Güncelleme Tarihi:
Selin GÜRSEL / İSTANBUL, (DHA)-SABAH saatlerinde Marmara’da meydana gelen 4 büyüklüğündeki deprem hakkında konuşan Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Tunç, “Bu depremin beklenen büyük İstanbul depremi ile bir bağlantısı olduğunu düşünmüyorum. Ama insanlar endişe etmekte haklı. Ülkemizde yönetmelikler var fakat yapı ve kontrol sistemi sağlıklı işlemiyor“ dedi.
Sabah saat 05.36 sıralarında Marmara'da deprem meydana geldi.Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün verilerine göre merkez üssü Yalova'nın Çınarcık ilçesi olan ama İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Sakarya'da da hissedilen deprem 4 büyüklüğünde ölçüldü.
Bu deprem ile beklenen büyük İstanbul depremini ilişkilendirmenin doğru olmayacağını ifade eden Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Tunç, “Bu iki depremin bir bağlantısı olduğunu düşünmüyorum. Fay hatlarını incelediğimizde bu Çınarcık fay hattına yakın bir yerde oluştu ve Kuzey Anadolu fay hattından biraz daha uzakta kaldı” diye konuştu.
1997’DEN SONRA YAPILAN BİNALAR DAHA SAĞLAM
İnsanların endişesinin çok normal olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Tunç, “Evlerinin olduğu yerlerin sağlam olduğunu biliyorlar, hiçbir şekilde zarar gelsin istemiyorlar. Beklentileri de güvende olmak. Ama depremlerin en büyük gerçeği ise tahmin edilemez bir doğa olayı olmasıdır. Yapılan çalışmalar, olabileceğini düşündüğümüz yerler hakkında bize sadece fikir verir. Bizim ülkemizde depremler daha yüzeye yakın olduğu için etkileri biraz daha fazla oluyor. Ama özellikle 1997 yılından sonra yapılan binalar depreme çok daha dayanıklı” dedi.
“DEPREM DOĞRUYU YANLIŞTAN AYIRACAK”
Türkiye’de depremden korunma ile ilgili planların düzgün yapıldığını ancak uygulama kısmında sıkıntılar çıktığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Tunç, konuşmasını şöyle bitirdi:
“Binaların ömrünün 50 yıl olduğu kabul edilerek ona göre tasarım yapılır. Bu durum 50 yılı dolduran binalar yıkılmalı anlamına gelmiyor ama bunların incelenmesi ve ihtiyaca göre güçlendirilme çalışmalarının yapılması lazım. Fay hattına yakın yerlerdeki yapılaşma nispeten risklidir. Burada etkinin fazla olacağı düşüncesiyle biz tasarımı bir parametreye dahil ederek yapabiliyoruz. Bu yönde sıkıntımız yok. Bu konudaki yönetmeliğimiz fena değil, inşaat mühendisleri konuyu anlıyor fakat iş yapıma gelince kalite kontrolün yapılamayışı ve var olan sistemin sağlıklı işlemeyişi bütün bu soruları akla getiriyor. Dolayısıyla herkes endişe etmeye başlıyor. Kalite kontrolün yapılmadığı binalar hangileri diye sorsanız buna hemen kolayca cevap verilemez. İstemesek de deprem doğruyu yanlıştan ayıracak. Yönetmelikler var fakat yapı ve kontrol sistemi sağlıklı işlemiyor.”