Güncelleme Tarihi:
Ayşegül Acar / İstanbul, 6 Temmuz (DHA) - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Bİrleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ortaklığında hazırlanan Tarımsal Gıda Raporu’na göre, nüfus büyümesindeki yavaşlamanın gıda talebinde düşüşe sebep olacağının beklendiği belirtildi.
OECD ve FAO ortaklığında hazırlanan Tarımsal Gıda Raporu yayımlandı.Rapora göre, 2017’de hububatta, et türlerinde, süt ürünlerinde ve balıkta rekor seviyelerin görüldüğü bir yıl olduğu vurgulanırken, dünya hububat stoklarında yüksek seviyelerine ulaşıldığı belirtildi. Raporda ayrıca, zirai ticaretin önemine dikkat çekilirken, kolaylaştırıcı bir ticaret politikası uygulanmasının önemi vurgulandı.
Paris’te OECD Genel Sekreteri Angel Gurría ve FAO Genel Direktörü José Graziano da Silva’nın katılımlarıyla sunulan OECD-FAO 2018-2027 Tarımsal Görünüm Raporu, talep yavaşlamasının sebeplerini önde gelen yükselen ekonomilerdeki talep büyümesinde izlenen yavaşlamaya, kişi başına düşen temel gıda maddesi tüketimi durağanlaşmasına ve küresel nüfus artış hızındaki düşüşe bağladı.
Raporda göre, küresel talepteki zayıflamanın gelecek on yıl boyunca da devam edeceğinin altı çizilirken, bu zayıflamanın sebepleri arasında nüfus büyümesindeki düşüş, kişi başına düşen temel gıda maddesi tüketim miktarının yatay seyri ve et ürünlerine yönelik talep büyümesindeki yavaşlama gösteriliyor.
Ayrıca, et ürünleri talep büyümesindeki düşüşün hayvan yemlerinde kullanılan hububat ürünleri ve protein besinlerine yönelik talebi de sekteye uğratacağı öngörülüyor.
OECD Genel Sekreteri Gurría konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Topraktan zengin ülke ve bölgelerden, özellikle de Amerika kıtası kaynaklı olarak yapılan ihracatın genel olarak artacağı beklense de, artmakta olan bir nüfusa ve sınırlı toprak kaynaklarına sahip olan yoksul ülkelerden çoğu, toplumun beslenmesini sağlamak için ithal gıdaya artarak bağımlı hale gelecek."
FAO Genel Direktörü José Graziano da Silva şöyle konuştu:
"Geçen yüzyılda Yeşil Devrim dünyanın kendisini doyurma kapasitesini büyük oranda artırdı; ancak şimdi bir sürdürülebilirlik devrimine ihtiyacımız var."
José Graziano da Silva’ya göre bu "çevre üzerine büyük bir yük getiren çok girdili ve kaynak yoğun tarım sistemlerini gözden geçirmeyi" gerekli kılıyor:
"Toprak, ormanlar, su, hava kalitesi ve biyoçeşitlilikte nitelik kaybı yaşanmaya devam ediyor. Çevreyi ve biyoçeşitliliği korurken, aynı zamanda sağlıklı ve besin değeri yüksek gıdalar sunan, sürdürülebilir ve verimli gıda sistemlerini devreye almaya ihtiyacımız var."
Bu yılın Tarımsal Görünüm’ü Ortadoğu ile Kuzey Afrika (MENA) bölgesini içeriyor. Avrupa ve Orta Asya bölgesinde ise gelecek on yıl içinde zirai üretimin yüzde 9 oranında büyüyeceği öngörülüyor. Tarım bu büyümenin yüzde 55’inin kaynağını oluştururken, hayvancılığın ve balıkçılığın büyümeye katkısı sırayla yüzde 38 ve yüzde 7 oranında olacak.
OECD-FAO 2018-2027 Tarımsal Görünümü raporunda Türkiye’nin pamuk üretimi ile ilgili bilgiler de sunuldu.
Buna göre, Türkiye pamuk üreten ülkeler arasında en yüksek hasat hacmi elde edenlerden biri. Pamuk ihracatının, büyüyen yurtiçi işleme sektörü kaynaklı güçlü talep sebebiyle, 2027’ye kadar yüzde 12 oranında düşeceği öngörülüyor.