Güncelleme Tarihi:
Gökhan Artan / İstanbul, 11 Ekim (DHA) - Siyasi analist Serdar Sement, Türkiye - Suudi Arabistan ilişkileri ile ilgili çarpıcı yorumlarda bulundu. Siyasi risk temasında dört yıl radarda tuttukları Suudi Arabistan’ı beşinci yıl Türk siyasi sisteminin riski olarak sınıflandırdıklarını dile getiren Sement, özellikle dövizdeki hareketle ilgili, “Hong Kong’da, Londra’da yapılan işlemlerin arkasında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) para koyarak yaptığı spekülasyonların varlığını Milli İstihbaratımız muhakkak çıkaracaktır. Suud-Körfez, elindeki yüksek döviz likiditesini izlediği politik hedeflemeler için araç olarak kullanmaktadır” dedi.
Siyasi analist Serdar Sement, 2 Ekim'de Suudi Arabistan Konsolosluğu'na girip, bir daha çıkmayan gazeteci Cemal Kaşıkçı olayının, Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkilerinin geleceğini nasıl etkileyeceği konusunu DHA’ya yorumladı. Türkiye’nin şu anda ABD ekonomik saldırısı ve yaptırımları altında olduğunu ifade eden Sement, “Filipinler, Mısır, Libya, Lübnan, Irak, Suriye, Pakistan, İran, Afganistan ve Türkiye Suud’un operatif devlet uygulamalarının yaşandığı yerler. Amerikan ekonomik saldırısının altında Suud bağlantısını unutmamalıyız. Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu son derece isabetli bir tespitle ‘yaşadığımız ekonomik saldırının arkasında Müslüman körfez ülkelerinin olduğu mevcudiyetini biliyoruz’ dedi. Buradan da kastı, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ydi. Ben Türk finans sistemindeki körleşmenin farkındayım; ama, bizim 3.70’den 7.20’ye gelen dolar kurunda, Hong Kong'da, Londra'da yapılan işlemlerin arkasında Suud’un ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin para koyarak yaptığı spekülasyonların varlığını Milli İstihbaratımız muhakkak çıkaracaktır. Geçen gün, Suudi Prensi Amerika’ya kuruluş tarihiyle ilgili ayar veriyorsa, biz de kendisine Malazgirt 1071’i hatırlatmak isteriz“dedi.
“5’inci yıl siyasi risk olarak sınıflandırdık”
Türkiye’nin Suudi operatif devlet mantığını iyi kavraması ve operatif devlet mantığının Suriye’de Türkiye için yol açtıklarını çok iyi görmesi gerektiğinin altını çizen Sement, şunları söyledi:
"Suudi Arabistan’ı 4 yıl radarda tuttuk ve beşinci yıl Suud’u Türk siyasi sisteminin riski olarak sınıflandırdık. Suud Türkiye’ye hasımdır. Suud Türkiye’ye karşı aktif halde tehdittir. Hem iktisadi tehdittir, hem de askeri tehdittir. Türkiye, Rus doğalgaz ihraç yeteneklerini gasp etmek için Katar’a el koymak isteyen Suud’a mukabeleyi Katar’a ve Sudan’a asker konuşlandırarak yapmıştır.”
Raporda çarpıcı ifadeler dikkat çekti
S Bilişim Danışmanlık’ın 3 Siyasi Risk İzlekleri'nin son 29 Mayıs 2018 Ara Raporu’nda Suud-BAE’nin, giriştiği Rusya karşıtı hamlede başarısız oluşunun kaynağı olarak Türkiye’de Erdoğan iktidarını gördüğüne vurgu yapıldı. Küresel ölçekte varlık-gelirlerine göre en çok silah alım harcaması yapan ülkenin Suudi Arabistan olduğunun belirtildiği raporda yer alan çarpıcı ifadelerden bazıları şöyle: "Suud riskine dair hareketlilik önceki raporlamalarda ikaz edilmişti. Yanına bazı Körfez ülkelerini alan Suud'un Türk siyasi sistemi için ağırlık sırasıyla; risk, tehdit ve kuvvetle muhtemel tehlike teşkil ettirmesi, yakın dönem gelişmesindendir. Suud-Körfez, elindeki yüksek döviz likiditesini, döviz depolama ve türlü sahalara tahsis yeteneğini izlediği politik hedeflemeler için araç olarak kullanmaktadır. Suud-BAE, giriştiği Rusya karşıtı hamlede başarısız oluşu ve bunun kaynağı olarak Türkiye’de Erdoğan iktidarını görmektedir.”