"Kötü huylu tümörlerde yüzde 85 başarı sağlıyor"

Buse ÖZEL / Özgür KUMANOVALI / Hüseyin ÇAKMAK - İSTANBUL, (DHA) BEYİN tümörleri ve bazı beyin hastalıklarında kullanılan gamma knife tedavi yöntemi 31 Mart Cumartesi günü İstanbul'da sempozyumda tartışıldı. Acıbadem Sağlık Grubu'nun bu yıl 3'üncüsünü düzenlediği Acıbadem Gamma Knife Sempozyumu'nun açılışını, Türkiye'yi bu tedavi yöntemiyle ilk kez tanıştıran beyin ve sinir cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Necmettin Pamir yaptı. Uluslararası katılımlı sempozyuma dünyaca ünlü klinik, Cleveland Clinic'ten Prof. Dr. Lilyana Angelov da katıldı. Sempozyumun konuşmacılarından Prof. Dr. Koray Özduman Gamma Knife yönteminin beyne sıçramış kanserlerin tedavisinde de çok önemli bir yeri olduğunu söyledi.

Türkiye'yi bu teknolojiyle ilk kez 1997 yılında tanıştıran ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde kullanılmasına öncülük eden Prof. Dr. Necmettin Pamir, Türkiye'de binlerce hastanın bu süreçte tedavi olduğunu söyledi. Türkiye'nin bilim dünyasına katkısının yüzde 65'ini tıp bilimlerinin oluşturduğunu ve tıp bilimleri içinde de en çok katkıda bulunan 3'üncü bilim dalının nörolojik bilimler olduğunu belirtti ve "Nöroşirurji Türkiye'nin yüzünü ak çıkaran bir bilim dalı. Uygulamalara da baktığınız zaman Batı'daki gelişmiş merkezlerden hiç de aşağıda kalmayan uygulamalar yapılabilmektedir" dedi.

"ENFEKSİYON RİSKİNİ ORTADAN KALDIRIYOR ANCAK UYGUN ŞEKİLDE KULLANILMALI"

Gamma knife tedavisi ile kafatasının cerrahi olarak açılmasına gerek olmadığı için hastalara büyük bir avantaj sağladığını belirten Prof. Dr. Pamir, "Bu yöntem ile kafatası açılmadığı için enfeksiyon riski yok, kanama riski yok, hastanede yatış süresi az. Dolayısıyla maliyeti de az. Bunların hepsi birer avantaj. Ancak gamma knife tedavisi her şey değildir. Gamma knife beyin cerrahisinin elindeki sadece bir yöntemdir. Uygun hastalarda, uygun şekilde yapılırsa hastalara yarar sağlıyor" dedi.

BİRÇOK ALANDA KULLANILIYOR

Bu tedavi yönteminin kullanım alanlarına da değinen Prof. Dr. Pamir, "Kanserler bildiğiniz gibi yayılırlar ve beyine de atlarlar. Buna metastatik tümörler denir. İşte bu beyne atlayan tümörlerin ortadan kaldırılmasında kullanılabilir. Ayrıca bazı selim tümörlerde kullanılabilir. Örneğin kulak sinirinden çıkan tümörler vardır, beyin zarlarından çıkan tümörler vardır. Bunlar iyi huylu tümörlerdir ve küçükken yakalanırsa bu yöntemle büyümesi engellenebilir. Üçüncüsü ameliyat edilmiş bazı hastalarda bir takım kalıntılar olabilir. Yani ameliyatlarda çıkartılamayabilir tümü. Bu kalıntıların ileride büyümemesi ve hastanın başına dert açmaması için yakılmasında kullanılabilir. Sonuncusu da doğumsal damar anomalileri vardır ve tedavi edilmediklerinde kanarlar. Bu damar anomalilerinde kullanılırsa damarın iç yüzeyindeki hücreler çoğalırlar ve damarı tıkarlar. Tıkarsa da bu damar anomalisi ortadan kalkabilir. Dolayısıyla bu yöntemde kullanılabilir. Buradaki ana prensip çeşitli kaynaklarda çıkan ışınların bir noktada birleştirilmesidir. O noktada yüksek bir enerji elde edilir. Bu nokta ile hastanın, hastalıklı dokusu üst üste getirilirse o nokta yakılır.

"İNATÇI VE KÖTÜ HUYLU TÜMÖRLERDE BİLE İYİ BİR TEDAVİ UYGULAYABİLİYORUZ"

Gamma knife tedavisinin iyi huylu tümörlerde olduğu kadar kötü huylu tümörlerde de etkili olduğunu söyleyen ve sempozyuma katılmak için Türkiye'ye gelen Cleveland Clinic'ten Prof. Dr. LilyanaAngelov tedavi ile ilgili şunları söyledi: "Gamma knife kötü huylu tümörler üzerinde de etkili. Özellikle de metastaz yapmış tümörler üzerinde. Gamma knife tedavisi ile yüzde 85 kontrol sağlama oranımız var. Yani malign denilen kötü huylu tümörlerin kontrolünde çok başarılı. Hatta melanom, böbrek kanseri gibi çok inatçı, kötücül ve normal radyasyon tedavisine cevap vermeyen hastalarda bile iyi bir tedavi sağlıyor."

"İYİ HUYLU TÜMÖRLERİN TEDAVİSİNDE YÜZDE 95 BAŞARI SAĞLANABİLİYOR"

İyi huylu tümörlerde ise kötü huylu tümörlerden çok daha iyi cevaplar aldıklarını belirten Prof. Dr. Angelov, "İyi huylu tümörlerde kontrol seviyemiz yüzde 95 ile yüzde 97 arasında. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, iyi huylu tümörlerde gamma knife tedavisi 10 yıllık izleme sonuçlarına göre yüzde 97 kontrol edilebiliyor. Çok başarılı bir oran." dedi.

Tedaviye ek olarak yeni teknolojik gelişmelerin ve cihazların olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Angelov, standart tedaviye ek olarak uygulandığını ve bunların tedavide esneklik sağladığını belirtti ve şunları söyledi: "Daha büyük tümörler, farklı problemler tedavi edilebiliyor. Ayrıca yeri tam olarak işaretlenemeyen tümörler için maske uygulaması yapılıyor ve birden fazla gün bu tedaviyi uygulayabiliyoruz. Normalde 'Yapılacak bir şeyin olmadığını' söylediğimiz hastalara artık bu tedavileri uygulayabiliyoruz. Ya da tüm beyin radyasyon tedavisi önerebiliyoruz ancak o yöntem de sağlıklı dokulara da zarar verebiliyor."

"TÜRKİYE BATI ÜLKELERİ İLE AYNI STANDARTLARDA TEDAVİ UYGULUYOR"

Prof. Dr. Angelov, son olarak böyle bir sempozyumun çok başarılı olduğunu ve Türkiye'deki doktorların çok üst standartlarda işlemler uyguladığını, Batı ülkeleri ile aynı standartlarda tedaviler uyguladıklarını belirtti.

"METASTAZ YAPMIŞ TÜMÖRLER TEDAVİ EDİLEBİLİYOR"

Tedavinin öncelikli kullanım alanının tümörler olduğunu ancak başka hastalıklar içinde kullanılabildiğini belirten Acıbadem Üniversitesi beyin ve sinir cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Koray Özduman sözlerine şöyle devam etti: "Sık görülen akciğer kanseri, meme kanseri gibi vücudun diğer yerlerine ait olan başka kanserlerin beyne sıçraması durumu olan metastazlarda çok önemli bir kullanım yeri var. Ama sadece burada değil. İyi huylu, yavaş büyüyen, genişleyerek büyüyen meningiomalar gibi, schwannoma gibi beyin zarı tümörlerinin, işitme ve denge siniri tümörlerinin tedavisinde çok efektif bir tedavi yöntemi. Ayrıca beyindeki damar yumaklarının tedavisinde, yüz ağrısı sendromu olarak bilinen trigeminal nevralji tedavisinde, bazı fonksiyonel beyin hastalıklarının tedavisinde de kullanılabiliyor. Hatta bazı göz içi bozukluklarının tedavisi için bile kullanılması söz konusu."

Gamma knife tedavisinin bir avantajının da normal beyin dokusuna daha az zarar verdiğini belirten Prof. Dr. Özduman, "Beyinde en sık görülen tümör aslında vücudun başka yerlerinden atlamış tümörler değil beynin kendisinden kaynaklanan tümörlerdi. Bunun nedeni de beyne atlamış olan tümörlerin büyük bir kısmını tedavi edemiyor olmamızdı ve tedavi etmek için imkanlarımızın kısıtlı olmasıydı. Bu imkanları genişleterek özellikle kanser hastalarında hastalığın gidişatına çok olumlu yönde etkileri olacağını düşünüyoruz" dedi.

(FOTOĞRAFLI - GÖRÜNTÜLÜ)