Kılıçdaroğlu: Belediye başkanlarımız onlarınki gibi değil

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2017 16:30

Kılıçdaroğlu: Belediye başkanlarımız onlarınki gibi değil

Haberin Devamı

Yüksel KOÇ - Harun UYANIK - Özgür Deniz KAYA / İSTANBUL, (DHA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Battal İlgezdi'nin İçişleri Bakanlığı tarafından Ataşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılması nedeniyle bugün Ataşehir'e gelerek belediye binasında vatandaşlara seslendi. Kılıçdaroğlu, "Az önce içeride medya mensuplarına başkanımızla ilgili yapılan işlemin ne kadar gayri meşru olduğunu bütün delilleriyle ortaya koyduk. Beraat eden dava dolayısıyla veya takipsizlik verilen davalar dolayısıyla açığa alıyorsunuz belediye başkanımızı. Açığa alıyorlar ve sözde gözdağı veriyorlar. Onlara sesleniyorum; biz sizin bildiğiniz parti değiliz, biz masa başında kurulan bir parti değiliz. Biz hakkı ve hukuku savunan bir partiyiz. Biz Türkiye'nin birleştirici gücüyüz. Biz doğuyu batıyı, güneyi kuzeyi hiçbir ayrım yapmadan kucaklayan bir partiyiz. Biz Kuvay-ı Milliye ruhunu dokularında taşıyan bir partiyiz. Biz sizin gibi masa başında kurulan bir parti değiliz. Siz bütün gücünüzle bile gelseniz üstümüze bir tırnağımızı bile sökemezsiniz" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün öğle saatlerinde Ataşehir Belediyesi'ne gelerek, dün görevden uzaklaştırılan Battal İlgezdi'nin avukatı İnal Bektaş'ın yaptığı basın açıklamasına katıldı. Kılıçdaroğlu, açıklamanın ardından belediye binası önünde toplanan partililere seslenerek, oy vererek seçtikleri başkanlarına sahip çıkmalarını istedi.

Kılıçdaroğlu, belediye binası önünde toplanan partililere şu konuşmayı yaptı:

"ZULME KARŞI DİRENMEK EN ÇOK BİZE YAKIŞIR"

"Hakkı, hukuku ve adaleti bu ülkeye getireceğiz, bütün direnmelerine rağmen getireceğiz. Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir. Bizim mücadelemiz halk mücadelesidir. Bizim mücadelemiz bayrak mücadelesidir. Bizim mücadelemiz vatan mücadelesidir. Bizim mücadelemiz hak, hukuk, adalet mücadelesidir. Adaletin olmadığı bir yerde devlet olmaz, adaletin olmadığı bir yerde barış olmaz, adaletin olmadığı bir yerde medya özgürlüğü olmaz. Adaletin olmadığı bir yerde özgürce seçim olmaz. Adaletin olmadığı bir yerde belediye başkanları özgürce görev yapamaz. Adaletin olmadığı bir yerde baskı ve zulüm olur. Zulme karşı direnmek de en çok bize yakışır. Çünkü biz Kuvay-ı Milliye'yiz, çünkü biz Mustafa Kemal'in askerleriyiz."

"SEÇTİĞİN, MAKAM VERDİĞİN BELEDİYE BAŞKANINA SAHİP ÇIKACAKSIN"

"Geldiğimiz nokta yeni bir süreci önümüze koyuyor. Demokrasi için mücadele ediyoruz. Hak, hukuk için mücadele ediyoruz. Bizim mücadelemiz halkın mücadelesidir, bizim mücadelemiz hakkın mücadelesidir. Biz hakkı ve hukuku savunacağız bu ülkede ve biz demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz bu ülkede. Buradan 80 milyon vatandaşıma sesleniyorum. Sen sandığa gittin belediye başkanını seçtin. Şimdi senin önünde tarihi bir görev var. Sen seçimle işbaşına getirdiğin, ona makam verdiğin belediye başkanına sahip çıkacaksın. Diktaya rağmen sahip çıkacaksın, baskıya rağmen sahip çıkacaksın. Zulme boyun eğmeyeceksin. Zalimin karşısında susmayacaksın."

"BERAAT EDEN VEYA TAKİPSİZLİK VERİLEN DAVALAR DOLAYISIYLA AÇIĞA ALIYORSUNUZ BELEDİYE BAŞKANIMIZI"

"Az önce içeride medya mensuplarına başkanımızla ilgili yapılan işlemin ne kadar gayri meşru olduğunu bütün delilleriyle ortaya koyduk. Beraat eden dava dolayısıyla veya takipsizlik verilen davalar dolayısıyla açığa alıyorsunuz belediye başkanımızı. Açığa alıyorlar ve sözde gözdağı veriyorlar. Onlara sesleniyorum, biz sizin bildiğiniz parti değiliz, biz masa başında kurulan bir parti değiliz. Biz hakkı ve hukuku savunan bir partiyiz. Biz Türkiye'nin birleştirici gücüyüz. Biz doğuyu batıyı, güneyi kuzeyi hiçbir ayrım yapmadan kucaklayan bir partiyiz. Biz Kuvay-ı Milliye ruhunu dokularında taşıyan bir partiyiz. Biz sizin gibi masa başında kurulan bir parti değiliz. Siz bütün gücünüzle bile gelseniz üstümüze bir tırnağımızı bile sökemezsiniz."

"BİZİM BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ VEYA AKRABALARI MAN ADASI'NDA ŞİRKET Mİ KURDU"

"Sanıyorlar ki bir şeyler yapacağız, onlar geri adım atacaklar. Ya bizim belediye başkanlarımız veya akrabaları Man Adası'nda şirket mi kurdu. Öyle bir şey mi var. Seçilen her belediye başkanına şunu söyledim; bir, seçildiğiniz gün artık parti ayrımını bırakacaksınız. Beldenizdeki her vatandaşa hangi partiden olursa olsun eşit hizmet götüreceksiniz. Çünkü bizi ruhumuzda, genlerimizde ayrılık yoktur, birlik vardır. Herkese insan olarak eşit hizmet götürmek vardır. Yetmez, iki, harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Biz hesap soran değil, hesap veren bir anlayıştan geliyor. Çünkü hesap vermek arkasında karar bir leke bırakmamak anlamına gelir. O nedenle her belediye başkanıma bunu söyledim, Battal başkanıma da bunu söyledim. Hesabını millete vereceksin, biz gücümüzü milletten alıyoruz. Biz gücümüzü Saray'dan değil, milletten alıyoruz."

"Hakimleri de harekete geçiriyorlar, savcıları da harekete geçiriyorlar. Tazminat davaları açıyorlar, milyonluk davalar. Sanıyorlar ki biz geri adım atacağız, sanıyorlar ki biz çekineceğiz, sanıyorlar ki biz korkacağız. Yahu senin feriştahın gelse biz korkutamaz."

"Evet, her mücadeleyi sonuna kadar yapacağız, her mücadeleyi. Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir. Bizim mücadelemiz tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruma mücadelesidir. Sen alacaksın Man Adaları'nda şirket kuracaksın, malı götüreceksin, Kılıçdaroğlu konuşmasın, konuşmazsa ne iyi olacak diyorsun. Kılıçdaroğlu konuşacak kardeşim. Ne dersen de konuşacak, bu milletin hakkını ve hukukunu savunacak."

"BU TOPLUMUN VİCDANINI AYAĞA KALDIRACAĞIZ"

"Paniğe kapıldılar, şaşırdılar. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Beraat etmiş davayı yeniden açıyorlar. İstediğiniz kadar dava açın, ne yaparsanız yapın. Adalet bizim vicdanımızdadır. Ben bu toplumun vicdanını ayağa kaldıracağım. Bu toplumun vicdanın birlikte ayağa kaldıracağız. Bu işin sağı solu yoktur, bu bir hak mücadelesidir. Bu nedenle bütün Atatürkçü kardeşlerime, bütün ülkücü kardeşlerime, bütün muhafazakar kardeşlerime, bütün sosyal demokrat kardeşlerime, bütün milliyetçi kardeşlerime, hangi görüşten olursa olsun, benimle aynı bayrağın altında aynı havayı teneffüs eden bütün namuslu ve dürüst vatandaşlarıma sesleniyorum. Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir, bizim mücadelemiz adalet mücadelesidir. Bizim mücadelemiz kutsal bir mücadeledir. Bizim mücadelemiz Türkiye mücadelesidir. Bizim mücadelemiz bayrak mücadelesidir. Bizim mücadelemiz adaleti yükseltme mücadelesidir. Bizim mücadelemiz bir arada huzur içinde yaşama mücadelesidir."

"RIZA'NIN ÖNÜNE YATANLARA NİYE BİR ŞEY YAPMADINIZ”

"Daha düne kadar Rıza'nın önüne yatanlar, niye onlara bir şey yapmadınız. Sormak istiyorum. Hükümete sormak istiyorum. Rıza'nın önüne yatanlara niye bir şey yapmadınız. Ayakkabı kutularında dolarları istifleyenlere niye bir şey yapmadınız. Sizde vicdan yok mu, sizde ahlak yok mu. Dava Amerika'da görüşülüyor benim vicdanım rahatsız. Neden Türkiye ile ilgili bir dava orada görüşülsün. Bir hırsızın, bir yolsuzun davası neden Türkiye'de görüşülmüyor. Neden o dosya kapatıldı. Rıza'nın altına yatanlar bize hesap sormaya kalkıyor. Sen önce bunun hesabını vereceksin."

"Dün yurt dışındaydım, sabaha karşı geldim. İlk geldiğim yer burasıdır. Bizim belediye başkanlarımıza dokundurtmayacağız. Hesapları varsa, gelip benimle hesaplaşırlar. Başkasını aramaya gerek yok. Benim çocuklarımın da mal varlığı ile ilgili bir sürü şey söylediler. Havuz medyası söyledi. Milyon nanenin oluşturduğu havuz medyası söyledi. Bir şey söyledim alındılar, dedim ki o havuz medyasının sahiplerine, yöneticilerine. Rıza Zarraf'ı çıkardınız televizyona, arkasında da Türk Bayrağını fon olarak kullandınız. Bunun adı ülkeye ihanetti, o ihanet yaftasını sizin boynunuza asacağım. Hiç endişelenmeyin siz. Bir yolsuzun, bir hırsızın, bir şarlatanın arkasına Türkiye Cumhuriyeti bayrağı koyacaksın, ben buna itiraz edince de ‘Ey Kılıçdaroğlu beni asacak mısın’. Seni asmayacağım, seni bu ülkede rezil edeceğim, rezil. Daha dur bakalım, şimdi bir bu başlangıç. Senin de bütün kirli hesaplarını çıkaracağım. Bu milletin önünde sen de hesap vereceksin. Bana hesap mı soracaksın. Sormazsan namertsin, sormazsan namertsin."

"Bu daha başlangıç. Mücadeleyi sonuna kadar yapacağız. Öyle bizden rahat rahat kurtulamazlar. Ne yaptık, çoluk çocuğunla ilgili nesi var nesi yok, malvarlığının. Ben onun gibi kaçmadım. Oturdum dilekçeyi yazdım TBMM Başkanlığı'na verdim. Kılıçdaroğlu'nun ailesi, soyu sopu nesi varsa hepsini masaya yatırın, getirin Meclis'e hepsini sorgulayın dedim, önce de elimi ben kaldıracağım dedim. Der miyim? Dedim mi? Dedim. Ama onlar buna cesaret etmiyorlar. Çünkü onlar Rıza'dan rüşvet aldılar, malı götürdüler. Onların milletvekillerinin çocuklarına verecekleri hesapları yoktur. Yüzü kızaracaktır ileride torunlarıyla yan yana geldiklerinde. Diyecek ki torunu bir dönem bu ülkede Rıza diye bir adam vardı, bu adam hırsızdı, bu adam yolsuzdu, bu adam bakanlara rüşvet dağıttı. Bu adam Meclis'te görüşülürken bunun dosyasını kim kapattı. Bu diyecek ki ben kapattım. Peki sen niye kapattın. Senin evine de mi bir ayakkabı kutusu kondu. Merak ediyorum. Evine de mi kondu bir ayakkabı kutusu. Niye bunu yapıyorsun. Hiç endişeniz olmasın, her kuruşun hesabını soracağız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı için. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Onlar şeytan biz konuşacağız ve söyleyeceğiz. Sesimizi yükselteceğiz. Bu ülke için, çocuklar için yükselteceğiz."

"BÜTÜN VATANDAŞLARA AÇIK ÇAĞRI YAPIYORUM; BELEDİYE BAŞKANLARINIZA SAHİP ÇIKINIZ"

"Bütün vatandaşlarıma çok açık ve net bir çağrı yapıyorum. Hangi belediye olursa olsun, bütün belediye başkanlarımıza sahip çıkınız. Belediyelere gidiniz, belediye başkanına sahip çıkınız. Senin oy verip belediye başkanı seçtiğin kişi gayrimeşru yollarla görevden alınırsa o belediye başkanına sahip çıkmak bu milletin onuru ve şerefidir. O onuru ve şerefi her vatandaş göstermelidir. 20 Temmuz'da bir darbe yaptılar. OHAL'le bir darbe yaptılar. Şimdi yerelde bir darbe yapmak istiyorlar, halkın oyuna karşı, halkın iradesine karşı, halkın iradesini yok etmek istiyorlar. Biz bunu size yedirmeyiz arkadaş, kusura bakma. Yedirmeyiz, sana parça parça yediririz bunları."

"Sizden tekrar açık ve net bir görev bekliyorum. Hepimiz demokrasi adına, bayrağımız adına, birlikte barış içinde yaşama adına oy verdiğimiz belediye başkanlarına sahip çıkacağız. Hangi partiden olursa olsun. Bizim belediye başkanlarımız onlarınki gibi değil. Ağlayarak koltuklarını terk etmeyecekler, istifa etmeyecekler. Çünkü hesabını verebilirler. Biz hesabını veririz, her kuruşun hesabını veririz. Çünkü bizim defterimizde namuslu olmak yazılı. 5 kuruşa tenezzül etmeyeceksin. Bizim defterimiz böyledir. Bizim kitabımız da böyledir. Bizim ahlakımız da böyledir. Biz böyle yetiştik, böyle de devam edeceğiz. Bizim yolumuz hak yoludur, bizim yolumuz doğru yoldur."

"Sadece belediye başkanlarımızı değil, bu ülkede kim haksızlığa uğramışsa görüşü ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun bütün mazlumlara sahip çıkacağız. Mazlumlara sahip çıkmak bize yakışır, demokrasiye sahip çıkmak bize yakışır, demokrasiye sahip çıkmak bize yakışır. Çünkü Cumhuriyet Halk kolay değildir. Cumhuriyet Halk Partili olmak vatanseverlik demektir. Cumhuriyet Halk Partili olmak bayrağı sevmek demektir, demokrasiyi savunmak demektir. Cumhuriyet Halk Partili olmak demek mazlumun yanında zulmün karşısında olmak demektir. Cumhuriyet Halk Partili olmak demek Rıza Zarraf'a değil Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e sahip çıkmak demektir."

"Bütün belediyelerin olduğu yerlerdeki bütün vatandaşlarımın kendi seçtikleri oya çıkmaları ve belediye başkanlarına sahip çıkmaları gerekiyor."

(FOTOĞRAF)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!