Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA) İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi tarafından 2. Biyoteknoloji Sempozyumu düzenlendi. Sempozyumda kök hücre, yapay organ, yapay kan gibi konular ele alındı.
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Topal Sarıkaya "Sempozyumda son yılların en popüler sağlık konularından bir tanesi olan kök hücre ve kök hücreden başlayarak organa doğru giden yolculuğun hikayesi konuşuldu" dedi.
KÖK HÜCRENİN YENİLENME KAPASİTESİ ÇOK YÜKSEK
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunç Akkoç da kök hücreyi astım hastalığında tedavi edici olarak kullanmayı hedeflediklerini belirterek şunları söyledi:
"Kök hücrenin yenileme kapasitesi çok yüksek. O yüzden birçok farklı hastalık modelinde yani sistemik hastalıklarda, oto immün hastalıklarda, doku hasarlarında bunlar kullanılabiliyor. Bu alanda yapılan çalışmaların sonuçları tartışıldı burada. Özellikle laboratuvar çalışmaların sonuçları tartışıldı ki doku yenilenmesi en önemlilerinden bir tanesi. Mesela, karaciğer hasarında karaciğer kendi kendini yenileyebilen bir organ. Prometheus'un karaciğerini yiyen kartalı düşünün. İşte o nasıl karaciğer her yendikten sonra yeniliyorsa kendisini bu da aynı şey aslında. Bizim de vücudumuzun her noktasında kök hücreler var ve bunların hepsi yenilenebilir hücreler. Biz bunları farklı yerlerden alıp tekrar insana verdiğimiz zaman orada yenilenme kapasitesini arttırılabiliyor. Bir de bunun diğer tarafında organ mühendisliği var. Yapay organ yapabilir miyiz? Dışarıda biz acaba yeni bir akciğer oluşturabilir miyiz? Kalp oluşturabilir miyiz? Bu da soru işareti. Eğer olursa, bir insandan aldığınız akciğeri tamamen yok ederseniz ve hastanın kendi kök hücresini koyarsanız ona ait bir akciğer elde etmiş oluyorsunuz. Bunun transplantasyonu KOAH hastalarında, astım hastalarında çok etkili olabilecek.
Kök hücrenin göz hastalıklarında, artritte, osteoporozda kullanımları var. Bizim özellikle yapmak istediğimiz şey ise astım tedavisinde kullanabilir miyiz? Biz bunu kısmen gösterdik. Şu an tabii bunu söylemek spekülatif olur. Astıma çare bulduk demek çok zor. O yüzden çok dikkat etmeye çalışıyorum."
"KÖK HÜCRE HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR ÇOK FAZLA"
Sempozyumda kök hücre ile ilgili son yapılan çalışmaları da anlatan Prof. Dr. Akkoç, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu sempozyumda özellikle kök hücre ve uygulama alanları hakkında konuşuldu. Bu önemli çünkü kök hücre uygulamaları hakkında doğru ya da yanlış bilinen o kadar çok şey var ki. Bir de bu alanda çalışmak isteyen çok öğrenci var. Bu öğrenciler hangi alana gidecekler? Ne çalışacaklar? Ne beklentileri var kök hücreden? Onları bir parça öğrendiler. Dünyada bu uygulamalarla ilgili birçok klinik çalışma yapılıyor. Deneysel çalışma yapılıyor.
Kök hücre alanında bugün güzel konuşmalar yapıldı. Özellikle benim alanında konuştuğum konu kök hücre uygulama alanları. Dünyada ve Türkiye'de özellikle doğru ya da yanlış bilinen o kadar çok şey var ki. Hastaları çok iyi bilgilendirmek lazım çünkü hastaların beklentileri çok fazla ve bu toplantılara katılıyorlar. Hocalar ile tanışmak için katılıyorlar. Tedavi yaklaşımlarını öğrenmek için katılıyorlar. Burada öğrenci açısından, yüksek lisans ve doktora yapan öğrenciler özellikle akademik kariyere yönelmiş öğrenciler için de bir ön bilgi oldu. Hangi hastalıklarda kullanılabiliyor? Laboratuvar çalışmaları nedir? Laboratuvardan eczane rafına nasıl geçer bu kök hücre? Oradan nasıl tekrar kliniğe geçer kök hücre? Bununla ilgili çeşitli bilgiler var."
(FOTOĞRAFLI)