Nöroloji Uzmanı Emir Ruşen: "Piyasadaki alternatif ALS tedavilerine itibar etmeyin"

Güncelleme Tarihi:

Nöroloji Uzmanı Emir Ruşen: Piyasadaki alternatif ALS tedavilerine itibar etmeyin
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2016 09:51

Nöroloji Uzmanı Emir Ruşen: "Piyasadaki alternatif ALS tedavilerine itibar etmeyin"

Haberin Devamı

İSTANBUL (DHA) - FİZİKÇİ Stephen Hawking, Fenerbahçeli Sedat gibi binlerce kişinin mücadele ettiği halk arasında ALS olarak bilinen motor nöron hastalığı ile ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Emir Ruşen, piyasada hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan alternatif tıp yöntemleriyle hasta ve hasta yakınlarının iyileşme umutlarının sömürüldüğünü söyledi.

Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) hastalığının şu anda mevcut tıbbi tedavilerin dışında hiçbir alternatif tedavisinin olmadığının altını çizen Yrd. Doç. Dr. Emir Ruşen, şöyle konuştu:

"Hastalığın şu anda mevcut tıbbi tedavilerin dışında hiçbir alternatif tedavisi yok. Kök hücre tedavisi çalışmaları ve diğer çalışmalar hızlı şekilde devam ediyor ancak hala somut bir sonuç alınmış değil. Dünyada ve özellikle ülkemizde bazı alternatif tedaviler uygulanıyor. Refleksolojik, bioenerji, homeopati gibi alternatif tedavilerin hiç biri bilime dayalı tedaviler değil. Bunların kesinlikle kanıtı yok, hasta ve hasta yakınlarının duyarlı olmaları gerekiyor. Bu tür tedaviler denetimsiz tedavi yöntemleridir ve kanıtı olmadığı için maalesef bazen hastalığın seyrini bile hızlandırabilir. Bu konuda tüm hastaların ve hasta yakınlarının duyarlı olmaları gerekmektedir."

KİMLER RİSK GRUBUNDA?

Hastalığın görüldüğü ağırlıklı risk gruplarını anlatan Ruşen, şöyle konuştu:

"ALS, erkeklerde daha çok görülür. Yaş ile birlikte de hastalığın görülme sıklığı artar. Yapılan çalışmalarda özellikle deri ve elektrik sanayide çalışan kişilerde, büyük şehirlerde yaşayan insanlarda bu oranın arttığı görülüyor. Ayrıca Birinci Körfez Savaşı'ndaki Amerikan askerleri üzerinde yapılan bir araştırmada ALS'nin daha sık oranda görüldüğü tespit edilmiştir. Bu da özellikle aşırı stres ve ciddi travmaya maruz kalan insanlarda hastalık riskinin arttığını gösteriyor. Bunun yanında savaş alanlarında maruz kalınan metaller de hastalığa davetiye çıkıyor. Ancak hala bu hastalığın nasıl başladığını ve neyin tetiklediğini tam olarak bilmiyoruz. Tanı koymak çok kolay değil. Bir çok hastalıkla karışabilir. Onun için klinik tanıda nöroloji tarafından çok detaylı incelenmesi gerekir. Ayrıca EMG dediğimiz kas ve sinir çalışmaları ile hastalık tanısı netleşir ve gerekli tetkik testlerle de ortaya çıkar."

Hastalığın belirtilerine de değinen Ruşen, şöyle devam etti:

"Eğer bulber dediğimiz bir tutum söz konusu ise hastada ilk başta konuşma bozukluğu, yutma güçlüğü şeklinde kendini gösterir. Bazen de taraf güçlüğü şeklinde olabilir. Yani sağ taraf veya sol tarafta olan bu güçsüzlük genelde simetrik değil asimetriktir. Hafif bir kas erimesi şeklinde de olabilir. Bu, özellikle ellerde birinci ve ikinci parmak (baş parmak ve işaret parmağı) arasındaki kaslarda kendini gösterir. Başlangıçta gece krampları, bununla birlikte kaslarda seğirme ve kas zaafı görüyorlarsa bir nörolog tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Çok hızlı seyirli bir hastalık olarak bilinir."

"HALEN ALS BAKIM MERKEZLERİ YOK"

Giderek yaygınlaşan ALS hastalığına yönelik bakım merkezlerinin halen hayata geçmemiş olmasına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Ruşen, "Ülkemizde hala ALS'ye yönelik bakım merkezleri bulunmamaktadır. Bu konuda devletten destek bekliyoruz. Devletin desteği olursa hastaları belirli bir merkezde toplayıp daha iyi bakım sağlayarak yaşam kalitelerini yükseltebiliriz" dedi.

(FOTOĞRAFLI)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!