“Kök hücre bağışıyla yüzde 75 oranında başarı sağlanıyor”

Güncelleme Tarihi:

“Kök hücre bağışıyla yüzde 75 oranında başarı sağlanıyor”
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2018 15:49

“Kök hücre bağışıyla yüzde 75 oranında başarı sağlanıyor”

Haberin Devamı

İSTANBUL, (DHA)- MEDİPOL Mega Üniversite Hastanesi sağlık profesyonelleri, 1 Ekim Dünya Çocuk Günü kapsamında düzenledikleri etkinlik ile kemik iliği nakli bekleyen çocuklar için 'Kök Hücre Bağışı’na' dikkat çekti.

Gerçekleşen etkinlik sırasında konuşma yapan Çocuk Hematoloji ve Onkoloji bölüm başkanı Prof. Dr. Sema Anak, “Kan bankası vericileri sayesinde bulunan uygun kök hücre bağışıyla (kemik iliği) yaklaşık yüzde 75’lik başarı oranı sağlanıyor ve çocuk hastalar hayata dönüyor. Yapacağınız kök hücre bağışı alıcı için hayat, verici için ise denizden bir kova su vermektir” dedi.

“HER DÖNOR KAHRAMANDIR”

Gönüllü kök hücre bağışçısı olmanın gönüllü kan bağışçısı olmaktan çok da farklı olmadığının altını çizen Prof. Dr. Anak, “Her ikisinde de bağışçı kendinde bulunan ve alıcının hayatını kurtaracak hücrelerden az bir kısmını vererek işlemi gerçekleştiriyor. Verene hiçbir zararı yoktur, vücut en kısa sürede kaybı yerine koyar. Organ kaybı söz konusu değildir. Bu yapılan bağışla ise bir can kurtuluyor” diye konuştu.

“ÇOCUKLARIN BESLENMESİNDE DEMİR ÇOK ÖNEMLİ”

Kan hastalıklarının 2 ana grupta toplandığını belirten Prof. Dr. Anak, “Birinci grupta kan hücrelerinin değişik nedenlerle azaldığı veya fonksiyonlarının bozulduğu hastalıklar vardır. Bu hastalıkların bazıları, demir eksikliği anemisi gibi nispeten basit yöntemlerle tedavi edilen ancak sıklık ve etkinlik açısından çok önemli hastalıklardır. Bu hastalar kansızlıklarına bağlı solukluk, halsizlik, çabuk yorulma, konsantre olamama gibi bulgularla başvururlar. Okul çağı çocuklarında görülen bu hastalıklar başarıyı da olumsuz yönde etkiler. Çünkü okulda başarılı olmak ve dikkat eksikliği yaşamamak için demir çok önemli. Demir, bağışıklık sisteminde de rol oynuyor. Bu yüzden demirden zengin gıdalar çocuklarımızın beslenmesinde unutulmamalıdır. Talasemi (Akdeniz Anemisi)gibi hastalıklar ise kronik, sürekli tedavi gerektiren, iyileştirici tedavisi kemik iliği nakli olan hastalıklardır. Talasemi genetik bazlı, doğumsaldır ve bu hastalar çok daha küçük yaşlarda ve çok daha ağır anemilerle başvururlar, kan nakli gerektirirler” ifadelerini kullandı.

İkinci grupta ise lösemi, lenfoma gibi malin hastalıkların bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Anak, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu hastalıkların tanı ve tedavileri çok özellikli ve zordur. Bu grubun bulguları arasında solukluk, ateş-enfeksiyon, kanama, lenf bezelerinin büyümesi, şiddetli kemik ağrıları sıralanabilir. Daha başka belirtiler de olabilir. Bu belirtiler oluştuğunda vakit kaybetmeden bir hekime kontrole gidilmelidir. Çünkü erken teşhis ve tedavi hayat kurtarır.”

(FOTOĞRAF)

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!