Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)-ORGAN nakli bekleyen hasta listesinin gün geçtikçe uzadığına dikkat çeken Prof. Dr. K. Yalçın Polat, "Türkiye’de maalesef kadavradan organ bağışı sayısı oldukça az. Geçen yıl 2 bin 500 kişinin beyin ölümü bildirimi yapılmış ancak bunların sadece 500 tanesinden organ onayı alınabilmiş ve bu oran çok düşük. İnsanları bilinçlendirerek nakil sayılarını artırmalıyız” dedi.
Organ naklinin son dönem hastalara uygulanan bir tedavi olduğunu ve dünyada son 30 yıldır bununla ilgili yoğun çalışmalar yapıldığını söyleyen Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. K. Yalçın Polat, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası öncesi önemli açıklamalarda bulundu. En büyük problemin yeterli sayıda organı bulabilmek noktasında yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. K. Yalçın Polat, "Her geçen gün böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği olan hasta sayısı artıyor ancak bu talebe cevap verecek sayıda organ bağışımız yok” diye konuştu.
KADAVRA NAKİLLERİ YETERLİ OLMADIĞI İÇİN CANLIDAN DA NAKİL YAPILIYOR
Organ naklinin kadavradan yapıldığını ancak artık bu durumun yeterli olmadığı için canlıdan nakillerin de yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Polat, "Organ nakli hem canlıdan hem de kadavradan yapılabiliyor. Kadavradan olduğu zaman karaciğer için ikiye bölünüp biri çocuk hastaya diğerini de erişkin bir hastaya takabiliyoruz. Temelde canlı vericili veya kadavra vericili organ nakilleri diye iki gruba ayırabiliriz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de geçen yıl tüm branşlarda toplam 5 bine yakın organ nakli yapıldığını ve bunun 3 bin 500’ünü böbrek nakli olduğunu söyleyen Polat, “Bin 400’e yakın kısmına da karaciğer nakli yapılıyor. Diğerlerini de kalp, akciğer, kornea nakilleri diye sıralayabiliyoruz. Türkiye’de maalesef kadavradan organ bağışı sayısı oldukça az. Geçen yıl 2 bin 500 kişinin beyin ölümü bildirimi yapılmış ancak bunların sadece 500 tanesinden organ onayı alınabilmiş ve bu oran çok düşük. Nüfusumuza göre oranladığımızda ise bu oran 7, ancak batılı ülkelerde bu oran 25 ya da 30” dedi.
ORGAN BAĞIŞI EĞİTİMLERLE ARTIRILABİLİR
Organ bağışını artırmanın 1 günlük ya da 1 senelik bir durum olmadığını dile getiren Polat, “Bu ilkokuldan başlanarak yapılan eğitimlerle olabilir. Bu konuyu gündemde tutmak, bizlerin halkı aydınlatmak için yapacağı bilgilendirmelerle olabilir” ifadelerini kullandı.
EN ÇOK BÖBREK NAKLİ YAPILIYOR
Prof. Dr. Yalçın Polat, Türkiye’de ve dünyada en çok böbrek nakli yapıldığını, ikinci sırada da karaciğer naklinin geldiğini söyledi. Polat, “Türkiye’de 55 bine yakın diyalize giren hasta var ama yıllık yaptığımız organ nakli sayısı 3 bin 500, bu yüzden çok daha hastaya nakil yapmamız gerekecek. Yeterli organ olmadığı için bu nakilleri gerçekleştiremiyoruz. Karaciğer nakli için bekleme listesinde olan hasta sayısı 2 bin 400 ama bu reel düşünüldüğünde 10 ile 15 bin karaciğer sirozu olup nakil olması gereken hasta var Türkiye’de ve bunların bir kısmı kendilerinin farkında değiller. Böbrek hastalarını diyalizden dolayı tespit edebiliyoruz ama karaciğer nakli olması gereken hastalar bize ancak son dönemde ulaşabiliyorlar” dedi.
“KALP NAKLİNDE 3'ÜNCÜ SIRADAYIZ”
Türkiye’de kalp naklinin de yavaş yavaş oturmuş durumda olduğunu ifade eden Polat, “Böbrek ve karaciğer kadar yüksek değil belki ancak Türkiye’de artık 3’üncü sırada yapılan nakiller içerisinde kalp var. Sayı olarak az da olsa akciğer nakli gündeme geliyor” dedi.
“İNSANLARA YENİDEN HAYAT VERİYORSUNUZ”
Kadavradan olan nakiller için bir yaş sınırı olmadığını hatırlatan Polat, “Bir insan beyin ölümü olduktan sonra eğer organlarını bağışladıysa mutlaka o organların son durumunu değerlendirebiliyoruz. 80 yaşındaki bir hastadan alıp karaciğer taktığım hastalarım oldu. Ancak canlıda bir yaş sınırının olması gerekiyor. Hukuken canlı verici olmak için bir insanın 18 yaşın üzerinde olması gerekiyor. Üst yaş sınırı da 50-55 kabul ediliyor. İleri yaşlarda canlı vericili karaciğer nakillerinin başarı oranları düşük olabiliyor. Organ nakli siyah ve beyaz gibidir. Ölümün eşiğine gelmiş bir insana nakil yapıldığı zaman yeniden hayat vermiş oluyorsunuz. Bu elbette çok farklı bir boyut bizim ve hasta için” diye konuştu.
“Bir hastaya karaciğer nakli yapmadığımız zaman onun ön görülebilir yaşamı ne diye sorulduğunda bu hastaların yüzde 60 ile 70’i 1.5-2 yıl içerisinde kaybedilebilir” diyen Polat, “Nakil yapıldığı zaman ise kaybettiğimiz hasta oranı yüzde 10 ile 15 arasında oluyor. Dolayısıyla çok büyük bir popülasyona daha uzun bir yaşam beklentisi sağlamış oluyoruz” dedi.
TÜRKİYE’NİN EN ÇOK NAKİL YAPAN MERKEZLERİNDEN BİRİYİZ
Hastaların nakil merkezlerinde başarı, sayı, deneyim ve alt yapısına bakmaları gerektiğini dile getiren Polat, “Bunların hepsi merkezlerde ön plana çıkmalı. Biz Türkiye’nin en çok nakil yapan merkezlerinden birisiyiz. Son 5 yılda İstanbul’da her yıl en çok nakil yapan merkezlerden biri olduk. Tek başına ben geçen sene ekibimle beraber 160 karaciğer nakli yaptım. Bu Almanya’dan daha fazla. Bu yüzden nakil merkezlerinde deneyim oldukça önemli” diye konuştu.
Organ bağışının insandan insana verilebilen en güzel sadaka olduğunu söyleyen Prof. Dr. Polat “Organ bağışıyla biz birçok hayata dokunabiliyoruz. Organlarımız ölümden sonra toprak olacağına başkalarında hayat bulacak ve mutlu bir hayata başlangıç yapacaklar. Bir gün herkese organ nakli gerekebilir. O yüzden hayattayken organlarımızı bağışlayalım” dedi.