Güncelleme Tarihi:
Sinem ERYILMAZ / İSTANBUL,(DHA) - GEÇTİĞİMİZ aylarda bankacılık ve finansal hizmetler şirketi Standard Chartered ile HSBC, kömür yakıtlı yeni enerji santralleri için finansman sağlamayacağını bildirmişti. İklim değişikliğine yönelik artan endişeler doğrultusunda alınan bu kararı değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Afet Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Proje Koordinasyon Uzmanı Serhat Yılmaz, "Kısa vadede çok fazla yaygınlaşmayacak olan bu uygulamanın somut faydaları ortaya çıktıkça diğer finans kaynakları da bu yönelimi benimsemek zorunda kalacaktır" dedi.
İklim değişikliğine yönelik artan endişeler şirketleri harekete geçirdi. Bu anlamda nisanda HSBC, geçtiğimiz ay da Standard Chartered, kirlilik yaratan fosil yakıtlara dayalı enerji santrallerinin kuruluşuna mali destek vermeyi durduracağını duyurmuştu.
Bu kararın önemli bir mesaj taşıdığını ifade eden İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Afet Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Proje Koordinasyon Uzmanı Serhat Yılmaz, "16. yüzyılda başlayarak dünyada hızlı bir yayılım gösteren sanayi devrimi iklim sorununun çok daha fazla büyümesine ve böyle devam ederse de geleceğin dünyasının nasıl yaşanılmaz bir yer olacağını deneyimlememizi sağladı. Çünkü günümüzde gerçekleştirdiğimiz hemen hemen her faaliyette gerekli olan enerji ihtiyacının çok büyük bir bölümünü kömür ve türevleri ile petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlardan elde ediyoruz. Fosil yakıtları enerjiye dönüştürürken de atmosferin yoğun bir sera gazına maruz kalmasına, çevre (hava, su, toprak) kirliliğine, aşırı hava olaylarına neden oluyoruz" dedi.
ÖNLEM ALINIYOR AMA HALÂ KAYGILAR VAR
"Doğaya verdiğimiz tüm bu zararların temelinde her geçen yıl daha fazla kalabalıklaşan kentlerin ve artan nüfusun daha fazla tüketmesini ve bu tüketimi karşılayacak daha fazla üretimin sağlanması yer almaktadır" diyerek sözlerine devam eden Serhat Yılmaz şunları belirtti:
"1972 Stockholm Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’ndan beri çözüm önerileri geliştiren ama bir türlü uygulanamayan kararları düşündüğümüzde Standard Chartered ve HSBC’nin aldığı bu karar mihenk taşı olabilir. Yani finans sektörü ilk defa somut bir adım atarak bu sistemin bu şekilde bir sürdürülebilirliğinin olmadığını anladığını göstermektedir. Her ne kadar diğer fosil yakıtlar için benzer adımların atılmaması hala bir sorun teşkil etse de atılan bu ilk adımın taşıdığı mesaj önemlidir. Tabi burada sanayi devrimi sonrası enerji üretmek için yoğun bir şekilde kullanmaya başladığımız kömürü üç yüz yıl sonra terk etmeye başlıyor olmamız, yani tamamen terk edemediğimiz gibi halâ diğer fosil yakıtları yoğun kullanmamız ve yenilenebilir enerji kaynaklarından hala çok düşük düzeyde yararlanmamız geleceğe yönelik kaygılarımızı devam ettirmektedir."
SEKTÖRLERİN KADERİNİ İNSANLIĞIN GELECEĞİ BELİRLEYECEK
Gönüllülük esasıyla alınan bu karar hakkında kendi duyarlılıkları ve geleceğe yönelik taşıdıkları kaygıları Paris Anlaşmasına atıfta bulunarak bildiren bir açıklamaları olduğunu ifade eden Yılmaz, "Öncelikli olarak kömürün seçilmesinde halen yaygın olarak enerji üretiminde kullanılması, atmosfere salınan sera gazlarının büyük bir bölümünü oluşturması, petrol için günümüzde böyle bir kararın halen alınamayacak olmasının belirleyici olduğu kanaatindeyim" dedi.
"Günümüzde kullandığımız fosil yakıt kullanım yoğunluğunun devam etmesi halinde gelecekte çok daha ileri seviyelere ulaşacak olan çevre kirliliği, aşırı hava koşulları, habitatların yok olması, çölleşme, kıtlık ve büyük kitlesel göçler çok farklı bilimsel araştırmalarda öngörülmektedir" ifadelerini kullanan Yılmaz, "Böylesi kaygıların olduğu bir ortamda insanlığın geleceğinin tüm sektörlerin gelecekteki varlığını belirleyecek olması da önemli bir etkendir. Yani sürdürülebilir bir kalkınmanın önündeki engellerin kaldırılması gerekliliğinin bir getirisidir bu karar. Sürdürülebilir bir kalkınma için ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere üç farklı alanda sürdürülebilirliği sağlamak gerekir. Yani kömüre sağlanan finansmandan vazgeçilmesi ise bu üç aşamaya katkı sağlamaktadır" şeklinde açıklamada bulundu.
DİĞER ŞİRKETLERE ÖRNEK OLUŞTURACAK MI?
Bu kararın diğer şirketlere örnek oluşturup oluşturmayacağı konusuna da açıklık getiren Yılmaz, "Bu durumun oluşmasında iki önemli unsur belirleyici olacaktır. Birinci olarak kısa vadede çok fazla yaygınlaşmayacak olan bu uygulamanın somut faydaları ortaya çıktıkça diğer finans kaynakları da bu yönelimi benimsemek zorunda kalacaktır. Daha açık ifade etmek gerekirse insanlığın ortak sorunu için sorumluluk üstlenen bir kurumun itibarına ve imajına sağlayacağı katkıların haricinde kaynaklarını daha fazla gelecek vaat eden sürdürülebilir sistemlere yatırması önemli ekonomik kazanımlar sağlayacaktır" diye konuştu.
PAZARDA AVANTAJ OLUŞTURACAK
Standard Chartered'ın yaptığı açıklamada 'alternatif enerji kaynaklarının dinamizmine ve artan satın alınabilirliği'ne yer verdiğini anımsatan Yılmaz, "Bu kurumlar kömürden finansman desteğini çekerek bu kaynağını yenilenebilir enerji alanına ayırması fosil yakıtlara göre çok daha gelişime açık olan bir pazarda birçok avantaj sağlayacaktır. Bu durumda sağlayacağı somut faydaların görülmesi sektörden daha fazla kurumu benzer çalışmalara teşvik edecektir" dedi.
"FARKINDALIK OLUŞTURULARAK BENZER YÖNELİMLER GERÇEKLEŞECEKTİR"
"İkinci olarak da küresel iklim değişikliğine yönelik kamuoyunda farkındalıkların artmasına sağlayacağı katkılar ile bu alanda duyarlı kurum ve ürünlerin tercihinin getireceği taleplere cevap verme ihtiyacı ile benzer yönelimler gerçekleşecektir" diyerek açıklamalarına devam eden Yılmaz şöyle konuştu:
"İki unsurda da dikkat edilmesi gereken kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede gerçekleşeceğini belirtiyoruz. Bu sürenin kısalması için tabi diğer belirleyici değişkenleri de harekete geçirmek gerekir. Ülke yönetimleri, özel sektörler, üniversiteler, medya ve bireyler bu değişkenlerden bazılarıdır. Mesela medya iklim değişikliği neden ve sonuçlarına yönelik kamuoyu oluşturmada etkin bir güçtür. Bu alanda yapacağı çalışmalar ile toplumun daha hızlı ve doğru bilgilenmesini sağlayabilir."
"BU KARARLARIN ALINMADIĞI ÜLKELERDE ÖNEMLİ SORUNLARLA KARŞILAŞILACAK"
Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik önemli yatırımların gerçekleştirildiğini hatırlatan Yılmaz, Türkiye gibi hızlı gelişim potansiyeline sahip ülkelerin benzer kararları uygulamada avantaj ve dezavantajların olduğunu dile getirerek, "Yoğun bir ağır sanayiye sahip olmaması bu alanda yapacağı yeni yatırımlarda çevreye duyarlı teknolojileri tercih edebilme fırsatı olması ve mevcut teknolojisini değiştirecek ekonomik yükümlülükleri bulunmaması avantaj olarak değerlendirilebilir. Ancak ekonomik olarak küresel rekabet ortamına güçlü bir katılım gösteremeyecek olması, gelişimi için gerekli olan enerji ihtiyacı için ağırlığını zengin kömür rezervlerini kullanıma yöneltmesi ve fosil yakıt temelli teknolojileri ekonomik kabul etme ihtimali dezavantaj olarak değerlendirilebilir. Ancak gelecekte bu tür kararların alınmadığı ülkeler önemli sorunlarla karşılaşacaktır. Bu nedenle Türkiye’nin gelecekte bu kararları alacağını yenilenebilir enerji kaynaklarına yaptığı mevcut yatırımlarla görebiliriz" şeklinde açıklamada bulundu.
(İSTANBUL-DHA)