Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)- Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2016'da aşırı alkol tüketiminden dolayı çoğunluğu erkek olmak üzere dünya genelinde 3 milyondan fazla insanın yaşamını yitirdiğini duyurdu. Örgütün raporuna göre, dünyada 2,3 milyar insan alkol tüketiyor, 237 milyon erkek ve 46 milyon kadın ise alkol bağımlısı.
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Oya Mortan Sevi, genetik faktörlerin, alkolün beyin üzerinde yarattığı keyif ve ödül duygularının, kişinin alkolden beklentilerinin, kendini baskılamada zorluk gibi bazı kişilik özelliklerinin, stres, medya etkisi gibi pek çok faktörün, bağımlılığa giden yolda önemli etkenler olduğunu söyledi.
Sevi, “Alkolizmi olan bireyler tarafından büyütülen çocukların çok erken dönemlerde kendini suçlama, çaresizlik, kaygı, depresyon, alt ıslatma sorunları yaşayabilir. Bu çocuklar işlevsel sorun çözme becerileri geliştirmekte zorlanırlar, ileride alkol ya da başka bağımlılıklar geliştirmeye de iyi birer aday olurlar. Karşı cinsle ilişkilerinde de bağımlılığı ya da psikolojik sorunları olan bireyleri seçme, yani aynı senaryoyu tekrarlama olasılıkları yüksektir” dedi.
ALKOLE EN SIK BAŞVURMA SEBEBİ ‘SOSYAL NEDENLER’
Araştırmalar erkeklere oranla kadınların daha az alkol tükettiğini gösterse de, son yıllarda kadınlarda da alkol kullanım oranının giderek arttığını söyleyen BAU Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Oya Mortan Sevi, “Kadınların alkol nedeniyle tedavi başvurularının erkeklere kıyasla daha az olduğunu biliyoruz, ancak bu durum tüketimlerinin daha az olduğunu kanıtlamıyor. Kadın örneklemi içeren çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Daha önceki çalışmalar alkolden beklentilerin cinsiyetler açısından farklılık gösterdiğini işaret etse de, aslında son yıllarda her iki cinsiyetin de sosyal nedenlerle alkole daha sık başvurduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.
Alkolizmin hem kısa süreli hem de uzun süreli pek çok olumsuz etkisi olduğuna değinen Sevi, “Alkol, aile hayatını, iş hayatını, sosyal yaşamı ve cinsel yaşamı bozar. Bireyin öfkesi artar, saldırgan davranışlar sergileyebilir, sıklıkla moral bozukluğu, intihar düşünceleri ve kendine zarar verme davranışları olabilir. Alkol kullanımına bağlı pek çok ruhsal ve fiziksel rahatsızlık gelişebilir” ifadelerini kullandı.
“BAĞIMLILIK ÇOCUKLARIMIZIN YETİŞTİRİLME TARZINA OLUMSUZ YANSIYABİLİR”
Alkol bağımlılığı olan bireyin aile sorumluluklarını sıklıkla ihmal ettiğini, fiziksel ya da cinsel şiddete başvurabildiğini belirten BAU Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Oya Mortan Sevi, “Alkolizmi olan bireylerin eşlerinin de ruh sağlığı tehdit altındadır, sürekli bu durumla baş etmeye çalışmak psikolojik sorunlar yaratabilir. Ayrıca bu koşullarda eşlerde de alkol tüketiminin daha fazla olduğunu ve alkolizm gelişebildiğini görmekteyiz. Tüm bunlar anne ve babanın çocuk yetiştirme tarzına yansıyacaktır. Çocuk yetiştirmede en önemli faktör ebeveynlerin aynı, tutarlı ve kararlı şekilde davranabilmeleridir. Oysaki ebeveynlerden birinin sürekli alkol kullanıyor olması durumunda ebeveynler arasında iyi bir iletişimin sürdürülmesi dahi zordur” diye konuştu.
Anne ve babanın ruhsal durumunun çocukları doğrudan etkilediğini vurgulayan Dr. Sevi, “Çocuklar hem ruhsal olarak sağlıklı olmayan bir ebeveyn ile hem de olasılıkla çatışmalı bir ev ortamında büyüyeceklerdir. Alkolizmi olan bir annenin bebeğinde fiziksel ve nörogelişimsel sorunların oluşma riski daha fazladır. Ayrıca bebeğin ihmal edilme, psikolojik olarak ihtiyaç duyduğu aidiyet, güven, süreklilik mesajlarını alamama olasılığı yüksektir. Dolayısıyla güvenli bir bağlanma stili geliştirebilmesi de güç olacaktır. Bu saydıklarımın hepsi bir çocuk için travmadır” dedi.
(FOTOĞRAF)