın da  "şikayetçi" sıfatıyla duruşmada hazır bulundu. 

DUDAK OKUMA ANALİZİNE İLİŞKİN RAPOR MAHKEMEYE ULAŞTI 

Mahkeme Başkanı İlhami Yılmaz,  olay anına ilişkin kamera kayıtlarına incelenmesine ilişkin bilirkişi raporu  ve  kamera kayıtlarındaki konuşmalarla ilgili dudak okuma analizine ilişkin bilirkişi raporunun mahkemeye ulaştığını açıkladı. Ulusal Kriminal Büro tarafından hazırlanan raporda, kamera kayıtları üzerinde dudak okuma çalışması yürütüldüğü belirtilerek, "Kamera kayıtlarında polis memuru / memurlarının, genç erkek şahıslara karşı söylediklerinin tespit olunamayacağı değerlendirilmiştir" denildi.  


 

BİLİRKİŞİ RAPORU

Foto Film Şube Müdürlüğü Görüntü İnceleme ve İyileştirme Uzmanı Teknik Bilirkişi Mustafa Çamlıbel tarafından hazırlanan raporda da olay anına ilişkin kamera görüntülerinin incelendiği ifade edildi. Raporda hırsızlık olayının ardından yakalanıp elleri birbirine kelepçelenen Ömer Barış ve arkadaşının bir anda kaçmaya başladıkları, polis memurunun silahı çektiği ve peşlerinden koşmaya devam ettiği, bir süre sonra Ömer Barış Topkara ve arkadaşının koşmayı bırakarak durduğu ifade edildi.  


 

BİLİRKİŞİ: POLİSİN SAĞ İŞARET PARMAĞI TETİK BÖLÜMÜNDEDİR 

Polis Memuru H.D.S.'nin Ömer Barış Topkara'yı yakaladığı, sağ elinde bulunan silahı havaya kaldırdığı ve elinde bulunan silahı maktüle vurmak için indirdiği ifade edilen raporda, "Polis memurunun sağ elindeki silah ile maktulün şahsın sağ omuz bölgesine vurduğu anda silahın namlu uç bölgesi ile şahsın sağ kafa bölgesi  arasında görüntüde tespiti yapılan gaz oluşumu olduğu ve  silahında bu anda ateş aldığı tespit edilmiştir. Polis memurunun sağ elindeki silah patladıktan sonra maktül şahsın yere doğru eğilmeye başladığı ve polis memurunun sağ elinin maktül şahsın sağ tarafında bulunduğu belirlenmiştir" denildi.  

Raporda, "Polis memurunun maktulü omuzuna silahın kabzası ile vurduğunda sağ işaret parmağının silahın tetik bölümünde olduğu ve vurmanın etkisiyle polis memurunun tetiğe bastığı anın yapılan görüntü iyileştirme çalışmaları sonucunda net bir şekilde  tespit edilmiştir" ifadelerine yer verildi.  


 

SANIK POLİS: OLAYDA KASTIMIN OLMADIĞINI SÖYLEMEK İSTİYORUM 

Polis Memuru H.D.S. "Olayda kastımın olmadığını söylemek istiyorum. Bu olaydan dolayı üzgünüm. Aileye tekrardan başsağlığı dilemek istiyorum" dedi. Sanık polisin avukatları da müvekkilleri H.D.S.'nin tahliyesini talep etti.  


 

SANIĞIN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ 

Mahkeme heyeti, atılı suçun vasıf ve mahiyeti, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, somut delillerin bulunması ve adli kontrol hükümlerinin bu aşamada yetersiz kalacağı gerekçesiyle sanık polis memuru H.D.S.'nin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyanın duruşma savcısına verilmesine hükmeden mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. 


 

ÜYE HAKİMDEN MUHALEFET ŞERHİ

Mahkeme heyeti üye hakimi Halil Serin, sanık H.D.S.'nin tutukluluğunun devamı kararına muhalefet şerhi koydu. Muhalefet şerhinde şu görüşe yer verildi:  "Sanığa atılı suçun vasfının değişme ihtimali, önemli delillerin toplanmış olması, tutuklanmanın tedbir olması, sanığın tutuklu kaldığı süre, suç vasfının değişme ihtimali nedeniyle verilmesi beklenen ceza miktarının tutuklamanın ölçülü olmaması göz önüne alınarak sanığın tahliyesi görüşündeyim. Sanığın tutuk halinin devamı yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne bu nedenle muhalifim." 


 

İDDİANAME

İddianameye göre olay şöyle oldu:  16 Şubat 2017 tarihinde Ömer Barış Topkara ile arkadaşı hırsızlık eylemi gerçekleştirdi. Bu eylemin ardından kolluk kuvvetleri tarafından olay mahallinden alınan Topkara ve arkadaşı ardından darp-adli raporu almak üzere Esenyurt Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Elleri birbirine kelepçelenmiş çocuklar kaçmaya başladı ve çocukları takip eden polis memuru H.D.S. hastane kapısında havaya doğru bir el ateş etti. Söz konusu kovalamaca yaklaşık 150 metre sürdü.  Eylemin gerçekleşmiş olduğu yere vardıklarında çocuklar teslim olmak üzere durdu, ancak buna rağmen polis memuru  H.D.S., kendisine karşı teslim olma iradesini  sunan Ömer Barış Topkara'nın omuz hizasına doğru silah elinde olacak vaziyette vurdu. Vurduğu esnada silah ateş aldı ve Ömer Barış Topkara olay yerinde hayatını  kaybetti. Polis memuru H.D.S.'nin  “Çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendini  savunamayacak kişiyi olası kast ile  öldürme“ suçundan müebbet hapis cezası isteniyor. Şüpheli H.D.S.'nin “Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma" suçundan da cezalandırılması talep ediliyor. 


 

"ELİM TETİKTE OLMAMASINA RAĞMEN SİLAHIM ATEŞ ALDI"

Polis memuru sanık H.D.S. 1 Ağustos'ta verdiği ifadesinde olay tarihinde Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli olduğunu, saat 16.00'da AVM'de hırsızlık anonsu geldiğini, AVM'ye gittiklerini belirterek şunları söylemişti:“Bunlar iki kişilerdi. İsimlerinin Barış Topkara ve  E.S. olduğunu ve kimliklerinin olmadığını söyledi. Benim yanımda da ekip amirimiz S.T. vardı. Biz şahısları 18 yaşından büyük göründükleri ve kimlik beyanında bulunmadıkları için birbirlerine kelepçeledik. Hastane raporu almak ve ardından polis merkezine girmek için ekip otosuna bindik. Esenyurt Devlet Hastanesi'nde gerekli adli ve sağlık raporlarını aldık.  Şahısları ekip otosuna bindireceğimiz sırada şahıslar bir anda kaçtılar. Şahıslar kaçarken elleri birbirinden kelepçeliydi. Şahıslara “Durun kaçmayınö ihtarında  bulunduktan sonra peşinden koşmaya başladık. Havaya bir el ateş ettim. Bunu duyan şahıslar kaçmaya devam ettiler. Şahısları ben de kovalamaya devam ettim. Bu sırada elimi tetiğe sokmadım. Şahıslara tam yaklaştığım sırada olayın meydana geldiği yerde bir anda durdular. Şahıslara 'Yere yatın' diye bağırdım. Şahısların yere yatmadıklarını gördüm. Ben de şahıslar yere yatmadıkları ve  benim de tek kişi olmam sebebiyle bana karşı mukavemet edip tekrar kaçacaklarını düşündüğümden şahısları yere yatırıp muhafaza altına almak için müdahale ettim. Bu esnada elim tetikte olmamasına rağmen silahım ateş aldı. Şahsın yere düştüğünü ve başından kan geldiğini gördüm. Şahsa hemen yöneldim. İlk yardım uyguladım.  Arkadan gelen polis arkadaşım S. T'a hemen ambulans çağırmasını söyledim. Ambulans gelene kadar şahsa ilk müdahalesini yaptım. Ambulans şahsı götürdüğünde ben de üzüntüden sinir krizi geçirip bayılmışım. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm. Şahsın ailesine başsağlığı diliyorum. O zaman ben 6 aylık polis memuruydum."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!