Güncelleme Tarihi:
Buse ÖZEL / İSTANBUL, (DHA) DİYABET hastalarının her gün parmak delerek yaptığı glikoz ölçümü artık parmak delmeden yapılabilecek. Kanda glikoz takibi için parmak delerek yapılan takip artık yeni üretilen bir sistem sayesinde üst kola takılan bir sensör ile parmak delmeden yapılabilecek.
Üst kola yapıştırılan, 1 Türk Lirası büyüklüğünde bir sensör şeker ölçüm cihazına okutularak diyabet hastasının kan şekerini ölçüyor. Kıyafet üstünden de okutulabilen sensör ile aynı zamanda sudan etkilenmediği için denize girilebiliyor, duş alınabiliyor. Düzenlenen basın toplantısında anlatılan ölçüm cihazını kullanan Türkiye'deki tip 1 diyabetli tek basketbolcu olan Alper Saruhan ise bu cihazın hayatlarını kolaylaştırdığını belirtti.
DÜZENLİ GLİKOZ ÖLÇÜMÜ ÇOK ÖNEMLİ
İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında konuşan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Hasan İlkova düzenli glikoz ölçümünün diyabet hastalarının tedavisi için çok önemli olduğunu belirtti ve şunları söyledi:
"Diyabette en önemli şey eğitim. Her ne kadar ölçüm cihazları olsa da diyabet eğitimi her şeyin önünde olmalı. Bunun için ne kadar ayrılabilecek kaynak varsa, ne kadar insan varsa ayrılması gerektiği çünkü o eğitimi vermezseniz diğer önlemler çok fazla işe yaramıyor."
İLKOVA: "ŞEKER YÜKLEMESİ TESTİ İLE ÇOCUKLARINIZ GERİ ZEKALI OLUR" KAMPANYASI HALK SAĞLIĞINA ZARAR VERDİ
Hipogliseminin de şeker hastalarında önemli bir risk oluşturduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İlkova, 1998'de diyabet oranının yüzde 7'lerde olduğunu, 2010'da yapılan çalışmalarda ise bu oranın yüzde 14'e çıktığının tespit edildiğini açıkladı. Prof. Dr. İlkova, gebelikte diyabetin de risklerine değindi ve şunları söyledi:
"Gebelik diyabeti, gebeliğin son 3 ayında ortaya çıkan bir karbonhidrat metabolizması bozukluğu. Aranmazsa bulunamayan, bulunduğunda da mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durum. Tedavi edilmediğinde de fazla kilolu bebeklerin dünyaya gelmesine ya da gelişme geriliği meydana gelmesine neden olduğunu biliyoruz. Bu iki durumda ayrı ayrı o bebeklerin erişkin insan olduklarında obezite riskini ve diyabet riskini daha fazla hale getiriyor. Sağlıklı bir toplumun meydana gelmesi için bu tarama mutlaka yapılmalı. Gebelikte şeker yüklemesi testi yapılırsa çocuklarınız geri zekalı olur diye bir kampanya düzenlendi bu da halk sağlığına çok önemli bir zarar verdi."
"ÇOCUKLAR GECE UYANDIRILIP KAN ÖLÇÜMÜ YAPILIYOR"
Çocukluk çağı diyabetlerinin büyük bir bölümü tip 1 diyabet ve bu da insüline bağımlı yaşamak demek. İnsüline bağımlı yaşıyorsanız kan şekeriniz inişler, çıkışlar, değişiklikler yaşıyor demektir. Bunu da ancak ölçüm yaparak anlayabilirsiniz. Bunların hepsinde şekeriniz değişiyor. Tip 1 diyabetlinin de değiştiği için dışardan mutlaka insülin alması gerekiyor bunlara uyum sağlayabilmesi için. Bunu ayarlayabilmesi için de parmaktan kan şekeri ölçmesi gerekiyor. Uluslararası Çocukluk Çağı Diyabet Federasyonu günde 8 kez kan şekeri ölçümünü öneriyor. Gece yarısı 12:00'de ve gecede 1 kez 03:00'de ölçüm yapılmalı. 11 kez hangi aile hayatı kan şekeri ölçmeye dayanır, ayrıca hangi çocuk okulda, herkesin içinde çıkarır da parmağını ölçer ve hangi öğretmen dersi sırasında buna izin verir.
"EN İYİ YÖNTEM CİLT ALTI GLİKOZ ÖLÇÜM SİSTEMİ"
Hayatı boyunca çocukların şeker ölçümü yapması gerektiğine dikkat çeken Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Damla Gökşen, sık yapılan şeker ölçümleri ile şeker hastalarının hayatı boyunca daha az komplikasyon yaşayabileceğini belirtti ve bunun en iyi yolunun da cilt altı glikoz ölçüm sistemleri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Gökşen şu noktalara dikkat çekti:
"Cilt altı glikoz ölçüm sistemlerinde iki ayrı mekanizma var. Birisi cilt altına koyulan sensörden 5 dakikada bir kan şekeri değerlerini yorumlayıp ekrana getiriyor. Bu sürekli glikoz ölçüm sistemleri. Bunlarda alarm da çalıyor ve uyarı veriyor. Bugünkü konumuz ise anlık glikoz ölçüm sistemleri. Çocukların çok hoşuna gidiyor bu sistem çünkü parmak delmek yok. Sadece kola taktığınız bir aparatı taradığınız zaman anlık olarak şekeriniz ortaya çıkıyor."
TÜRKİYE'DEKİ TİP 1 DİYABETLİ TEK PROFESYONEL BASKETBOLCU
Türkiye'deki tek, tip 1 diyabetli profesyonel basketbolcu olduğunu belirten Alper Saruhan ise ilk diyabet tanısı konulduğunda, Türkiye'de hiç örneği olmadığı için konuştuğu doktorların kendisine sporu bırakmasını tavsiye ettiğini belirtti. Saruhan, bu önerilere rağman kan şekerini düzenli kontrol ederek spor hayatına devam ettiğini belirtti ve diyabeti olan çocuklara da spor yapmaları tavsiyesinde bulunarak şunları söyledi:
"Ben diyabette sporun ne kadar önemli olduğunu bilip aşılamaya çalışan biriyim ve bu doğrultuda bir sürü kampa giderek, bir sürü kardeşime ulaşmaya çalışıyorum. Türkiye'nin diyabette önyargının en önemli yaşanıldığı ülkelerden biri olduğunu düşünüyorum. Özellikle 'Spor yapamazsın çünkü hipoglisemi yaşarsın' uyarılarıyla. Geleneksel olarak bakarsak küçük yerlerde bu çocuklara kız bile verilmez. Çünkü biz askerlik yapamayız, 'Yarım adam' sayılıyoruz gibi ama bu aslında böyle bir şey değil. Bu bizim tercihimiz değil. Buna doğuştan sahip olanlar, sonradan sahip olanlar ve hiç sahip olmayacağını zanneden insanların bile stres faktöründen, yaşam faktöründen, düzensizlikten ben diyabet olduklarına tanık oldum. Şimdi bakıldığında spor yapabilmek, başarabilmek hem onların hayata karşı bakışlarını ve mücadelesini arttıran bir motivasyon kaynağı. Hem de ailelerinin beni gördüğü zaman 'Alper abiniz de diyabetli ama sporcu. Diyabetini doğru yönetebiliyor. Sen de yönetebilirsin' diye örnek olup onları da profesyonel olmasa da sporun içinde tutarak yaşamlarına kolaylık sağlamak benim görevim."
(FOTOĞRAFLI)