Güncelleme Tarihi:
İstanbul, 6 Haziran (DHA) – Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD) Sermaye Piyasası Çalışma Grubu’nun Yıllık Rapor’una göre Türkiye, kurumsal yatırımcıları koruyucu ilkelerde "göreceli olarak zayıf" durumda.
TKYD Sermaye Piyasası Çalışma Grubu’nun, Türkiye ile dünyada kurumsal yönetim alanındaki gelişmeleri, sermaye piyasaları mevzuatı bakış açısıyla değerlendirdiği Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Corporate Governance Factbook 2017 raporu ile AB resmi gazetesinde yayımlanan ve uzun dönemli pay sahipliğinin özendirilmesini hedefleyen 2017/828 Direktifi’ni baz alarak değerlendirmelerde bulunulan Yıllık Rapor’una göre, Türkiye’nin bazı konularda uluslararası iyi uygulamalara sahip olduğu vurgulanırken; kurumsal yatırımcılarla ilgili olarak yatırımcıları koruyucu ilkeler konusu gibi bazı alanlarda da Türkiye’nin, “göreceli olarak zayıf” olduğu belirtildi.
Toplantıda açılış konuşmalarını TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır ve Nestor Advisors Yönetici Ortağı, OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri Eski Çalışma Grubu Başkanı ve Türkiye Rapor Çerçevesi Proje Lideri Stilpon Nestor yaptı.
Yaptığı açılış konuşmasında dünyanın bir “dalgalanma dönemi”nde olduğunu söyleyen TKYD Başkanı Ali Pandır, “Bu dalgalanma dönemi, bizleri iş yapmaya devam etmek için kurumsal açıdan dayanıklı olmayı zorunlu kılıyor. Kurumsal yönetim mekanizmaları bu amaçla şirketlerde yaygınlaşmalı. Mevzuatlarımız da ihtiyaç duyduğumuz bu mekanizmaları ve yeni trendleri destekliyor olmalı. Yenilikleri ve uluslararası benchmarkları takip etmek oldukça kritik” dedi ve ekledi: “Sermaye Piyasası Çalışma Grubumuzun yakın dönemde öncelikli konularından birisi, kurumsal yatırımlarda kurumsal yönetime dikkat edilmesi konusunda farkındalık yaratmaya çalışmak olacak.”
Nestor Advisors Yönetici Ortağı, OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri Eski Çalışma Grubu Başkanı ve Türkiye Rapor Çerçevesi Proje Lideri Stilpon Nestor ise, kurumsal yönetimde normların giderek birbirine yaklaştığını ve standart hale geldiğini belirterek, “İnsanlar giderek kurumsal yönetim ile ilgili aynı şeylerden söz ediyorlar. Kurumsal yönetim OECD prensipleri olmasına rağmen, G20 ülkelerinin dışına çıkmaya ve Çin gibi ülkeleri de içine almaya başladı” dedi. Kurumsal yönetim ilkelerinin uygulama zorunluluğunun bulunmadığını, ancak uygulamama nedenini açıklama durumunda kalınmaya başlandığını söyleyen Nestor, kurumsal yönetim ilkelerinin bankacılık sektöründe yayılmaya başladığına dikkat çekti. Nestor, kurumsal yönetimin grup şirketleri ile iştiraklerini de yakından ilgilendirdiğini de belirtti.
Uluslararası alanda kurumsal yönetim uygulamaları konusunda en nesnel ve yaygın değerlendirmeleri içeren OECD çalışması dikkate alındığında, Türkiye’nin “uygula veya açıkla” esasına dayalı genel tercihten farklı bir noktada olduğu belirtildi. Raporda “Genel olarak ilişkili taraf işlem süreçleri, kontrol değişikliği durumunda çağrı eşiği, kurumsal yatırımcıların oy verme politikaları, bağımsız yönetim kurulu üyelerinin belirlenme süreçleri, yöneticilere sağlanan menfaatlerin belirli prensiplerle kamuya açıklanması, ortaklıkların pay sahipliği bilgisine erişiminin kolaylaştırılması, aracı kuruluşların pay sahipliği haklarının kullanılmasındaki etkinliğinin artırılması gibi önemli konularda, Türkiye ile uluslararası iyi uygulamalar arasında farklar olduğu görülmektedir” denildi. Kurumsal yatırımcılarla ilgili olarak yapılan değerlendirme konusunda ise şöyle denildi, “oy verme politikaları, kullanılan oyların ve menfaat çatışmalarının açıklanması gibi konularda, Türkiye, ortalama koruyucu çizginin altında yer almıştır.”
Sermaye Piyasaları Çalışma Grubu’nun, geçen yılın sonunda düzenlediği “Yönetim Kurulları ile İlgili Yaşanan Sorunlar: Yönetim Kurulu’nun Oluşumu, Nitelikleri ve Mali Hakları” başlıklı forumdan çıkan sonuçlara da değinilen raporda, şöyle denildi:
“Güncel kurumsal yönetim başlıkları hakkında yapılan değerlendirme ve tartışmalar, özellikle icracı- icracı olmayan yönetim kurulu üyesi kavramının farklı şekillerde algılandığı, bu konuda daha belirgin ve genel hükümlerle bağlantılı tanımlar yapılması gerektiği, yönetim kurulu üyelerinin finansal haklarının belirlenmesinde uygulamada duraksamalar yaşandığı, hem finansal hakların belirlenmesi hem de yöneticiler arasında ayırım yapılabilmesinin nesnel ölçütlerinin somutlaştırılması gerektiği gibi değerlendirmelerde bulunulmuştur.”
Rapor lansmanının ardından, “Kurumsal Yönetimde Son Gelişmeler ve Uluslararası Uygulamalar Paneli” de düzenlendi. Moderatörlüğünü TKYD Sermaye Piyasası Çalışma Grubu Başkanı ve İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Yatırımcı İlişkileri Müdürü Ozan Altan’ın yaptığı panele, Anadolu Sigorta Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Demirbaş, TKYD Akademik Kurul ve Sermaye Piyasası Çalışma Grubu Üyesi ve Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağlar Manavgat ile TKYD Sermaye Piyasası Çalışma Grubu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi ve Ümit Yayla Avukatlık Bürosu Yönetici Ortağı Av. Ümit Yayla katıldı. (Fotoğraflı)