Osmanlı Döneminde Kıbrıs Konusu Masaya Yatırıldı

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2015 11:22

Bağcılar Belediyesi ile Yakın Doğu Üniversitesi’nin ortaklığında 09-11 Ekim 2015 tarihleri arasında Lefkoşa’da düzenlenen uluslararası sempozyum yoğun katılımla gerçekleşti. 8 ülkeden değişik üniversitelerin tanınmış akademisyenleri, tarihçi, gazeteci ve yazarlar “Osmanlı Döneminde Kıbrıs” konusundaki bilgi, düşünce ve görüşlerini salonu dolduran davetlilerle paylaştı. Sonuç bildirgesinde Kıbrıs’ın tarihi, kültürel, sosyal, ekonomik ve demografik yapılarının irdelendiği belirtilirken, “Konuyla ilgili bir kongre faaliyeti hedeflenmeli ve bu kongre en azından iki yılda bir yapılmalıdır” denildi.
Yakın Doğu Üniversitesi’nin Lefkoşa’daki konferans salonu tarihi ve sosyal öneme sahip bir sempozyuma ev sahipliği yaptı. “Osmanlı Dönemi’nde Kıbrıs Uluslararası Sempozyumu’na katılan 8 ülkeden değişik üniversitelerin tanınmış isimleri adanın tarihi, sosyal, kültürel ve demografik yapısıyla ilgili önemli bilgileri dinleyicilerle paylaştılar. Özellikle Kıbrıs’ta medrese, cami, çeşme ve eğitim yuvaları inşa eden Osmanlı’nın adayı barış ve huzurla yönettiğinin altı çizildi.
Yakın Doğu Üniversitesi ile birlikte sempozyumu düzenleyen Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Osmanlının ortak payda olduğunu vurguladı. Yakın Doğu Üniversitesi’ni ziyaret ettiklerinde ortaklaşa sempozyum düzenleme konusunda anlaştıklarını belirten Çağırıcı, böylece 8.uluslararası sempozyumu da düzenlemiş olduklarını kaydetti. Ecdadın 307 yıl adada hakimiyet kurduğunu vurgulayan Çağırıcı şunları söyledi: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizim için çok önemli. Türk Dünyası Belediyeler Birliği olarak da adada önemli çalışmalarda bulunduk. Bağcılar Belediyesi olarak kardeş belediyelerimiz var. Bu belediyelerimize parke taş imalatı ile araç gereç yardımında bulunduk” şeklinde konuştu.
SEMPOZYUM, BARIŞ SÜRECİNE DE KATKI SAĞLAYACAK
Tarihin gelecek nesillere aktarılması gerektiğini ifade eden Çağırıcı, “Osmanlı farklı dinden ve milletten insanları birleştirdi. Yaşadığımız 21. yüzyılda hala dünyada hiçbir ülke bu huzuru ve barışı gerçekleştiremedi. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettikten sonra kurduğu medeniyet ve kardeşlik ortamını gelecek nesillere aktarmalıyız” dedi.
Kıbrıs’ta süren çözüm sürecine de değinen Çağırıcı, “KKTC yok sayılmak isteniyor. Rum kesimi ile Türk kesimi ortak bir yönetim ve aynı şartlarda bir yönetim şeklinde yönetilsin isteniyor. Bu kabul edilmiyor. 307 yıl buradaki idarenin nasıl yapıldığını irdelemek aktarmak lazım. Tarihi iyi okumalıyız. Bizler tarihimiz ve şehitlerimizle yaşıyoruz” diye konuştu.
“KIBRIS İLE İLGİLİ BELGELER GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR”
Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Çapak da sempozyumu son derece önemsediklerini belirtti. Sempozyumun Kıbrıs’ta bir ihtiyaç olduğunun altını çizen Çapak, şöyle konuştu: “Osmanlı döneminden günümüze ulaşan binlere belge var. Gün yüzüne çıkıyor. Kıbrıs’ın yaşam tarzı hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Bu sempozyumla Osmanlı dönemine ışık tutmak istedik. Her şeyi ele alma imkanımız yok. Genel olarak bakıyoruz. Kıbrıs’ın tarih, kültür, edebiyat, gibi alanlarıyla ilgili ayrı sempozyumlar yapalım. Osmanlı dönemi Kıbrıs başlığı altında bir araya getirelim, hedeflediğimiz tüm alanlarla ilgili sonuç ortaya çıksın. Osmanlı kayıtlarında çok fazla bilgi var. Vakıflarda ciddi belge var. Kıbrıs’ın büyük kısmı vakıf arazilerinden oluşuyor. Bu belgeler arzulanan derecede incelenmiyor. Farklı kurumlar farklı şeyler yapabiliyor. Vakıf işletmeleri farklı olmalı. Medreseler kurulmuş, Kıbrıs’a dair farkındalık oluşturmak istiyoruz.”
“OSMANLI SEFERE ÇIKMADAN ÖNCE ORDUSUNU KIBRIS’TA HAZIRLIYORDU”
Cezayir Bilimsel Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Muhammed Babaammi de Osmanlı ordusunun sefere çıkmadan önce askerini adada hazırladığını ve hareket ettiğini anlattı. Askerin Kıbrıs’tan çevre ülkelere gittiğini kaydeden Babaammi, “Kıbrıs zayıfladığında Cezayir de zayıflıyordu. Kıbrıs’ta hazırlanan ordu her zaman Cezayir ve diğer ülkelerle irtibat halindeydi. Kıbrıs çevre İslam ülkelerinde büyük bir öneme sahiptir” diye konuştu.
Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma ise Mithat Paşa’nın yanlış bir politikasıyla Osmanlının İngiltere’nin hatırı için savaşa girdiğini belirterek ardından Kıbrıs’ın elden gittiğini belirtti. Prof. Sırma, Enver Paşa ve arkadaşlarının da 2. Abdülhamit’i devirdikten sonra kaprisleriyle ülkeyi 1. Dünya Savaşı’na soktuklarını anlattı. Sırma, “Almanların keyfi için İstanbul işgal edildi” dedi.
“CİDDİ AKADEMİK ÇALIŞMA YOK”
Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Akif Erdoğdu ise Kıbrıs ile ilgili ciddi akademik çalışma olmadığını söyledi. Erdoğdu, “Kıbrıs’ın fethini çok iyi anlamamız lazım. Kıbrıs’ta eğer bugün Müslümanlar varsa bu fetih sayesindedir. Anadolu’dan, Rumeli’den ve Orta Doğu’dan gelen insanlar Kıbrıs’ın efendisi oldu. Osmanlı farklı kökenden olan insanları başarıyla bir arada tuttu.” dedi. Kıbrıs konusunda akademik olarak ciddi uluslararası yayınlara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Prof. Erdoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: “Ne yazık ki Kıbrıs ile ilgili akademik bir yayın yok. Akademisyenlere çok görev düşmektedir.”
“KONGRE HEDEFLENMELİ SEMPOZYUM KİTAPLAŞTIRILMALI”
Sonuç bildirgesinde ise Kıbrıs’ın tarihi, kültürel, sosyal, ekonomik ve demografik yapılarının irdelendiği belirtilirken, “Osmanlı Dönemi Kıbrıs konusu üzerinde daha detaylı bir şekilde çalışılması için, konuyla ilgili bir kongre faaliyeti hedeflenmeli ve bu kongre en azından iki yılda bir yapılmalıdır” denildi. Ayrıca sempozyumda sunulan tebliğler ve yapılan konuşmaların kitaplaştırılması istendi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!