Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)- AVUSTURYA’DA bulunan bir mülteci kampında 11 yaşındaki Afgan çocuğun intihar etmesi sonrasında göçmen intiharlarına dikkat çeken Altınbaş Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nur Banu Kavaklı, "Trajik olan intihar oranlarının çocuklar arasında artmış olması. 9 yaşına kadar düşen kimi vakalar var ki küçücük çocuklar hayatlarından vazgeçiyorlar” dedi.
Avusturya'nın Viyana kentindeki bir mülteci kampında 6 kardeşiyle birlikte yaşayan 11 yaşındaki Afgan çocuk bilinmeyen bir sebepten dolayı geçen ay intihar etti. Altı kardeşinin bakımını üstlendiği öğrenilen küçük çocuğun intiharının son derece üzücü bir gelişme olduğunu belirten Altınbaş Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nur Banu Kavaklı, "Gelişmeler mülteci kamplarında intihar oranlarının artmış olduğunu gösteriyor. Daha trajik olan tarafı çocuklar arasında da intihar oranlarının artması. 9 yaşına kadar düşen kimi vakalar var ki küçücük çocuklar hayatlarından vazgeçiyorlar. Kamuoyunun dikkatini çeken örneklerden biri Avusturya'daki bir mülteci kampında 11 yaşındaki bir Afgan çocuğun intihar etmesiydi. Onun özel durumuna baktığımızda annesini ve babasını kaybetmiş olduğunu, ağabeyi ile birlikte yaşadığını ve kardeşlerinden sorumlu olduğunu görüyoruz. Yani mülteciliğe dair pek çok sorunlu unsurun bir arada olduğu durumlardan biri. Bu gerçekten içimizi acıtan ve ciddi bir şekilde düşünmemiz gereken bir durum" dedi.
"GELECEKLERİNİ GÖREMİYORLAR"
Çocukların yanı sıra yetişkinler arasında da intihar vakalarının arttığını anlatan Doç. Dr. Nur Banu Kavaklı, "Sınır Tanımayan Doktorlar ve Save The Children gibi uluslararası kuruluşların yaptığı çalışmalar kamplarda yaşayan mülteciler arasında intihar oranlarının arttığını gösteriyor. Mültecilerin geleceklerini belirsiz görmesi, uluslararası hukukun tanıdığı haklardan yararlanamaması, hareket özgürlüğünün kısıtlanması son derece yıkıcı bir etki yaratıyor. Hijyen koşullarının son derece olumsuz olduğu, yiyeceğe, temiz suya erişimin kısıtlı olduğu kamplarda yaşamak yetişkinler ve çocuklar üstünde intihara kadar varan etkiler yaratabiliyor. Burada yerinden edilmişlikten bahsediyoruz. Zaten travma sonrası stres bozukluğu yaşamakta olan insanlara bir de bu kamp koşulları, tutukluluk halinin eklediği sorunlar da var" diye konuştu.
"KAMP ORTAMLARI YAŞANABİLİR OLMALI"
Bu tür sıkıntıların yaşanmasının önüne geçmek için kamp ortamının yaşanabilir hale gelmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Kavaklı, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
"Mültecilerin insan olarak uluslararası hukukun onlara tanımış olduğu tüm haklardan yararlanabilmesi için gerekli tüm koşulların oluşturulması gerekiyor. Tek başına kimsenin yapabileceği bir şey yok. Temel insan haklarının burada merkezi olduğunu düşünerek hem devletlerin hem vatandaşların hem de uluslararası sivil toplum kuruluşlarının bir arada hareket etmesi gerekiyor. Kamp ortamının çocuklar için daha yaşanılabilir hale gelmesi gerekiyor. Mültecilerin hem uluslararası hukuktan doğan haklarının hem de temel insan haklarının hayata geçirilmesi gerekiyor."
(FOTOĞRAF)